Hep söylemişimdir.
Eski zamanlarda elimizde kılıç, sırtımızda zırh varken gücümüzü paylaşmayacaktık diye.
Üretici - savaşçı kadın toplumundan “benim çeyizim daha çokçularla , bileziklerini günlerde şıngırdatanların, pembe panjurlu evlerinin mutfağında beyaz atlı prenslerinin baskısına, şiddetine uğrayanların sineye çektiği mutsuz bir kadın toplumuna dönüştük. Vücudumuzu sıkı sıkı sarmalayan 90-60-90 ‘lık mengenenin içinde ‘ mükemmel kadın’ olma çabalarının estetik cerrahlarının, “Haydiii kızlarrr düşünce gücüyle zayıflıyoruz !!” diyen online şarlatanların kapısına götürdüğü kadınların toplumu.
Toplumların ilk tohumları yazıdan önceki karanlık çağlarda atılmış ve şu çevremizi bir zar gibi saran, bazen koruyan bazen de zehirleyen bir olgu olmuştur. Mağara zamanlarından ışıltı avizelerle döşeli evlerin salonlarına, havuzlu sitelerin arasına sıkıştırılmış insan sürüleri olarak yaşamımıza adapte olma çabası olan modernleşme içinde ‘ Birey’ olan yeni insandan çok daha taze zamanlarda, bir - iki yüzyıldan beridir bahsedebiliyoruz. İnsanı bireyselleştirme çabaları içinde kadının özgürleştirilmesi neden önemlidir?
Çünkü özgür düşünce toplumlarının yolu özgür kadınlardan geçer. İnsan ırkının hayatta kalma dürtüsü özgür kadınlardan geçer.
Kadın bir taşa damlayan bir su damlası gibi aşındırıcı, şekillendirici ve yapıcı bir etkiyken kendimizi düşünce, karakter olarak, binlerce yıldır zamanla değişen güçlerin yağmalamasına onaylayıcı bir odak olarak girmeye nasıl ikna olduk? Kadının diğer bir kadının kurdu olduğu artık doğru. Kendimizi bir döngüye hapsetmeyi başardık. Yıllardır bu çemberin kırılmasına dair yazıyor, araştırıyor ve anlatıyoruz.
Mükemmel olmanın altın oran yüz hatlarına sahip olmaktan başka bir şey olduğunu, insan neslinin diğer yarısı kadınlara anlatmamız gerekiyor.
Arkaik dönemlerden günümüze kadar geldiğimizde ordu yöneten, devlet kuran, antlaşmaların altına hükümdar olarak imza atan yönetici kadınlardan söz edebiliyorken şu an böyle bir güç paylaşımından bahsetmek mümkün değil.
Eski şaşaalı günlerin gölgesinde:
Artık sadece bir yaşam alanı hakkı için,
Yaşamak için , sadece yaşamak için bir diğer güne uyanıyoruz.
Gizem Hanım, yazınıza teşekkürler. Yerinde bir konu. İşin içine hükmetmek girince kadın veya erkek olmasının önemi var mı bilemiyorum. İnsanların birbirlerine hükmetmeye uğraşmaktan vaz geçtiği günler görmek dileğiyle.