Corona Virüs'ün dünyada hızla yayımlası ile, 5G tartışmaları da alevlendi. 5G teknolojisinin yaydığı yüksek orandaki radyasyonun da etkisiyle corona gibi virüslere karşı insan bağışıklığını azalttığı yönündeki iddalar daha da arttı. Peki bu iddaalar ne derece bilimsel verilere dayanıyor.
5G NEDİR?
Mobil iletişimin dünyasındaki en yeni jenerasyonu olan 5G artık hayatımıza giriş sağladı.
Peki nedir bu 5G?
Kablosuz internetteki 5. Generation (Nesil) olan 5G yüksek download (indirme) ve upload (yükleme) hızları, daha düşük ping (gecikme) değerleri ve bağlantı kopma ihtimalini ortadan kaldırmayı vaat ediyor. Ana hedefin şimdilik saniyede 20 GB hızında olacağı öngörülüyor. Bu da Endüstri 4.0 gelişmesini ve IOT (Nesnelerin interneti), otonom araçlar, akıllı fabrikalar, sağlık hizmetleri, ev otomasyonu, sensörler, bulut teknolojisi gibi birçok yenilikçi teknolojinin önünü açıyor.
5G teknolojilerinde sinyallerin frekansları arttıkça veri aktarım hızı doğru orantılıyken; sinyalin menzili yani kapsam alanı ters orantılıdır. Binalar, yapılar hatta yağmur, kar gibi doğa olaylarından bile etkilenebileceği söyleniyor. Kullanımda olan LTE (4G) ve diğer mobil kablosuz bağlantı standartları 6 GHz altındaki frekans ile çalışırlar ve kapsama alanı geniştir. Bu dönemde veri aktarım hızı, artık günümüz teknoloji ve endüstri ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.
Dünya da Amerika, Güney Kore, Çin, İngiltere ve İsveç gibi ülkeler bu yeni teknolojiyi şimdiden kullanmaya başlamıştır. Çin menşeili olan Huawei Asya pazarında ve dünyada bu teknolojinin öncülüğünü yapıyor.
5G’NİN DİĞERLERİNDEN FARKI
Şu an kullanımda olan ‘G' ağları 700 MHz ve 6 GHz arasındaki frekansları kullanıyor.
Hayatımıza yeni giriş yapmış olan 5G ağı ise, 28 GHz ila 300 GHz arasındaki frekanslarda çalışıyor. 4G, 3G'den 10 kat daha hızlı iken 5G'nin, 4G'den bin kattan daha hızlı olacağı söyleniyor. 5G’nin asıl hedefi sunduğu yüksek hız değerleri değil, düşük gecikme değerleri olacağı özellikle belirtiliyor. Bu sayede şu an kullandığımız 4G teknolojisinin neden olduğu uzaktan sağlık operasyonları, otonom araçların kontrolü gibi hassas gecikme sürelerinin önem arz ettiği konularda gelişmeler olacaktır.
5G’nin en büyük olayı milimetrelik dalgaların kullanılmasıdır. Bu dalgaların çevredeki yapılar tarafından kolayca emilmesi en büyük sorunu ortaya koyuyor: Baz istasyonlarının yetersizliği. 5G teknolojisi ile daha fazla baz istasyonuna ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyacı eskisi gibi büyük direklerle değil yeni teknolojinin getirisi olan ev tipi modem boyutunda olan küçük hücreler kullanılacaktır. 5G’nin ufak hücre baz antenleri sokak lambaları, otobüs durakları, bina yan cepheleri gibi yollardaki yüksek noktalara yerleştirilecek. Bu sayede bağlantı problemleri ortadan kalkarak daha hızlı internet kullanımı sağlanacaktır. İnsanların radyosundan etkilenme oranı artacağı için korunma teknikleri gibi konularda büyük önem arz ediyor. Geliştirilecek olan özel evler kıyafetler radyasyondan etkilenmeyi azaltan araçlar gibi teknolojiler de gelişecektir.
5G TEKNOLOJİSİ TEHLİKELİ Mİ?
5G teknolojisinin hayatımızı birçok alanda kolaylaştırırken tehlikeli yanları hiç mi yok? Elbette bu teknolojinin getirisi kadar birçok da zararı var. 2018 yılında 250 bilim adamının (17'si Türkiye’den) imzasının bulunduğu, dünya sağlık örgütüne bu teknoloji hakkında ulusal dergilerde makaleleri olan bilim insanlarının bu teknolojinin zararları üzerine bir bildirge göndermiştir. EMF (Elektromanyetik alan) radyasyon sağlığımıza zarar verecek. Çok düşük seviyelerdeki radyasyon bile baş ağrısı, uyku düzensizliği, konsantrasyon zorlukları, çocuklarda ve gençlerde davranış bozukluklarına sebep olabilirken 5G ile artan radyasyon miktarı kanser riskinin büyük oranda artırıldığı belirtiliyor. 1992’de 53-78GHz frekanslarında Rusya’da yapılan çalışmalarda kalbin çalışmasını etkilediği deneysel olarak ispat edildi. EMF (Elektromanyetik alan) karınca, arı, kelebek, gibi antenli sürü halinde yaşayan hayvan türlerinin iletişimini etkilemesi ve yönlendirilmesine olanak sağlayabiliyor.
Bütün bu tehditlerin gerçekliğini kanıtlayacak veriler bulunmuyor. Firmalar ve kurumlar, bu teknoloji yarışı içerisindeyken sonuçlarını pek somut bir çalışma, rapor vs. düşünmedikleri gözlemleniyor. Görünen o ki 5G’nin zararlarının olup olmadığını hayatımıza girdiğinde göreceğiz.
Sağlık açısından kesinliği bulunmasa da siber güvenlik açısından IOT (Nesnelerin İnterneti) ile özel yaşamın ihlal edileceği ve saldırılara açık olması bekleniyor.
5G GÜVENLİĞİ İÇİN ONAYI KİM VERECEK?
5G önceki G2 mobil iletişimin yerini almayacak, yeni mobil radyasyon artışıyla çevremizi radyasyon ile kirletecektir. Şu an kullanımda olan ‘G’ frekansların yanı sıra çok daha yüksek frekanslar kullanacak. Bu teknolojide belediye, sivil toplum örgütleri ve vatandaşların söz hakkı olmayacak ve otomatik onay verileceğini İngiltere’deki örnekler ile görüyoruz.
TÜRKİYE 5G İLE NE ZAMAN TANIŞACAK?
Amerika’da 12 şehir pilot olarak ve İngiltere, Çin de büyük oranda kullanılmaya başlanan teknoloji 2020'de Türkiye'ye gelmesi hedefleniyordu. COVID-19 nedeniyle biraz daha gecikme ile geleceği belirtiliyor. Huawei’nin dünyadaki 5G teknolojisinin öncüsü ve sürdürücüsü rolünü Türkiye’de Turkcell yapıyor fakat Turkcell’in 'Yerli 5G Drone' projesi ile şebeke özelliklerini bile Huawei sağlıyor.
COVID-19 VE 5G BAĞLANTISI
Bu konu hakkında hala somut veriler bulunmamaktadır. Komplo teorisyenlerinin 5G teknolojisinin COVID-19 tetiklediği ve artırdığı etkileri şu an da kesinliği bulunmamaktadır.
Özetle korona virüs ile 5G teknolojisi arasında bir bağ olduğu iddiaları şu an için gerçekle bağdaşmıyor. Bilimsel bir açıklaması da mevcut değil. Bristol Üniversitesi'nde çocuk hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Adam Finn, "Yaşadığımız salgın enfekte olmuş bir insandan bir diğer insana geçmek suretiyle yayılıyor. Bunun böyle olduğunu biliyoruz. Hatta hasta bir kişiden alınmış virüsü laboratuvarda çoğaltabilmeye bile başladık. Virüsler ve cep telefonlarını, internet bağlantılarını çalışır kılan elektromanyetik dalgalar birbirinden tamamen farklı şeyler" dedi.