Yaşanan ekonomik sıkıntıların üzerine bir de kamu yetkililerinin umursamazlığı sıkıntıları ikiye katlıyor.
Hizmet sektörü, alt yapı ve üst yapıda maliyetlerin ‘‘ SON 2 YILDA YAKLAŞIK 10 KATINA VARAN ARTIŞI ’’ müteahhitlere iş yapma olanağı tanımıyor.
Taahhütleri olduğu için işi yarıda da bırakamayan kamu müteahhitleri batırılıyor. Birçok firmanın teminatına el konularak ihalelerden yasaklı duruma düşürülüyor.
Ön görülemeyen fiyat artışlarını karşılayamayan firmalar yapmış olduğu işin hakedişlerini dahi almakta zorlanıyor ve yetkililerden yardım bekliyor.
Hakedişlerini dahi almakta zorlanan firmaların bu durumu Kasa gerçekten boş mu ? sorusunu akıllara getiriyor.
Yetkililerin umursamadığı sorunun faturası kamuya iş yapan firmalara kesiliyor.
Kamu müteahhitleri batırılırken halkın parası heba ediliyor…
Kamu müteahhidinin siyasilerden beklediği yardım gelmeyince mecburen ve çaresizce yarım bırakılan iş mevcut yüklenicinin istediği fiyat farkının 3-5 katına yeniden ihale ediliyor. Kamu zararı ciddi boyutlara ulaşıyor. Halkın menfaatlerini çıkarlarını savunmak için seçilen siyasiler çözüme sessiz kalarak adeta halkın parasının heba olmasına bile isteye sebep oluyorlar.
Yetişmiş yılların birikimi ile kurulan firmalar batırılınca yeni yapılan işlere katılım ve rekabet sağlanamıyor. Yani kaynak israfı maalesef katlanarak devam ediyor.
Görüyoruz ki kimse umursamıyor oysaki bugün umursamadıkları müteahhitler Ak Partinin Türkiye’de örnek belediyecilik diye adlandırılan işlerini yapmış ve başarılı olmuş kişiler.
Asıl soru gerçekten liyakatli işin ehli kadrolar iş başında mı?
Önümüzde yerel seçimler var satranç misali iktidar ve muhalefet halkın içinde vatandaşların sorunlarını dinleyip çözüm üretmek için neler yapacak bekleyip göreceğiz.
Yoksa sadece sızlanıp şikâyet mi edecekler bu durumdan.
İşin özü ekonomide yaşanan sıkıntıların faturası vatandaşla beraber müteahhitlere kesiliyor.
Kamu müteahhitleri depremde gerçekten güzel sınav verdi ve tam not aldılar bir tane dahi yıkılan kamu binası yok bu sebeple TOKİ konutlarina insanların güveni arttı. Ancak neticeye gelindiğinde o binaları yapan bir çok müteahhit şuan da çok zor durumda ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar ama duyan kimse yok. Malzeme ve işçilik fiyatları yılbaşından bu güne 2-3 katına çıktı ama enflasyon değerleri yüzde 20 civarında bu sartlar altında ezilen sadece müteahhitler.Bu sebeple sizleri bu yazınızdan dolayı tebrik ediyorum inşallah bu konuda yazılarınızın devamı gelir.
Gastepress ailesini ve böyle bir yazıyı kaleme alan yazarınızı canı gönülden tebrik ediyorum. Bu türlü sıkıntıları umarım her zaman dile getirirsiniz.
Değerli dostum Dündar Dinçer, 2 senedir kanayan büyük bir yaraya parmak bakmışsın,ama yetmez,batan sadece kamu müteahhitleri değil batan batana küçük çaplı çalışan sanayi esnafı, orta ölçekli kobiler,inşaat sektörü,malzeme tedarikçileri,asgari ücretliler,emekliler,velhasıl millet olarak batıyoruz, batmayan tek kesim ülkenin lik kesimi bunlards devletin tüm kaynaklarını tepe tepe kullanan kesim,onlar her gün gelirlerini katlıyorlar,hemde hükümetimiz sayesinde katmerli zengin oluyorlar,ama umudumuzu korumalıyız Allah var gam yok,bu mazlum milletin ahı yerde kalmaz,gün geçtikçe millet zorlanıyor,zorlandıkça ahlar varlar,keşkeler artıyor, sonumuz hayır olsun diyelim inşallah.
Gerçekten çok doğru bi yazı olmuş helal olsun