Yazar Pınar Alkış, Kitaplar ile küçük yaşından itibaren arkadaşlık yaptığının yazar olmasında önemli bir rolü olduğunu mütevazı şekilde nitelendiriyor. Yazar Alkış, Benim de hayata dair söyleyecek sözlerimin olduğunu ve bunları söylemem gerektiğini Yazarlık Okulunda fark ettiğini açıklıyor. Gerçek hayat içerisinde kazanmak çok önemli. Kazanmanın çok çeşiti var. İnsan kazanmak, sevgiyi kazanmak, vs. Yazar pınar kazanımını öyle güzel açıklıyor ki, her açıklaması rengârenk açan ortancalar gibi ‘Edebiyat Kazancımı Seviyorum ‘ beni edebiyat zengini yaptı. Herkes edebiyat zengini olmalı.’ “ Kendi hayat hikâyenizle birlikte Edebiyata ilginiz nasıl başladı diye söze başlamak istesek neler söylersiniz “Babamın mesleği dolayısıyla sıklıkla şehir değişikliği yaparak büyüdüm. Bir şehre kök salmak, insanlarla samimi dostluklar kurmak mümkün olmadığı için küçük yaştan itibaren kitapları dost edindim ve onlara kök salmayı tercih ettim. Bu yüzden her okuduğum kitabın yazarıyla sohbet ettiğimi düşünürüm. Kitapların sadakati edebiyata ilgi duymam için yeterli bir neden bence. Kitap sadakati edebiyatı sevdiriyor. Hayatın içerisinde edebiyat zengini olmak çok güzel bir duygu. Herkes edebiyat zengini olmalı. “ Yazar okuluna geldiğinizde ilk dersten çıkınca yazar olabilirim demiş miydiniz, ilk intibanız nasıldı? “Yazar Okuluna yazmak için değil, yazarların hayata bakışını anlamak, onların zihin dünyasını daha yakından tanımak için katılmıştım aslında. Çünkü ben yazarlığın öğrenilebilecek bir şey olduğunu düşünmüyordum. Ama dersler esnasında yazarlar yerine kendi zihnimin analizini yaptığımı, aslında kendimi anladığımı fark ettim. Anladım ki aynı konu, aynı olay olsa bile her insanın söyleyeceği farklı sözleri var. Benim de hayata dair söyleyecek sözlerimin olduğunu ve bunları söylemem gerektiğini fark ettim. Yazar olabileceğimi hiç düşünmeden başladığım Yazarlık Okulu 'insana kendi içine ayna tutmasını' öğretiyor ve bu öğretinin büyük bir kazanım olduğunu düşünüyorum. “ Yazarlık Okulu ile atölye çalışmaları, kitap okumaları ve ardından Akalemlerde yazmaya başladınız. Dergi gerçekten bir okul mu yoksa herkes bağımsız mı? Nasıl dergi olarak Akalemler ailesi sizce? “Akalemler elbette bir okul, bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dergide yazmak süreklilik gerektiriyor bu da disiplinli yazmaya mecbur bırakıyor. Ayrıca her sayıda daha iyi bir yazı ile yer almak istiyor insan ve bu nedenle de sürekli kendini geliştirme gereği duyuyor. Çünkü yazdığınız kadar ulaşabilirsiniz dergimizin okuruna. Bu konuda daha birçok neden sayılabilir tabi ki. Akalemlerin okul niteliğinde olması bağımsız olmasına engel olmuyor. Her yazar kendi penceresinden dokunuyor hayata. Tek amacı edebiyat olan, hayatla bağ kuran ve canlı kalabilen bir dergi Akalemler. Derginin gösterişten uzak bir dizaynı var bu da dergi içeriğinin hayatın özünde var olan ve hissedilebilen yazılardan oluşmasının yansıması bence. Yazar Selim Tunçbilek' in dediği gibi “Bazı dergilerin hacmi, bazı dergilerin ise ağırlığı vardır." Akalemler, ağırlığı olan ve hayata dokunan bir dergi. “Akalemlerde düzenli yazıyorsunuz disiplinli bir yazı hayatınızın olduğunu düşünüyoruz. Gerçekten öyle mi? Yazmak nasıl bir his oluşuyor sizde? “Akalemler beni yazmam için teşvik ediyor ve ben de her sayıda yer almak için düzenli bir şekilde yazmaya çalışıyorum. İnsan, bir kere kağıt kaleme dokunarak anlatınca, her şeyi yazarak anlatmak istiyor. Ben, hayatın gözden kaçan ya da önemsenmeyen kısımlarına ilgi duyduğum için yazılarımda hayatın birebir içinde yer alan, ama birçoğumuza sıradan gelen nesneleri, olayları yazmayı tercih ediyorum. Okura, 'bir karınca, bir yudum çay, bir damla yağmur göründüğü kadar sıradan değil aslında, bir de bu açıdan bakın' demek istiyorum. Tabi ki yazarken o başkalaşımı hissederek yazıyorum ve bu tarif edilemez bir duygu benim için.“ Yazarlık serüveniniz içinde size ışık olan yazarlar ve eserler hakkında özellikle belirtmek istediklerinizden söz eder misiniz? “Defalarca okusam her okumada başka bir tat aldığım yazarlar var elbette. A. Cahit Zarifoğlu, F. Dostoyevski bambaşkadırlar benim için. Ama defalarca okuduğum bu yazarların beni yazmaya teşvik ettiğini söyleyemem. Okumak başka yazmak başka çünkü.Yazarlık Kursuna başladıktan birkaç ders sonra Yazar Selim Tunçbilek ile sohbet ederken A. C. Zarifoğlu' nun bir şiirinden bahsetmiştim. Kendisi, ne hissediyorsunuz, ne düşünüyorsunuz bu şiiri okurken, diye sormuştu. Anlatmaya başladığımda ise, bunları yazarak anlatın ben yazınızı okuyayım, demişti. O sohbetten sonra yazmayı istediğimi fark ettim ve ilk yazım da bu konuda oldu.“ Yazdıklarınızı kitap haline getirmeyi düşünüyor musunuz? Bunun vakti gelmedi mi? “O kadar yeniyim ki yazı hayatında kitap için oldukça erken. Ama mutlaka gerçekleşmesini istediğim güzel bir hayal.ÖZEL RÖPORTAJ HABER/Remzi Yıldırım/gastepress.com
KÜLTÜR-SANAT
23 Ocak 2021 - 12:29
Yazar Pınar Alkış; "Kitapların Sadakati edebiyatı sevdiriyor"
Kayseri’de hazırlanan Edebiyat dünyasında gönüllerde taht kurmaya devam eden Akalameler dergisi kente yazar yetişmesinde tarihi katkılar sağlıyor. Elbette derginin müstakil yeni yazarlarında Pınar Alkış ile yaptığımız söyleşide, Yazar okulunda edebiyat ile arasında bir aşk başladığını söyledi.
KÜLTÜR-SANAT
23 Ocak 2021 - 12:29
Bu haber 1071 defa okunmuştur.
İlginizi Çekebilir