‘Yaşam, eve dönmekten ibarettir.’ Patch Adams, Tom Shadyac
Yaşam eve dönmekten ibarettir sözünü çok severim. Ancak bu yazımda 13 Eylül 2023 günü çalışmak için evden çıkan ama öldürüldüğü için eve dönemeyen on sekiz yaşındaki Edanur Çoban ve ölümüne sebep olan ihmaller dizisi hakkında bir şeyler yazacağım.
14 Eylül 2023 tarihli gazete haberlerinde Edanur Çoban ile ilgili yazılanlar genel olarak şu şekildeydi; Üniversiteye yerleşen Edanur, okulların açılmasına kadar olan zamanı okul harçlığını biriktirmek için çalışarak değerlendirmeye karar verdi. O gece işten çıkıp evine giderken, arkasından gelen, eski sevgilisi olduğunu iddia eden Gökhan Ç. tarafından, bir tüfekle vurularak olay yerinde hayatını kaybetti. Gökhan Ç. ise kaçtı.
Edanur’un acılı annesi ise ‘Benim çocuğum okuyacaktı. Ben ne hazırlıklar yaptım. İki valiz kıyafet aldım’ dedi... Şimdi ise tek beklentisi kızının katilinin gün yüzü görmemesi. Dileriz öyle de olur. Maalesef Edanur ilk değil ve korkarım ki son da olmayacak...
Peki, bir insanın canını almak nasıl bu kadar kolay olabilir? Mesela cinayeti işlediği tüfeği nereden ve nasıl temin etti Gökhan Ç.? Yine haberlere göre, internet üzerinden satın
almış... Silahlanmak, hem de bilinçsiz ve kontrolsüz silahlanmak bir milli güvenlik sorunu iken nasıl bu kadar kolay temin edilebiliyor. Gelin bazı sayısal verilerden bahsedelim.
Yasal (ruhsatlı) ve yasa dışı silah şeklinde bir ayrım yapmak, suçun işlenmesi anlamında yanlış bir ayrımdır. Çünkü Amerika’daki verilere göre ruhsatlı bir silahın suça karışması ortalama 5-7 yıl sürmekte. Örneğin, avcılık amacıyla ruhsatlı bir silah temin edildiğinde, bu silahın evde bir eş, çocuk, anne ya da baba ölümüne sebep olmayacağının hiçbir garantisi yok.
Bu silahlar kasten öldürmede kullanılabileceği gibi, %2,4 gasp, %4,3 intihar, %17 kasten veya planlı öldürme ve %13’de kaza kurşunu ile ölüme sebep olabilmektedir.
2001 yılından 2011 yılına bakıldığında ise silahlı şiddet olaylarının %83 arttığı tespit edilmiştir. Yüzde 83!
Silahlı şiddet olayları %64,5 oranında ölümle ve yaklaşık %30 oranında da yaralanma ile sonuçlanmaktadır. Türkiye’de her yıl ortalama 4500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybediyor. Ve bu küçük çaplı bir savaş demek.
Rakamların ve olası sonuçların ciddiyetinin farkında mısınız?
Umut Vakfı’nın 2011 yılı verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 9 milyon silah bulunmakta. Aradan geçen 12 yılda kim bilir bu sayı nerelere tırmanmıştır. Bu sayı, o günün şartlarında her 100 kişiden 12sinde silah var anlamına geliyor. Ki yukarıda yazdığım gibi ruhsatlı bir silahın bile suça karışması ortalama 5-7 yıl alıyorsa, ruhsatlı silahların %14’ün haricinde kalan sayılar ve olası sonuçları çok korkunç.
Bu vahim ve korkutucu tablo nasıl oluştu diye çok tartışılabilir tabi ki ama bence artık asıl konuşmamız gereken, buna nasıl ‘DUR’ denilebilir. Silahsızlanma için çözüm denetleme olabilir, kısıtlama olabilir, kontrol olabilir , hepsi ve daha pek çok şey olabilir ama her ne olacaksa bugünden tezi yok planlanmalı ve uygulanmaya başlanmalı.
Uzmanlar ateşli silah kullanarak suça karışmış bir kişinin bir daha aynı eylemi tekrarlamasının önünde eğer o ülkede suçu önleyici mekanizmalar bulunmuyorsa bir engel bulunmadığını söylüyorlar.
Bir kişinin ateşli silahla suç işleyip cezasını çektikten sonra hayatına kaldığı yerden devam edebilmesi olasılığının düşük olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar mevcut. Zaten bu yüzden de suçu önlemek için bir ülkede sadece ceza mekanizmasının yerleşmiş olması değil, onarıcı mekanizmaların da (eğitim ve psikolojik destek gibi) bulunması gerekiyor.
Bireysel silahlar nedeniyle suç işlemiş birinin (ceza adil bir şekilde verilmiş olsa bile) sonrasında silah kullanıp kullanmayacağı belli değil. Bence toplumda derin yaralar açan bu önlenebilir sorunun çözülememesini, toplumsal mutabakata bağlı. Yani toplum olarak silah ve silahlanmayı yüceltiyor, mücadele edilmesi gereken bir sorun olarak görmüyoruz.
Her türlü baskı, huzursuzluk ve çatışma ortamı bu yarayı kaşıyor. Bu nedenle bir bireyin bireysel silah edinmesinin önüne geçmenin yanında, tekrar suç işlemeyi yahut erişimin psikolojik etmenlerini ortadan kaldıracak mekanizmalara ihtiyaç var.
Dilerim Edanur Çoban son olur...