Nakış nakış edebiyat akımları yerine oturmuş bir ALBİNA Aşka aşık yürek ile yazılıyorsa o kitabı okumak herkesin boynunun borcudur.İçinde fırtınalar var ise bir yazarın kelime dağarcıkları da birikmiş ise durmaz yazmak için acele eder. Tıpkı Yazar Sergül Vural gibi. O bir kadın kalem olarak Kayseri’de kitaplarını, Şiirlerini Öykülerini aşk ile kaleme alıyor. Yazar şair Sergül Vural ile yeni Kitabı ve projeleri hakkında görüştük. Gastepress’e konuşan Vural, Aşka aşık yüreği ile Gazeteci Yazar Remzi Yıldırım’a Ellerimi Bırakma sloganı ile ALBİNA kitabını çarpıcı görüşleri ile anlattı.-BAŞLAMAK YAZMANIN BESMELESİDİR-ÖNÜME ENGEL KOYAN HİÇKİMSE OLMADI-KALBİ GALYANA GETİREN DUYGULAR YAZDIRIYOR-KİTAPLAR İNSANA VEFAYI ÖĞRETİYOR-AŞK’A AŞIK YÜREĞİM VAR BENİM “ Merhaba Sergül Hanım. Yazı hayatına şiirle girdiniz deneme ve romanla devam ettiniz. Şiir kuma kabul etmez, denir. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? “BAŞLAMAK YAZMANIN BESMELESİYDİHayat, yolunu dosdoğru çizenlere gülümser; yolunu eğri çizenleri ise törpüler. Biz bu yolda hem kendimizi hem de kalemimizi törpüleyenlerdeniz.Hayatın boşluklarına, direnme asiliğini göstermek için efsunlu bir deryaydı yazmak. Gençlik yıllarımda yüzme bilmeden daldım bu deryaya. Başlamak yazmanın besmelesiydi; yapmayı planladığım işlere devam etmekse inandığım yolda kararlılık… Bir kulaç, Bir kulaç daha. Sonunda boğulmayacak kadar öğrendim bu deryada yüzmeyi. Zor işlere attığım her kulaç, yüreğime ve aklıma olan özgüvenimin ispatıydı.Yüreklilikle silahlanan, yiğitlikle savaş taktiği uygulayan ve gözü peklikle hamle yapan insanın karşısında kim durabilir? Önce şiir dedik evet. Sonra taştı gönlüme dokunan kelimeler. Kâh deneme oldu kâh hikâye kâh roman. Mühim olan gönlümde büyüttüklerime ortak etmekti okurlarımı; öyle de yaptım.Kim kaderine karşı gelebilir ki? Gönlüm, şiire yatkınlığı kadar düz yazıya da yatkındı. Şiirim de çaresiz boyun büktü bu kadere. Fakat onu hiç incitmedim. Şiir hep gözbebeğim oldu ilk günden beri. Hâlâ halleşiyorum onunla ve Rabb’im nefes verdiği sürece de bu dostluğumuz devam edecektir. Şiirlerimin kitap babından sesinin çıkmaması dosyalarımın beklemesinden, yayın camiasının şiir kitaplarına sıcak bakmamasındandır. Ancak her ne varsa dünyada hepsi de zamanını bekler. Gün gelir tabak tersine döner elbet. O güne kadar şiirlerim çeşitli mecralarda okurlarıyla beraber olacaklar.“ Kitapların düşünce ikliminden yayılan kendine özgü kokuları vardır. İnsanı mest eden bu misk ü amber içinde kadın olmanın getirdiği sorumluluğu yazarlığınızla nasıl bağdaştırıyorsunuz? “ÖNÜME ENGEL KOYAN HİÇKİMSE OLMADIÇok kolay, Sadece ve sadece âdem kimliğimle yazıyorum. Ve yazı hayatım boyunca cinsiyet ayrımına hep karşı çıktım. İnsan olarak herkesin sorumlulukları vardır. Erkeğin sorumluluğu var da kadının sorumluluğu yok mu? Aslında sorun, insanın yakın çevresinin birbirine karşı hoşgörülü yaklaşımında hem düğümleniyor hem de çözülüyor. Bize birçok genç, yazı hayatına destek arayışıyla ulaşıyor. Bunların içinde yazdıkları şiirlerle sorgulanan kızlar olduğu kadar yazdığı yazılar defalarca eşleri tarafından yakılan, bilgisayarındaki dosyaları silinen beyler de var. İnanması zor ama bunlar hakikat. Şairlik ve yazarlık insanların gıpta ufkunda yer almasına rağmen bu yola çıkanlar, ilk önce en yakınları tarafından sorgulanıyorlar. Açıkça ifade etmeliyim ki yazı hayatım boyunca yakın çevremden, önüme engel koyan hiç kimse olmadı. Yakınlarım ve yazar çevremdeki yolda büyüklerim yazmam için bana daima destek oldular. Ben de şair ve yazarlıkta kararlılık ve adanmışlık esastır, düsturuyla hareket ettim ve etmeye de devam ediyorum.“ Bize biraz yazma ruh halinizden bahseder misiniz? “KALBİ GALYANA GETİREN DUYGULAR YAZDIRIYORBu bana daima sorulan bir soru. Yazmak için belli bir zemin elbette gerekli ama bazen öyle oluyor ki insan zihninde dolaşan kelimeleri kaybetmemek için ortam, materyal veya coğrafya aramaya zaman bulamıyor. Bence yazmak ya da sizin tanımınızla yazma ritüeli tembel olmayı kabul etmiyor. Zihninize gelen cümleleri kaydettikçe sürekli yenileri geliyor. Bunu bir döngü olarak da düşünebiliriz. Yazdıkça gelişen, geliştikçe yazılan bir döngü. Bu döngünün dişlileri kelimeler, çarkı ise cümlelerdir. Akılda dolaşan düşünceler, kalbi galeyana getiren duygular, şahit olunan olaylar, insanlar, doğa güzellikler yazıldıkça yenilerine zemin açılıyor. Ben genellikle şiirler dahil bütün yazılarımı bilgisayar ortamında çalışırım. Kaydettiğim duygu ve düşünce dökümlerini bir yerlerde muhakkak kullanırım. Mesela yağmuru seyrederken yazdığım notları, bir romanda, bir hikâyede okuyabilirsiniz. Hasılı, her an hep bir tefekkür ikliminde olma gayretiyle ve bu iklimi kaydetmeyle metinlerime zenginlik katıyorum.“ Şiirlerinizde ve yazılarınızda ütopik bir efsun seziliyor. Beşerle başlayan ve ilahiye uzanan bir aşkı işliyorsunuz. Bunu bilinçli mi yapıyorsunuz? “AŞK’A AŞIK YÜREĞİM VAR BENİM Şiir, bilinçten ziyâde şuurla söylenen sözler bütünüdür. Yazı ise düşünce sisteminin duygularla harmanlandığı verimli bir tarla. O tarlaya hangi tohumu ekerseniz o filizlenir. Bir yerde yangın varsa oradan dumanlar savrulur. Bir yerde nehir varsa etrafındaki yeşilliklerden bilinir, orada bir hayat kaynağının olduğu. Şiir ve yazı da böyledir. Kalem erbâbı ya kalemiyle avlar kelimeleri ya da kendisine bahşedilen ilham ile söyler içindekileri. Kendimi bildim bileli Aşk’a âşık bir yüreğim var benim. Hep bir hasret, hep bir bekleyişim var. Hiçbir cüz bu hasretimi dindiremiyor, dindiremez de… Böylesine yoğun bir duyguya müptelâ olan gönlümün bir kanadı dünyada diğer kanadı ebediyettedir. Bu hâlim ister istemez yansıyor, şiirlerime ve yazılarıma.Her sevdâ kendince büyüktür. Her âşık, kendi yaşadığını, yaşananların en hası olarak tanımlar ve kabul eder. Tasavvuf ehlinin de Leylâ’dan Mevlâ’ya uzanan çileli bir yolu vardır. Ne demiştik az önce: Sadece ve sadece âdem kimliği. Aynı düstur Aşk-ı Hakikat için de geçerlidir aslında. Ve itiraf etmeliyim ki Mecnun’dan Mennan’a uzanan yolun henüz ilk basamağındayım. Bu basamak dahi kül olmadan yanışıma vesile. Önümde çıkılması gereken daha çok merdiven var. Rabbim çıkabilmek için derman versin gönlüme. “ Yüreği bu kadar dolu bir insan olarak eminim ki yeni kitap çalışmalarınız da var, Bize bu projeleriniz hakkında da bilgi verir misiniz? Hem böylece okurlarınıza müjde olmuş olur.”KİTAPLAR İNSANA VEFAYI ÖĞRETİYORElbette yeni kitap çalışmalarım da var. Ve nefes alıp vermeye devam ettiğim sürece yazmaya devam edebilmek için Rabbime duâ ediyorum zirâ kitaplar insana vefâyı, sevgiyi, iyisiyle kötüsüyle hayatı ve en önemlisi de insanı öğretiyor. Bu bağlamda yakın zamanda yeni bir romanım basıldı. Adı “Albina”Albina’da,1914’lü yıllardan 2000'li yıllara kadar uzanan Anadolu insanının hayatlarını, yaşam şekillerini, gelenek ve göreneklerini gözler önüne sermeye çalıştım. Romanda ataları farklı dramlar yaşayan Türk genci Mustafa’yla Çerkez kızı Albina’nın yollarının kesiştiği yerde yeşeren hakikat aşkı asıl konu olarak ele aldım. Kitapta adı geçen her insanın acı tatlı yaşanmışlığını aynı zamanda sabırla hasretini, umutla bekleyişini ve aşkını, deyim yerindeyse nakış nakış işledim.Her insanın içinde bir gökyüzü saklıdır. Ben de eserimi kendi gökyüzünü bulanlara ithaf ettim.Bir şair olarak şiir kitaplarımı beklemede tutmak beni üzüyor olsa da roman yazmaya ve deneme yazılarıma devam ediyorum. En kısa zamanda edebiyatın farklı bir dalı olan öykü ile okurlarıma yeniden merhaba, diyeceğim inşallah. Bizi takip etmeye devam etsinler. Sürprizler üst üste gelebilir.“ Çok velut bir kalemsiniz. Biz de yeni çıkacak kitaplarınızı sabırsızlıkla okuyucularınız bekleyecektir. Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. “Bana bu imkânı verdiğiniz için ben de size çok teşekkür ederim Remzi Bey. Nâdide okurlarınıza binlerce selâm. Gastepress’e katkıları için çok teşekkür ederim.RÖPORTAJ/Remzi Yıldırım/gastepress.com
KÜLTÜR-SANAT
12 Şubat 2021 - 09:29
Sergül Vural; " Aşk'a aşık yüreğim yazdırıyor "
İnsan, toplumla birlikte hareket eder, toplumdan etkilenir. Sosyal açıdan bir yönü vardır. Güzellikler insana tek başına, çok bir şey ifade etmeyebiliyor. Yazar söz ruhununun fotoğrafını bir kaldıraca oturtturur. Okuyucu ile buluşma anında nefes alması normale döner yazarın. Yazmaya başlama anını besmeleye benzetiyorsa ALBİNA okuyucuya vereceği mesajlar var demektir.
KÜLTÜR-SANAT
12 Şubat 2021 - 09:29
Bu haber 1186 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir