Bizi kim kurtarır? Süper kahramanlar mı? Çalışmak mı?

Bir ön mülakatta süper kahramanımın kim olduğunu sormuşlardı.Bu yazının konusu oradan çıktı.. Biraz uzun oldu kusura bakmayın… Ama güncel sorulara cevaplar da var…

Soruya bende yok diye cevap verdim.

Çünkü süper kahraman yoktur. Keşke olsaydı ama yok işte… Dünyada en özel insanlar Peygamberlerdir. Allah C.C. onları dahi zulümlerden, hastalıklardan, yokluktan, mağlubiyetten beri tutmamıştır. Allah C.C.’ünbize vermek istediği mesaj onların da sizin bizim gibi insan olduklarıdır.Onlar biz özeliz dememişvar güçleri ile çalışmışlar ve canlarını bu uğurda vermekten çekinmemişlerdir. Zira dünya yan gelip yatmak yeri değildir. Çalışmak ve emek sarf etmek gerekir. Dünya işlerinde başarılı olmak istiyorsanız çalışın. Bu dünyada başarı da, hükümranlıkta çalışana verilir… Irkına bakılmaz, dinine bakılmaz, kötümüdür, iyi midir bakılmaz. Bu konuda en trajik örnek Kızılderililerin, Afrikalıların, Aborjinlerin başına gelenlerdir. Onlar çok iyi insanlardı, doğaya saygılı, insana saygılı, hayvanlara saygılı. Hatta tabiatta varlıkları bile belli olmayan insanlardı ihtiyaçlarından bir gram fazla tüketmiyorlardı... Ancak batılılar geldiler ve sonrası korkunç… Katliamlar, yağmalar ve kölelik…Çünkü batılılar onlara göre ulaşımda, silahta ve taktikte çok daha üstündü.

Dolayısı ile benim hayatımda bir süper kahramanım yoktur. Hepimiz etten ve kemikteniz. Hepimizin alacağı nefes sayılıdır. Vakti gelmeden ölemeyiz vakti gelince de erteleyemeyiz…

Dünyada Nasrettin hocanın dediği gibi parayı veren düdüğü çalar… Üç kuruşa beş köfte yoktur yani..

Bizler uzunca bir süre bu kaidelere uyarak dünya tarihinde çok güzel işler başardık hala dünya o günlerde ki huzuru arıyor denilebilir. Ancak nerede ise son 300 yıllık tarihimizde maalesef bilim ve ekonomide üstünlüğü batıya kaptırdık… Tabiri caizse tüm kütüphanelerimizi, kitaplarımızı, tecrübelerimizi onlara verdik. Bu kez onlar yaptı biz seyrettik. Kah kendi kuyruğumuzun etrafında döndük, kah lale devrinde, kaldık kah çaba gösterdik… Baktık olmadı zaten bu ciğer de mundardı dedik… Ama gerçek değişmedi… Entrikalar ile casusular ile aramıza kattıkları nifaklarla fitneler ile rüşvetler ile  bizi duman ettiler.. Hala da diyoruz ya, işte dış mihrakların oyunu bitmez diye…

Ancak herşeyide boşlamadık.. Topallasak da düşsek te bazen uyuklasak ta yürümeye devam ettik… Bu sayede uzunca bir zamandır görmediğimiz kadar yetişmiş insan gücüne sahip olduk.. Ciddi bir alt yapıya kavuştuk. Tekrar başarmak istiyorsak ki istiyoruz… Eskiden ders alıp, artık bu kazançlarımızı değerlendiripyeni dünyada etkin bir rol almalıyız...

Dijital dünyada…

Evet…Yeni dünyaya,  dijital dünyaya merhaba… Eğitimde sağlıkta finansta yani her alanda yeni bir dünyaya merhaba…

Dijital dünya birçok yazarın, bilim insanının görüşüne göre büyük bir felakete sebep olabilir, hatta dünyanın sonunu getirebilir… Doğrudur… Bu mümkün… Buna güzel bir örnek... Çin quantum bilgisayarını geliştirdiğini duyurdu yakın tarihte… Bu ne demek… Bu şu demek… Bu bilgisayar o kadar hızlı ki siz göz açıp kapayamadan  altınızdan minderinizi çalar demek…

Ancak dijital dünyadayeni fırsatlar daolabilir. Ben buna inanıyorum… Üretim tekeli kırılabilir… Bunun en güzel örneği Covid aşısında görüldü bir çok ülke ve merkez çok kısa bir zamanda Covid aşısı üretebilme başarısını gösterdi…Nasıl??? İşte bu dijital teknoloji sayesinde yıllarca süren ve devasa alt yapı ve para gerektiren hazırlıklar artık insiliko denilen teknikle çok daha ucuza birkaç haftada tamamlanabiliyor… Sadece bir bilgisayar yazılım ile…

Dijital dünyada üretim kolaylaşacak ve hızlanacak, örneğin 3D yazıcılar sayesinde evlerinizde ihtiyacınız olan ürünleri üretebileceksiniz, çocuğunuza oyuncağını kendiniz yapabileceksiniz. Birleşik Arap emirliklerinde 690 metrekarelik binayı 3D yazıcıların 2 haftada bitirdiğini biliyor muydunuz?

Verim artacak.. Çünkü yapay zeka sayesinde tarım, hayvancılık, sanayi gibi üretim adına ne varsa bizim imkan ve tecrübelerimizin çok daha üstünde bir hassasiyet ile üretim yapılacak israf ve hata minimalize edilecek bu da maliyetleri düşürecek, verimi artıracak…

Savaş artık klavyeler üzerine taşınacak… Kim dijital dünyaya  hakim olursa o kazanacak… Kim yeni nesil teknolojik çözümler, ürünler ortaya koyar ise o kazanacak. Bunun en güzel örneği Karabağ savasında yaşandı… Birkac milyon dolarlık İHA teknolojisi milyar dolarlık savunma sistemlerini yok etti.. Çok ucuz maliyetli kamikaze dronlar devasa tankları yok etti…İyi bir dijital beyininiz ve alt yapınız varsa size kimse saldırma cesareti gösteremeyecek… Daha güzel olanı, bu teknolojinin üretimi için çok devasa tesislere de gerek yok artık… Bir hangar yeterli…

Yalnız bu yeni dünyadadeğişmeyen tek bir şey var o da çalışmak… Çalışmak maalesef gene şart…

Mağlup olmak istemiyorsak, yine itilip kakılmak istemiyorsak, bunu sana veririm ama sende bunu bana vereceksin, şunu yapmayacaksın bunu yapmayacaksın denilmek istemiyorsak, masada bende varım demek istiyorsak; çok çok çok çalışmamız gerekiyor… eski hataları tekrarlamamamız gerekiyor.

Her alanda teknolojiye hakim olmalıyız… İlime, bilime şaşı bakmakla olmuyor… Örneğin yattığın yerden aşıya karşıyım, bizi kısırlaştırıyorlar, içinde şu varmış, bu varmış demekle  olmuyor. Yüzyıldır aşı oluyoruz. Nüfusumuz 16 milyondan 84 milyona çıktı… Tifo yok, difteri yok, Ömer Seyfettin’in boğmacası yok, kızamık yok, çocuk felci yok.Yaş ortalamamız 40’lı yaşlardan 80’li yaşlara çıktı bunu gören yok…Doğru olan aşıyı hala biz neden yapamadık diye sormak lazım ki onu da yapıyoruz az kaldı…

En komik şeyde aşı ile bize çip takacaklar mevzusu… Birincisi bunu düşünebilen zekayı zaten kim ne yapsın… Aşı ile sana çip takacaklarına inanır aşı olmazsın, gider en son marka telefona dünyanın parasını yatırırsın… Niye???? Cep telefonu sayesinde benim her hareketimi çok daha rahat izlesin, neyi severim, neye zaafım var hepsini öğrensin diye… Garip değil mi??? Size aşı olmayın diyenler cep telefonu almayın demiyor… Halbuki cep telefonunuzsizin nabzınızı sayıyor, parmak izinizi biliyor, tüm sağlık verilerinize ulaşabiliyor ve bizzat bunları  bu telefon yapabiliyor diye siz onu tercih edip alıyorsunuz… Bunu hiç düşündünüz mü?

Dünyada herkes herkese muhtaç bunu unutmamalı… Bu dünyada herkes mutlak kötü değil, herkes mutlak iyi değil… Geçmişte de öyle değil idi şimdide öyle değil… Dolayısı ile her teknolojik gelişimi kötülemek, reddetmek yerine ona sahip olmak önemli olan… Madem ki sen iyi insan olduğunu iddia ediyorsun o zaman iyiliğin galip gelmesi için var gücünle çalışman gerek.

Hülasa…bu yazıda anlatmak istediğim konu şu idi… Yeni dünya düzeninde gerekli adımları atar isek bu bizim felaketimiz değil kazancımız olur… Her türlü biyolojik saldırıya karşı dünyanın birçok yerinde aynı anda aşı ve benzeri çözümlerler geliştirilirse veya savunma teknolojileri saldırı silahlarına karşı çok cüzi bir maliyet ile ülkeleri savunabilirse,İyiler çok çalışır ve başarır isekimse kimseye saldıramaz, Dijital teknoloji sayesinde üretim maliyetleri ucuzlar, geçim sıkıntıları azalır dünya yeniden huzurlu bir yer olur…

Bunun için tek şart var oda çalışmak, çalışmak, çalışmak…

Süper kahraman da gerekli değil...

Saygılarımla…