Cumhuriyet rejiminin bütün vatandaşları yasa önünde eşit sayması, onlar arasında hiçbir ayrıcalık tanımaması, onların devlet yönetimine eşit olarak katılımını sağlaması, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini devlet teminatı altına alışı, milli birlik ve beraberliğimiz açısından da birleştirici ve pekiştirici olmuş, milli sınırlarımız içinde hiçbir ayrıcalık yapmaksızın bütün vatandaşlarımızın paylaştığı, yararlandığı, bu nedenle korumaya ve yaşatmaya kararlı olduğu bir yönetim haline gelmiştir.
Cumhuriyet rejimi aynı zamanda insan unsuruna verdiği değer, insan hak ve özgürlüklerine gösterdiği saygı nedeniyledir ki çağdaşlaşmayı, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmayı en iyi şekilde gerçekleştiren bir ortam oluşturmuştur. Diyebiliriz ki Türkiye'nin çağ atlaması, milletimizin Atatürk'ün önderliğinde her türlü engeli aşarak uygar Gençlerimiz ve her gelecek kuşak bilmelidir ki, bu vatanda kurduğumuz Cumhuriyet yönetimi, Atatürk'ün önderliğinde bir ölüm kalım savaşından sonra gerçekleştirilmiştir. Bu büyük başarının arkasında binlerce şehidin, binlerce gazinin harcı vardır. Bu bakımdan, kurulan bu büyük eserin her yönü ile gelişmesi, geliştirilmesi, doğabilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunması, Cumhuriyet kuşaklarının Atatürk'e ve onun devrim arkadaşlarına borçlu olduğu kaçınılmaz bir görevdir.
Şüphesiz ki Cumhuriyet kuşakları, bu görevin bilinci içinde kendilerine bırakılan emaneti sürekli koruyacaklar, Türkiye Cumhuriyeti'ni Büyük Önder'in çizdiği yolda sonsuza dek yaşatacaklardır.Bir toplum haline gelişi, laik ve demokratik cumhuriyet rejimi sayesinde mümkün olabilmiştir. Şöyle bir otur. Otur ve düşün. Ne acılar, ne çileler çekilmiş şu uğurda. Biraz da özgür olabilmek için, düşündüklerimizi kısık sesle söylememek için ne savaşlar verilmiş Anadolu'nun dört bir yanında. Dedeni askere yollarken bir damla bile gözyaşı dökmeyen mert annesini düşün. Ve onu düşünerek bak önüne, sağlam bak, tam önüne. Kimsenin ne dediği seni ilgilendirmesin. Kulaklarını kapat bağnaz düşüncelere ve senin yolunda gördüğünün tut elinden. Ama sakın unutma arkada yaşanmışları. Geçmişini, tarihini… Bu yola oradan geldiğini. Kolay kazanılmayan bir cumhuriyetin çocuklarıyız. Korumak istiyorsan cumhuriyetini hiç durma. Oturduğun sıradan başla işe, kullandığın tebeşirden, yürüdüğün yoldan,baktığın, gördüğün, duyduğun her şeyden. Bilmediklerini araştır ve duyur duyması gereken herkese.
Çekebildiğin yere kadar yükseklere çek al bayrağı, tutabildiğin kadar yüksek tut İstiklal Marşı'nı okurken sesini. Yaşamak ne güzel değil mi bu gül bahçesinde? Özgürce, istediğin gibi…Her şeyi canının çektiği gibi yapmak hoş. Fakat bir de durup arkaya bakmak lazım. Geldiğin yola, tam arkana. Farkında mısın oradaki sisli havanın, çekilen acının? Görüyor musun bir elinde sancağı bir elinde süngüsüyle seni, senin geleceğini koruyan dedeni? Şimdi önüne dön. Güller içinde bir yol. Arkanda ise, toz duman bir özgürlük kavgası izleri. İşte gördüğün dikenli yol seni bu gül bahçesine getiren,ayaklarını yere sağlam bastıran yoldur.