Vakıf Malı Deniz Değil Ne Çabuk Unuttunuz Vakıf Bedduasını!

(Oturduğun ev ya da dükkan senin olsa aynı paraya kiraya verir misin, ama doğru söyle)

Türkiye genelinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün konut ya da işyerinde kiracı olarak oturanların sesleri, gündem oluşturmaya başlayınca, ben de merak edip baktım, neyin nesiymiş diye.

Özeti şu, Vakıflar’ın mülkiyetindeki ev ve işyerlerinde ucuza oturanlara, Ankara‘dan Bakanlıktan gelen talimatla yüzde 900’lere varan zamlar yapıldı.

Ne zaman için ? 2025 için.

Zaten biliyorsunuz Vakıflar da, kira sözleşmeleri yıllıktır. İsteyen öbür sene pahalı geliyorsa çıkıp gidebilir yani. Uzun süreli karşılıklı bağlama yok, her iki taraf için de.

Şimdi gelelim, madalyonun öbür yüzüne.

Türkiye’de biz vatandaş  olarak devletin her daim bize “babalık yapmasını“ isteriz, onun sahibi olduğu yerlere ucuza oturalım, mümkünse bize peşkeş çekilsin, (tabi bunun adı böyle söylenmez de) onun malıysa salla gitsin, (halbuki devletin malı dediğimiz aslında doğrudan bizim öz malımız), çürüsün, yıkılsın, yakılsın, önemli değil,zira devlet malı... Vergi kaçırma rekortmenlerinin cinliklerine hiç girmiyorum.

Hatta şöyle bir söz başka hangi ülkede var merak ediyorum;

Devlet Malı Deniz Yemeyen Keriz...!

Yuhh yani..

Ve bakın, herkes üniversite mezunu çocuğuna iş arıyor ama kimse sanayiye, özel sektöre gitmiyor. Önce devlet işi olsun, belediye olsun, bakanlıklar olsun, valilik olsun

Niye ?

Çalışsa da,çalışmasa da maaş garanti. (işini layıkıyla yapanlar, kul hakkından korkarak çalışan dürüst insanlar elbette ve kesinlikle hariç, onların önünde saygıyla eğiliyorum)

Sabah mesai 9 da başlıyorsa bilmiyorum ki, kaç kişi tam dokuzda işinde olur, aman canım beş dakika geçsin ne olur ki.. Öğlen yemek saati uzar, akşam çıkış beş dakkacık öne alınsa, ne var ki bunda, devlet batacak değil ya. Devlet batmıyor da, ahlaki değerlerimiz batıyor, öküzleşiyor ve iyice hırsız oluyoruz.

Velhasıl , sonuçta da devlet malı deniz... sözü bugünlere kadar gelebiliyor.

Gelelim,  Vakıfların kiracılarına yapan son zamlara...

Öncelikle şunu söyleyeyim, bu zamları , ne Vakıflar İl müdürleri ne de Bölge Müdürleri yapmadı. Ankara’dan Bakan ve dahi Cumhurbaşkanı’mızın onayıyla alınan karar sonucu verilen talimatla yapılan zamlar ve uygulamalar.Yani kimse burada kişisel cumhuriyetini kurup vakıf kiracılarını ezeyim diye bir kasıt içinde değil.
Peki ezilme var mı, bir de ona bakalım.

Şimdi yıllardan beri vakıf malı genelde kul hakkı sebebiyle çok itinali kullanılacakken bilirsiniz ki tam aksinedir, sahadaki gerçek. Yani vakıf malı üç otuz paraya kiralanabilir, satılabilir, alınabilir vs..

Ama kendi malımız oldu mu, anında çatıya dama çıkar isyan ederiz ve piyasa şartları, zamları vs. Ard arda gerekçe olarak sıralarız.  Ve sonra da, devletin birkaç senedir müdahale ederek yasayla sabitlediği yüzde 25 lik konutların kira zammı uygulamasına karşın , devlet bizim yapacağımız kira zammına ne karışır deriz. Kiracımızı talep ettiğimiz yüzde beş yüzlük, binlik zam oranını kabul etmezse, türlü cambazlık ve yıldırmalarla usandırır çıkmasını sağlarız. Sonra da yağlı bir müşteri bulup kiraya verdik mi , gelsin paracıklar deyip keyifle oturur kahvemizi içeriz. (bir süredir  yıllık yüzde 25 den fazla zam yapılamıyordu ya konutlara,  onu hatırlatayım dedim)

Şimdi Vakıflar’ın mülkiyetindeki, konut ve iş yerlerine  yapılan son zamlar yüzde 900’e vardı ya , bunun için de kiracılar, kendilerine göre haklı olarak zıpladı ve devlet yöneticilerini insaflı olmaya davet ettiler.

Bakalım durumlar nasıl, mesela Vakıf mallarında son 5 yıldır kiralar ne olmuş, ne kadar artmış yıllık ?

Mesela, 2018’de Vakıf mallarında oturan kiracılara zam yapılmış mı ?

Hayır.

Peki, kiracılar çıkıp topluca, “teşekkür etme eylemi “yapmışlar mı ?

Tabi ki hayır...

Ya da, kardeşim siz zam yapmadınız ama biz kar ettik alın size de şu kadar zam yaptık diyen olmuş mu  ?

Tabi ki hayır...

Mesela 2019’da Vakıf mallarında oturan kiracılara zam yapılmış mı  ?

Hayır.

Peki, kiracılar çıkıp  kardeşim devlet geçen sen ede zam yapmadı diyerek topluca, “teşekkür etme eylemi “yapmışlar mı ?

Tabi ki hayır...

Ya da, işyeri kiracılarından bir kişi bile,  kardeşim siz zam yapmadınız ama biz kar ettik alın size de şu kadar zam yaptık demiş mi ?

Tabi ki hayır...

Mesela 2020 yılında Vakıf mallarında oturan kiracıların kiralarına zam yapılmış mı ?

Evet..

Ne kadar yapılmış,  ya da zam yapılmayan geçen iki yılın acısı çıkarılmış mı ?

Hayır, Tüfe oranında artış yapılmış  yani, 2020 yılı için yüzde 14.60 ve kısmen de emsal esas alınmış.

Mesela, 2021 de zam yapılmış mı ?

Hayır yapılmamış...

Peki kiracılar çıkıp topluca “üçüncü sene oluyor, zam yapmadınız teşekkür ederiz” diye teşekkür eylemi yapmışlar mı ?

Tabi ki hayır..

2022 yılında vakıf kiracılarına zam yapılmış mı ?
Evet, TÜFE oranında (Yüzde 64) ve kısmen emsal (komşusun kira bedeli üzerinden mesela)  değeri üzerinden.

2023’te Vakıfların konutlarında kiracı olanlara yasa gereği yüzde 25 zam yapılmış. İşyerlerine emsal ve TÜFE oranında yapılmış.

Peki kimse çıkıp yüzde 25 zam yapılmasından dolayı teşekkür eylemi yapmış mı , hayır .

Ve 2024’te de Vakfın konutlarında oturan kiracılara, TÜFE oranı üzerinden zam yapılmış, iş yerlerine de emsal artış değeri üzerinden (komşu dükkanlarında, ne oranda arttıysa)

Peki o halde devlet zam yapmazken, ya da dişinin kovuğuna gidecek oranda zam yaparken çıkıp teşekkür etmeyen kiracılar, şimdi niye isyandalar...

Çünkü ; bu sene için TÜFE vs. denilmedi direkt denildi ki, emsalin kira artışı değil kira değeri ne kadarsa o oranı yakalayacak oranda zam yapılsın. Yani Kazancılar’daki mesela kuyumcu üç kuruş değil de, komşu kuyumcu ne kira ödüyorsa o miktarda kira ödesin. Öyle olunca da aradaki fark bu oluyor işte. Yani  komşusu yıllardır  vakıf dükkanında oturanın 9 katı kira ödemiş adamın sesi çıkmamış aynı malı satmışlar aynı kar oranıyla ama diğeri daha çok kazanmış. Daha çok  kazanan da , ben daha çok kazandım olun devletime de şunu veriyorum dememiş , bazıları vergiden de giydirmişler hatta devlete...

Şimdi zam için oran değil de, yan komşunun  ya da üst kat komşunun kira miktarı örnek alınca tabi kıyamet koptu, nasıl olur da bu kadar zam yapılır. İyi de , sen yıllarca üç otuz paraya otururken, yan komşun üst komşun normal piyasa şartlarına göre kira öderken, niye sesin çıkmıyordu. O zaman komşunun  aleyhine haksızlık olmuyor muydu, hani inancımız gereği komşumuz açken biz tok yatmazdık..

Yani bunca zaman yapılan artışlar (ki üç sene kira artışı yapılmamış) dahi, Vakıflar’a ait mülklerin, mevcut  emsallerine erişememiş, bugünkü etmesi gereken kira kazanım değerlerine ulaşmamış.

Bu arada konut ve işyeri olmak üzere

Nasıl m ı?

Örnek vereyim...

AVM’lere yakın mahallelerde, Vakıflara ait konutlar 2-5 bin arasında kiralanabilirken, en babası 13-15  bin lira olurken, Vakıfların evinde kiracı olarak bu fiyatlara oturan kişiler, aynı mahalledeki kendi evlerini 25-30 bin liraya kiraya vermenin kurnazlığıyla, kendilerince “iyi iş yapmış olmanın“ huzuru içinde olabilirler mi mesela...

Kayseri’de Vakıfların 470 konutu ve 250 işyeri var  ve bunların hepsi de kirada. Kiralar yüzde 900’e kadar artırıldı. Evet kulağa korkunç geliyor ama bu korkunçluk sonucunda Vakıflar Kayseri’nin en yüksek kira alan kurumu olmuyor . Ne oluyor biliyor musunuz ?  Olan şu,  Vakıflar’ın konutunda kiracı olarak oturup 10 bin lira bile aylık kira ödemeyip de aynı mahallede kendi evini 25 -30 bin liraya kiraya verenlerin, bu aldıkları kira oranlarına ancak yetişti.

Yoksa Vakıflar geri zekalı mı , fahiş fiyatlar açıklayıp da, kiracı ve dolayısıyla gelir kaybetsin.
Ve bu arada şunu da söyleyeyim ki, halen iş yeri ve evlerde kiracı olarak oturanlar, diyor ki “ya tamam yüzde 900 e varan oranlarda değil de, yüzde 300-500 oranında artırın da oturalım.”

Çünkü, piyasanın gerçek değerinde kira vermek zorunda kalırsa, bu sefer kirada olan kendi evinden kiracıyı çıkarıp oraya taşınmak zorunda kalacak, ya da ordan aldığı kirayı beri taraftan vakıflara ödeyecek. Yani devletin sırtından para kazanmak uyanıklığından vazgeçmek zorunda kalacak..
Ama olur mu şimdi kardeşim..!

Ne demişler devlet malı deniz yemeyen keriz..

İyi de, Kayseri’deki kuyumcuların büyük bölümü ya da çarşıdaki dükkanların önemli bir kısmı vakıf malı, hiç uzağa gitmeyin, bu vakıf malı dükkanların kirasını sorun, sonra da yanındaki komşusunun,   ödediği kirayı sorun.

Eminim ki, Vakıf dükkanında oturan sonunda komşusunun ödediği kiraya razı olacaktır. Burada isyanın sebebi sadece, kardan zarar etmeye, yani komşumla aynı işi yapayım, o dükkanını yarım kilo altına kiralasın ben buna kıyasla üç otuz paraya oturayım.

Niye ?

E canım burası vakfın, ne olacak, devlet malı. Değil kardeşim değil, hani müslümansın ya , hani kul hakkından korkman lazım ya.. İşte Vakıf malı bildiğin şahsın vakfettiği dualı mallardır. Bilmiyorsan Vakıf duasına ve bedduasına bir bakıver bakalım ne diyor , bu dualar ve beddualar...

Burada son soru şu.

Vakıf mallarında oturanlara sorun ve samimiyetle cevap isteyin, komşun yarım kilo altına kiraya otururken, sen kaça oturmak istersin ? Ve bu dükkan senin olsa, senin şimdi ödemek istediğin paraya kiraya verir misin ?
Cevabı merak ediyorum.

Ve bu arada, Kayseri’de hepi topu 720 kiracısı var Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün,  Kayseri’nin nüfusu ise tam birbuçuk milyon (1.500.000) Konu cebe dokununca  bir bardak su da bildiğin fırtına koparılıyor hatta el nino kasırgası ...

Son olarak aslında bilinen ama son dönemde sanırım unutulmuş olan VAKIF DUASI V EBEDDUASINI hatırlatayım dedim...

Buyurun..

Bu VAKIF DUASI :

"Her kimse ki vakıfların bekasına özen ve gelirlerinin artmasına itina gösterirse; bağışlayıcı olan yüce Allah'ın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun. Dünya üzüntülerinden korunsun ve her türlü tehlikeden muhafaza olunsun."

Bu da VAKIF BEDDUASI :

Her  kim ki, Vakfıyeyi değiştirsin, zarar ettirsin, hileye başvursun; Allah'ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen LANETİ ONUN VE ONLARIN ÜZERİNE OLSUN, azapları hafiflemesin onların, haşir gününde yüzlerine bakılmasın.

Amin.. Ecmain...

Tercih sizin ...!