Beni eskilere götüren şarkılardan,
Yorulmuşluğumu yüzüme vuracak
Anılarımdan, hep kaçarım.
Hele ki, üstümdeki duvarla
hiç cebelleşmem.
Sizde de oluyor mu bilmem...
Erol Evgin’in “o” şarkısındaki gibi,
Hani, eski bir resme bakarken,
Hani, yılları sayar da insan,
Hani, gözleri dolar ya birden,
İşte öyle bir şey
Aynı böyle,
O resme bakmak istemezsin
Ama önüne gelmiştir,
O şarkıyı dinlemek istemezsin
Kulağından girmiş,
çoktan anılarını alıp
önüne getirmiştir.
Geçmişin, çocukluğun, gençliğin
film şeridi gibi gelir önüne...
Hızla kapatmak istersin,
Görmeyeyim,
hatırlamayayım dersin.
Ama olmaz.. Olamaz..!
Beynini hapsetsen
Kalbin durmaz,
Kalbin dursa,
Duyguların bugünde kalmaz.
İşte o anda,
Ağlamak istersin,
Gözlerin dolar,
Ama direnirsin,
O iki damla gözyaşı
akmasın diye..
Çünkü bilirsin akarsa
Duramazsın.
Ağlarsan, susamazsın
Hele ki hıçkırmak, bağırmak
Hayır yapamazsın
O üstündeki duvarları,
yeter artık deyip isyan edercesine
yıkmak istesen de ,
yıkamazsın...
Çünkü,
o duvarların tuğlaları,
Yıllar...
Harcı, çektiklerin..,
Üstünde oturanlar ise
güya dostlarındır,
Ve bü yüzden,
Yıllardır omuzlarında taşıdığın duvarı
Yıkamazsın,
çünkü,
Duvar ustasının adı,
hayattır..