Geleceği kurtarmak adına

İlim, irfan; hem bir ferdi hem de bir toplumu ayakta tutan, saygınlık ve güç sağlayan en önemli haslettir, özelliktir.

Her bir ferdin ve toplumun ana ekseni ilmin ışığına doğru yol almak olmalıdır. Tarih boyunca görülmüştür ki ilimin beşiği neresi ise yaşamda, ticarette, zenginlikte orada olmuştur. Malum Semerkant, Bağdat hala dillerdedir. Bugün Amerika, Japonya ve Almanya isimleri hepimizin gözünde neyi canlandırmaktadır, bellidir.

Bu yazımızda sizin dikkatinizi bir kez daha gelecekteki yeni teknolojilere çekmek istiyorum. Zira dijital dünyada kıyasıya bir yarış tabiri caizse bir savaş sürmekte. Bu yarışın ana ekseni gelecek yüzyılda dünya toplumlarına kimin hükmedeceği konusu. Bundan sebep gençlerimize çocuklarımıza yeni nesil eğitim vermemiz kaçınılmaz bir hale gelmiştir.

Bu neden önemlidir?

Artık gıda, tarım, eğitim, sağlıktan tutunda kişisel ve ülkegüvenliğine kadar tüm işler dijital teknolojiye evriliyor. Yakın gelecekte (5-10 yıl) tarlanızı robot makinalar ekecek toprağa uygun tohumu o seçecek, hava durumuna göre sulamayı o yapacak. Eğitimde bugünlerde test edilen konu çocuklar okula gitmeden evinde telepati yöntemi ile öğretmenlerinden bilgilerini alabilmesinin yöntemleridir. Yine Sağlık alanında felç hastalarının kendi beyin dalgaları ile hareket ettirdikleri protezler sayesinde özgürce dolaşabilme ve iş yapabilme imkanına kavuşması, kanserin ve bir çok hastalığının daha ortaya çıkmadan engellenmesi imkanları ortaya çıkmaktadır.

 Ülke güvenliği, ticari sırlar, sağlık sırları, toplumun genetik ve sosyal yapısı artık herkes için bir tık ötede. Şehirlerin havasına verilecek gaz veya nanopartiküller sayesinde toplumsal hareketlerin yönetilmesi gizli kapaklı yürütülen devletlerin derinliklerinde çalışılan ancak çok da gizli olmayan konular. Savaşlar artık dijital ve moleküler dünyaya taşındı. Son dolar krizinde doların saniyeler içersin de yükselmesinin nedeni masa başında oturan birkaç global alıcının birkaç tuşa basmasından ibarettir.

Bu sebepledir ki eğitimde iş hayatımızda ve ülke güvenliğimizde acilen yeni yapılanmalara ihtiyacımız var. Eğitimmüfredatına mutlak suretle kod eğitimleri, programlama dilleri ile teknolojik ütopiler, fikirler eklenmelidir. Hatta bugünden eklenmelidir. Tarımdan sanayiye, sağlıktan güvenliğe her kurumda teknolojiofisleri oluşturulmalı gerek kamuda gerek sivil toplum kuruluşlarında gerekse de özel teşebbüste kurs ve sertifikasyon eğitimleri verilmelidir.
Veliler, gençler dünya değişiyor bunun farkına biran evvel varın gelecek planlamalarınızı meslek seçimlerinizi buna göre yapın çağın gereklerine uygun meslek dallarına yönelin. Öğretmenler öğrencilerimize bunları anlatalım öğretelim. Bizler tıp öğrencilerimizi asistanlarımızı bu teknolojilerle eğitelim bu teknolojilere uygun tez verelim araştırma yaptıralım.Bu bir milli meseledir. Bir gün bile kıymetlidir. Dünyada bilgi üretimi bir yılda kendini ikiye katlayarak artıyor. Bunun farkına varalım.

Bu yarışta geriye kalırsak ne olur.

Çok net bir şekilde izah etmek gerekirse bu işi başaranlar yiyeceğimiz ekmek için tohumu, sanayide, sağlıkta, savunmada kullanacağınız her türlü cihazı, ilacı, silahı bizim rekabet edemeyeceğimiz düzeyde ucuz üretir. Bizi dünya pazarlarından siler. Ülke güvenliğimiz tehlikeye girer.

 Buna en güzel örnek epilepsi hastalarında kullanılan cihazı üreten dünyada tek firma dolar krizini bahane ederek fiyatını üç kat artırdı. İster al ister alma diyor. Hastalar ortada kalakalıyor.
Son zamanlarda bu işin farkında olan kurumlarımız, şirketlerimiz ve STK’larımız oluşmaya başladı. Ancak yetmez bu bir milli hamle olmalıdır. Bu bir devlet politikası olmalıdır.

Ançak  şunu hiç unutmayalım; çocuklarımıza ne öğretirsek öğretelim her şeyden önce güzel ahlakı öğretmeliyiz. Çünkü teknoloji iki kenarı keskin bir bıçaktır. İyi tarafını ancak güzel ahlakı olanlar kullanır.Dünyada eskimeyecek tek kaide güzel ahlaklı adaletli iyi insan olmaktır.

Saygılarımla…

Halil Ulutabanca