Böyle bir zamanda kalemi elime alıp yazmak gerçekten çok zor. Her yerde insanların yaşadığı acıyı ve çaresizliği görmek, elimden bir şey gelmemesi gerçekten kahrediyor insanı…
Ben 1999 yılındaki büyük depremi Düzce’de yaşamış biriyim. O kara günlerde yaşım her ne kadar küçük olsa da, gördüklerim, duyduklarım, yaşadıklarım ise hala hafızamda… 1999 depreminden sonra da güzel ülkemizde bir çok yıkıcı deprem oldu. Bir çok bina yıkıldı, binlerce can kaybı, binlerce kararan ve dağılan hayatlar… Ama her deprem sonrası duyduklarımız ve gördüklerimiz hiç değişmedi. Paralar verildi, yaralar sarıldı ve her seferinde gördük ki yaralarımız yalandan sarılmış, üstü kabuk tutmuş ama altında kocaman yara duruyormuş.
Biz her defasında şunu öğrenememişiz ve hiç akıllanmamışız… Hiçbir acı bize ders olmamış. Yıllar geçmiş ama biz ne binalarımızı ne de ahlakımızı düzeltmemişiz. Tarihin belki de en büyük yıkıcı depremi başımıza geldi. Ama biz yine tam zamanında orada olamadık. İnsanlar enkaz altında yıkıntılar arasında, uzanacak bir yardım eli bekledi ama biz yine geç kaldık. Baktığımız zaman bizler deprem havzası başta olmak üzere; ekipmansızlık, koordinasyonsuzluk ve imar aflarımızla depreme hazırlanmamışız. Hangisini elimize alsdak elimizde kalır. Ben oradaki ekipman ve koordinasyon işine pek değinmeyeceğim çünkü işin içinden çıkamayacağız. Benim merak ettiğim, deprem bölgesi Türkiye’de nasıl seçim kazanmak için imar affı getirilir, nasıl bu binalar denetlenmez… Şimdi derler ki Yapı Denetim firmaları var! Müteahhitin parasını ödediği Yapı Denetim firması bu binaları nasıl denetleyecek çok saçma!!!
Tabiki bunların dışında yine ahlakımız, her felakette artan fiyatlarımız ve depremde çıkan hırsız ve yağmacılar ve de bir takım kendini bilmez siyasetçiler… Bu olayda yapılmaması gerekenlerin başında olan siyaseti yapmaya çalışanları gördükçe hem üzüldüm hem de utandım.
Ez cümle umarım bu felaket bizlere gerçekten ders olur. Nasıl bina yapılır, nasıl afete hazırlıklı olunur, nasıl esnaf olunur, nasıl siyasetçi olunur, nasıl ahlaklı ve vicdanlı olunur bunları bize öğretir. Tabut evler milletimizin kaderi olmamalıdır. Yüce Allah hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa, milletimize de sabırlar versin inşallah