Dün Talas Paraşüt Alanı’nda bir etkinlik vardı.
Ak Parti İl Başkanı Fatih Üzüm de oradaydı.
Kendisine gündemdeki “Bakan’ı Protesto olayının ardından
Parti Genel Merkezi’nden bir rapor istendiği iddiasına”
ilişkin sorumu sordum.
Ve dedim ki ;
“Kayseri ziyaretinde cami çıkışı, protesto edilen
Ticaret Bakanı Bolat’ın, protesto edilişiyle ilgili
rapor istenmiş. Gönderdiniz mi ? ”
Başkan Üzüm de, güldü ve ekledi ;
“yok öyle bir rapor istenmedi, ben de
Bunu yazan gazeteciden öğrendim.
Fatih Altaylı bile ciddiye alıp konu etmiş bunu.
Rapor falan yok, olsa olsa, ben onlara
sağlık raporu gönderirim. ”
Haydaaaa..!
Ne demek şimdi, “ben onlara sağlık raporu gönderirim”
Rapor, kendisiyle mi ilgiliydi yoksa, Altaylı ve Bulut’la mı
ilgiliydi, anlamadım.
Ben biraz kalın kafalı olduğum için “raporun”
kime ait olduğunu, hala çözemedim.
Fatih Üzüm Bey, buna açıklık getirirse sevinirim.
Konumuz bu değildi aslında...
Konuya ilişkin olayları hatırlamak için,
biraz geriye dönelim...
Olayın öncesini kaçıranlar için kısa bir
Hatırlatmada bulunayım.
İsrail’in son suikasti ile şehit edilen, Hamas Lideri
İsmail Haniye ve tüm Filistinli şehitler için,
Cuma namazı çıkışı, Kayseri Hunat camiinde
gıyabi cenaze namazı kılınacaktı.(Kılındı da)
O gün de, tesadüfen Ticaret Bakanı Ömer Bolat,
Bir dizi programa katılmak için Kayseri’ye gelmişti.
Hunat Camii’nde böyle bir gıyabi cenaze namazı
kılınacağı ve olası taşkınlıklar yaşanabileceği,
biline biline (bu kadarcık öngörü sahibi olunduğunu
sanıyordum) Ak Parti Kayseri İl Başkanlığı’nca yapılan
programa göre, Bakan Bolat’ın bu camide Cuma
namazı kılmaya götürülmesi olacak iş değildi.
Ama götürülmüştü ve sonra da olanlar oldu.
Bakan Cuma çıkışı oradaki gıyabi cenaze namazı için
Toplananların bir kısmınca, protesto edildi.
Bunun olabileceğini bilememek, tahmin edememek
Mümkün değil gibi görünüyor bana.
Peki Bakanlığın korumaları veya ilgilileri yok muydu ?
Neden böyle bir “oldu bittiye” izin verildi ?
Bakanlığın güvenlik elemanları da, diğer yetkililer de,
İl teşkilatlarının programına uyar, genelde.
Programlarını da ona göre yaparlar ve önlemlerini alırlar.
Böyle olduğu bilindiği halde, ısrarla bu Camiye gidilmesinin
Sebebi ne olabilirdi !
Bakan yani, Ak Parti, sıkıntıya mı sokulmak istendi ?
Veya böyle bir sıkıntı yaratılarak,
İl Başkanı’nın ayağı mı kaydırılmak istendi ?
Yoksa tüm bunlara sebep, Kayseri teşkilatının
Çok basit şekilde, bir öngörüsüzlüğü müydü ?
İşte bu soruların yanıtı bulumak üzere,
Parti Genel Merkezi, İl Başkanlığı’ndan
rapor istedi,iddiası ortaya atıldı.
Dedim ya, biz de sorduk İl Başkanı’na ,
“istenmedi” dedi.
İl Başkanı Üzüm böyle dediyse
böyledir ve tartışılmaz.
Ama, koskoca Ticaret Bakanı’nın protestosu
Sıradan şekilde hiç sorgulanmadan,
geçiştirilecek bir konu muydu ?
Yani Bakan’ın ya da, onun nezdninde AK Parti’nin,
Protesto edilmiş olmasının, hiç mi önemi yok,
Hiç mi araştırılması gerekmezdi ?
Buna kim inanır bilmiyorum !
Zira, partinin tüm bunları aydınlatacak
bir rapor istemesi kadar, doğal ne olabilir ki !
Burada doğal olmayan, Ak Parti İl Başkanı Üzüm’ün
Kendinden başka herkesi, hiçbir şey bilmez ve
Siyasete daha dün girmiş insanlar gibi görüp
Ona göre, konuya “tepeden bakışla” yaklaşması
ve sorulara alaycı cevaplar vermesidir.
Gazeteciler, onun çizdiği tarife uymuyorsa,
gazeteci değil,
Sorular, onun istediği gibi sorulmuyorsa,
Doğru soru değil,
İddialar onun canını sıkacak türdense,
Doğru, hiç değil.
Öyle ya , Kayseri’de siyaset ondan sorulur,
Ne, biz gazeteciler olarak, ne de,
milletvekilleri dahil hiç kimse
Onun kadar “bu işi“ iyi bilemeyiz.
Mesela, seçim geceleri ya da dönemlerinde,
Kimi zaman Ayşe Böhürler, kimi zaman da
Hulusi Akar’la bile tartışması, bu özelliklerinden
kaynaklı olabilir mi acaba ?
Üzüm’e, nasıl davranacağını söylemek,
ne de, bu yönde akıl vermek,
Benim de , hiç kimsenin de, hakkı da, haddi de değil.
Elbette kendi tercihi...
Ama öyle müstehzi gülüşlerle,
Ve yine alaycı yanıtlar vermekle olmuyor .
Üzüm’ün böyle davranışlarının
bir tek sebebi olabilir... !
Bu da, Başkan’daki nedenini bilemediğimiz
özgüven patlaması, (çünkü önceden böyle değil,
adeta bizden biriydi)
belli ki, üniversite yıllarından arkadaşı olan,
Murat Kurum’un tekrar Çevre Bakanı olması,
İl Başkanı Üzüm’de özgüvenin tavan yapmasına
Ve siyaseten gücüne güç katmasına, sebep olmuş... !
Ne diyelim, sağlık olsun.
O da, onun, “siyasi yoğurt yiyiş” şekli.
Böyle davranışlar, vatandaşta çok sert
geri dönüşlerle, karşılık buluyor.
Ekonomik olarak zaten sıkıntıda olan
Vatandaşlara, bu kabil tepeden bakışlar,
Sözler, davranışlar çok daha fazla batıyor, artık.
Siyaseten, aynı gemide olsalar dahi ;
Gemiden inmelere ve aksi yönde bilenmelere
neden oluyor.
Bunu hala görmek istemeyenler,
lütfen üst üste yapılan seçimlere ve dahi
sonuçlarına baksınlar.
Bunu da sadece, Erdoğan’ın tercihlerine
emeklilerin tepkisine, ülkenin
ekonomik durumuna bağlamasınlar.
Bakın, Ak Parti’nin her seçimde oy kaybetmesinin,
Sebeplerinden ilk üçünü yazayım.
Ak Parti’nin oy kaybetmesinde
Çok önemli birkaç faktör var.
Bence ilk üçü şöyle;
1- Düzeltilemeyen, ekonomik ağır şartlar
2- Feryatlarının gereği yapılamayan, emekliler
3- Herkese tepeden bakan, adeta dalga geçen, Ak Partili yöneticiler...
Siz anladınız, onu !