Gazeteci Ahmet Zorlu Kayseri Şeker'de yaşananları ve nerden nereye geldiğini köşe yazısında tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Ayrıca Zorlu yazısında "İZLİYORSUNUZ DEĞİL Mİ?" diye sordu ve şu ifadeleri kullandı:İzliyorsunuz değil mi?Metin Demircan kardeşim, getirildiği görevi elinin tersi ile itti, çiftçinin emeği, alın teri konusunda kendini oraya attı, her gün bir yeni yanlışı dile getiriyor, Kayseri Şeker ile ilgili.Dostum Erkan Öztürk, her yanlışı bir şekilde dillendiriyor, bedel ödeme pahasına da olsa.CHP İl Başkanı Feyzullah Keskin, Şeker’de yaşananlara dikkat çekti, çiftçiyi yağmaladılar, ama işçiyi yığdılar CHP’nin önüne.Boşuna çabalıyorsunuz kardeşim.Biz millet olarak, hakkımızı aramayı bırak, sırtımızdan geçinen asalakları sırtımızda taşıma alışkanlığı ve kültürü edindik. Görmüyor musunuz, hakkını aradığın çiftçi dikiliyor karşına.Daha doğrusu, hakkını aradıklarını dikiyorlar karşına.Mustafa Elitaş ile Yaşar Karayel kafa kafaya vererek getirdiler bu muhteremi, Kayseri Şeker Dünyasının başına.2016’ya kadar kullandılar dönemin yöneticilerini.Çiftçinin Hastanesini yok ettiler.Umarım o kayıtlar duruyordur, kimler, kimleri bu hastanede kürtaj ettirdi, milliyetçi mukaddesatçı kayyum üyesinin yönetimindeyken bu hastanede, bir gün ortaya dökülür.Araç filosunu erittiler.Bir gece hırsız giriverdi yan kuruluşlardan birine ve bilgisayar kayıtlarını çalıverdi.2016’da yaşananları bu millet biliyor.16 Temmuz Sabahı ilk pankart Şeker’in girişine asılmış ve “Demokrasiyi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı destekliyoruz” yazılmıştı afişe.İnsan merak ediyor, hangi reklamcıya dükkan açtırıp gece yarısı yaptırtmıştınız o afişi?Tıpkı Fetö’ye bulaşmışların 16 Temmuz sabahı, gün ağarmadan meydanda çorba dağıtmaları, ya da parti binasına dev Atatürk Posteri asmaları gibiydi, bu ekibin davranışı.Ardından 3 ayrı Fetö Soruşturması.Yurtdışı yasağı, gözaltılar, tutuklamalar.Biz hep aynı soruyu sorduk, “Ortadan kaybolan, yakalanan, tutuklanan, Fetö’den yargılanan bu adamları kurumun kilit noktalarına kim yerleştirdi?” diye.Ev Sahibinin kirasını Fetö’nün bankasına yatırdığı için işinden edilen, bırakın kendisi, ailesinden hiç kimsenin o günden sonra kamuda iş bulamadığı bir düzende bu adam ve bu adamın adamları sıyrılı verdiler, yargının kıskacından.Ne de olsa arkalarında, kafa kafaya vermiş siyasiler vardı.Daha da acı olanı nedir biliyor musunuz sevgili dostlar.Her genel kurulda, toplanan kalabalık salonlara dolduruldu, erkeklere mont, kadın üyelere de Çin malı yemek takımı ile bu güzide kurumun geleceği karartıldı.2016’dan sonra Şeker’den sorumlu isim de değişti.Menzilin Has adamı yerleştirildi ve kadrolaşma Menzil üzerinden yapıldı.Geçen 13 yıllık süre zarfında, yazdığım yazılar nedeniyle bu adamlarca hakkımda defalarca davalar açıldı, hepsinde belgesini sundum beraat ettim.Hemi de ne davalar.Ben ‘Hava bulutlu, yağmur yağacak’ diye yazdığımda bile, “Bana ördek dedi” diye mahkemeye koştu bu zavallı.Bu süre zarfında, iktidardan vazgeçtim, bir muhalefet partisi yöneteni çıkıp ‘Davalar ne durumda, avukat arkadaşların desteği gerekiyor mu?’ diye sormadı.Geçen zaman diliminde ne ses kayıtları, ne bilgiler, ne vurgun iddiaları geldi, yan dönüp bakmadım.Zira ben Türkiye’nin ilk 50 sanayi kuruluşu listesinden 4-5 milyar borca sürüklenen, iştirakleri tek tek yok edilen bir kurumun sahipleri, çiftçilerin duyarsızlığına isyan ettim.Üzüldüğüm nedir biliyor musunuz?Merhum Hasan Ali Kilci hasta hasta, MHP İl Başkanı Mete Eke ve onlarca haysiyet sahibi insan, Fetö’cü Masak görevlileri ile yine Adaleti Fetö’yle takas etmiş hakim ve savcıların önlerine yem olarak atıldılar, Kayseri’den bir sağduyulu siyasi çıkıp “Ama bu kadarı da fazla” demedi.Daha da acı olanı, bir Milli günde, Milliyetçilik denilince mangalda kül bırakmayan bir kurum düzenlediği söyleşiye konuşmacı olarak davet etti bu adamı, bir tek ben gündeme getirdim, eleştirdim.Bir kongre sonrası Kayseri’den 3-4 aslan sosyal demokrat ziyaretine gittiğinde bu zata, yine ben eleştirdim, teşhir ettim.Yani Sevgili dost.Bu güzide kurum, Kayseri Ekonomisinin ana merkezlerinden biridir.Ama başına gelenler için o kadar çaba sergiledim, yazdım, yorum yaptım, karşılığı haftanın her günü adliyeye gitmek oldu.Yani nefesim yetmedi.Sana tavsiyem, size tavsiyem sen de, siz de benim gibi yapın.“Bana ne kardeşim, siz kendi davanıza sahip çıkmıyorsanız, her türlü musibete layıksınız” deyiverin.Bak sen, siz ve bu konuda kalem sallayan bir iki kardeşim “Nemalanamayanlar, çamur atıyor” sınıfına dahil oldunuz.Bilmiyorum yazan kardeşlerim ve senin ve sizin hakkında kaç tane dava açıldı, kaç dava daha açılacak.Ama tekrar söylüyorum, ben kırgınım.Sana değil, size değil, hakkını aramak adına defalarca hakim huzuruna çıktığım çiftçiye kırgınım.Onlar haklarını arayanların yanında değil, “Akşam pastaneye gel de sana dondurma yalatayım”cılardan hazzediyor.
GÜNDEM
Yayınlanma: 14 Eylül 2023 - 11:15
Gazeteci Ahmet Zorlu, Kayseri Şeker'de yaşananları yazdı!
Gazeteci Ahmet Zorlu yazdığı köşe yazısında "2016’dan sonra Şeker’den sorumlu isim de değişti. Menzilin Has adamı yerleştirildi ve kadrolaşma Menzil üzerinden yapıldı.Geçen 13 yıllık süre zarfında, yazdığım yazılar nedeniyle bu adamlarca hakkımda defalarca davalar açıldı, hepsinde belgesini sundum beraat ettim" ifadelerini kullandı.
GÜNDEM
14 Eylül 2023 - 11:15
Bu haber 4174 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir