• Yayın İlkelerimiz
  • İş Birliği
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
Anasayfa
  • GÜNDEM
  • ASAYİŞ
  • SİYASET
  • EKONOMİ
  • SAĞLIK
  • DÜNYA
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • TEKNOLOJİ
  • OTOMOBİL KÜLTÜR-SANAT KADIN - YAŞAM ŞİRKET HABERLERİ
  • Ara
SON DAKİKA:
20:09
TFF resmen açıkladı: Yeni MHK Başkanı belli oldu!
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Koray TOPÇU
  3. Anladım ki; Kurallar gücü temsil eder, Güç ise Kuralları bozar biliyorum.
18 Haziran 2021 - 10:08

Anladım ki; Kurallar gücü temsil eder, Güç ise Kuralları bozar biliyorum.

18 Haziran 2021 - 10:08
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Koray TOPÇU
Koray TOPÇU

O yıl yine başlangıç dersi ile açıldı eğitim yılı. En yaşlı öğretim görevlisi yılın ilk dersini verdi. Apar, topar duvarlar yıkılarak birleştirilen derslikler ile iki tane anfi yapılmıştı. Bir duvar boydan boya kara tahta ve slayt makinasının gümüş perdesi ile kaplıydı. Kürsü arkadan da görülsün diye yarım metre kadar yükseltilmişti. Ders verecek hocalar boyunlarına bir kolye gibi kablolu bir mikrofonu asarlar, bu mikrofon ile arka tarafa seslerini duyurmaya çalışırlardı. Ses duyulurdu ama ilk birkaç sıra dışında yazılanları görmek neredeyse  imkansızdı. Sınıfın çalışkan öğrencileri sabahın köründe anfi kapısında bekler, hademe kapıyı açar açmaz içeri girer ve en ön sıraya yerleşirlerdi. Fotokopi pahalıydı o yıllarda. Yazısı iyi olan ön sıra müdavimleri 3 adet karbon kağıdı koyarak not tutar, bu notlar kitapçı Ramazan’a gider ve teksir haline getirilirdi. Geriye kalan kopyaları sormayın. Kime verilir? Neden verilir? o hep bir sır olarak kalır. İlk sınavda bu kopyaların kime verildiği yeni başlayan aşkları ve arkadaşlıklara dair bir kanıt sayılırdı.

Hiçbir zaman çalışkan bir öğrenci olmadım ben. Yazım fena değildi ama not tutmak için ön sırada da oturmadım. Okulun ilk yıllarında yapacak başka bir uğraşım olmadığı için anfi ile kantin arasında geçen zamanımı, ilerleyen yıllarda tiyatro aldı. Çok az fotoğrafta varım o nedenle. O yıllarda birkaç öğrencinin fotoğraf makinası dışında haftada birkaç kez gelen  profesyonel fotoğrafçılar olurdu. Kantinde flaş patlatarak gezerler ve fotoğraf çekerler, bir hafta sonrada basılı halini getirirlerdi. Fakültenin tıbbi fotoğrafçısı da vardı. Mesai dışında üç beş kuruş para kazanmak için düğünlerden arta kalan zamanlarında okulda da fotoğraf çekerdi. Kış fotoğraflarım var birkaç tane, kardan adamlı, birkaç tane gezide çekilmiş fotoğrafım. Zaten pahalı şeydi fotoğraf. Eğer ucuza getirmek istiyorsanız aynı karede ne çok kişi varsa o kadar ucuz olurdu.
Hangi hocanın odasına gitsem bir daktilo ile makale yazarken ya da yazılan makalelerin fotoğraflarını seçerken, belkide girecekleri dersin slaytlarını sıralarken görürdüm. O yıllarda tıbbi bir makale yazmanın zorluklarını anlatamam. Yıllar sürerdi. Eğer hayvan deneyi yapacaksanız geceleriniz eğitim binalarının üçüncü katındaki köpek havlamalarının eksik olmadığı deneysel tıp merkezinde geçerdi. Zor yıllardı o yıllar. Akademik koşturmaca, ders anlatma, yayın yapmak için kütüphane çalışmaları. Bunların hepsini kenara bırakan yegane şey her bir öğrenciye doktor olmak için gereken bilgiyi vermekti. Her şey, bir öğrencinin eğitimi için, bir yeni bilgi için dururdu. Temelinde eğitim olan bu sistematik çaba okulun vazgeçilmez kuralıydı. Hayatımın başka hiçbir döneminde bu çabayı görmedim. Uzmanlık eğitimimde, çalıştığım kurumlarda bu çabanın zerresi bile yoktu. Yıllar sonra anlıyorum ki bunun bir çok sebebi vardı. Öncelikle taşrada olmanın, yeni bir üniversite olmanın ezikliği, sonra öğretim üyelerinin akademik kariyerlerinin başında olmaları, son olarak Hacettepe tıp eğitiminin standartları. İşte bunlardan eğitim her şeydi.
Üçüncü sınıfta komite sistemi ile eğitiliyorduk o yıllarda. Bu yeni bir sistemdi. İnsan vücudunun her bir bölümü için tüm konuları içeren bütüncül bir eğitim biçimiydi.örneğin eğer sinir sistemini öğreniyorsak, anatomisini, organ çalışma biçimini, hastalıklarını beraber öğreniyorduk. Zor ama çok başarılı bir yöntemdi.
Başlangıç dersinden birkaç gün sonra fakülte dekanı Enver hoca derse geldi. Anfi tam dolu. Belki merak belki de göze girme çabası. Uzun boylu dimdik yürüyen ve çok zayıf bir adamdı.  Kerküklüydü. Hacettepe’de ihtisas sonra çocuk hastalıkları doçentliği. Sonra dekanlık. Derse başladı. Birkaç slayt sonrasında kürsüden indi. Ceketinin cebinden bir sigara çıkardı. Çakmağını buldu. Yaktı. Birkaç derin nefes çekti. Dersi anlatmaya devam etti. Dersin ilerleyen zamanında kimlerin sigara içtiğini sordu. Saydı. Asistanına sayıyı yazdırdı. İki ders boyunca birkaç kez sigara içti. Ders sonunda “çocuklar final sınavlarında sigara içilenler ile içmeyenleri ayrı salonlarda sınava alacağız. Onun için sordum. Siz seneye stajyer doktor olacaksınız. Artık öğrencilik bitiyor.” Dedi.

Dersten sonra bize tanınınan bu ayrıcalıkların sarhoşluğu ile dolaştık kantinde. Artık büyümüş adam olmuştuk. Sigaramızı bile soruyordu dekan. Okulun başladığı yıldan bu yana öğrenci olmanın getirdiği bir sıramız vardı. Bizi koruyup kollayan bir takım düzenlemeler vardı belki ama karar verme ve bunu uygulama hakkımız yoktu. İlk kez artık yolun sonuna geldiğimizi düşünüyorduk. O birkaç ay bu değişimin bizi sürüklediği bir hızlı eğitim çabası ile sürdü.

Kış Kayseri’nin sokaklarına misafir olmuştu. İlahiyat fakültesinin etrafındaki ağaçlar kar ile kaplanmış, yollarda kürenmiş kar tepeleri. Sokaklarda kömür kokusu, kantinde sık sık sigara dumanını uzaklaştırmak için kapı açıldığında suratınıza vuran soğuk, okul otobüsünden indiğinizde yüzünüze vuran kar kokusu. O hafta sınav haftasıydı. Bütün hafta sonu  ders çalışmıştık. Pazartesi sabahı otobüsten indik. Anfi koridoruna girer girmez kocaman bir tabela. “Bu alanda sigara içmek yasaktır” amfinin yanında bir küçük tuvalet vardı. Kapısında “zehir Odası “ yazıyor. Kantinler birbirinden ayrılmış. Bir kantinin bir bölümü cam ile bölünmüş üzerinde “zehirlenme odası” yazıyor. Şaşırmıştık. Öğrenmek için sınıf koordinatörüne gittik. İki ellerini açarak “dekan bey konuşacak sizinle, o anlatacak” dedi. Amfiye girdik beklemeye başladık. Biraz sonra Enver hoca girdi. Kahverengi kareli bir takım elbise beyaz gömlek ve yeşil geniş bir kravatı vardı. Kısa adımlar ile kürsüye yürüdü. Yüzü hiç gülmezdi yine gülmüyordu. Kısa kısa birkaç kez öksürdü. “Arkadaşlar” dedi. “Fakülte olarak karar aldık. Bundan sonra kantinlerde, hastane içerisinde, dersliklerde zehirlenme odaları dışında sigara içilmeyecek. Sınavlarda sigara içilmeyecek” istemsiz bir uğultu çıktı bu sözlerin ardından. Enver hoca sağ elini kaldırdı. Derin bir sessizlik. Boş bulunup yüksek sesli konuşmaya başladım. “Ama hocam söz verdiniz. Biz sigara içiyoruz. Sınavda sigara içmezsek soru çözemeyiz ki”. Birden farkına vardım sustum. Ama boşuna. Gözlerini büyüttü bana döndü. “Delikanlı kendi evinde içersin. Sınavda senin meselen bırakırsın sigarayı. Senin adın ne?” Dedi. “Koray Topçu” dedim. Döndü salondan çıktı gitti.

O günden başlayarak sigara yasaklandı okulda. Sınavlarda, kantinlerde. Özgürlük, önemsenme saydığımız bu konuda tek kelime edemeden yeni kurallara alıştık. Günler sonra bu kararın Enver hocanın kendisinin sigarayı bırakması ile alındığını öğrendik. Yıllar sonra çocuk hastalıklarında  intörnlüğüm sırasında Enver hoca benim o asi çıkışımın cezasını uzun süre beni aşağılayıp, hakaret ederek verdi.

Bir hekim olarak sigaranın zararlarını biliyorum. O yıllarda da biliyordum. Öğrencilikten adam olmaya geçilen süreçte bazen yanlış çıkışlarım olmuştu. Bu konuya itirazımda öyle. Ama keşke bu kural bir dekanın sigarayı bırakması yüzünden alınmasaydı. Yönetenlerin sistemi kendi koşulları ile değiştirmesini hiç hazmedemedim. İşte o gün anladım ki sizin kendinizi çok özel zannettiğiniz anlar aslında sizi çok üzebilecek şeylerin başlangıcı olabilir. Anladım ki kurallar gücü temsil eder. Unutmayın ki güç gerçek ve gerekli kuralları bile bozar.
 

Bu yazı 2220 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
Meryem Fidancı
1 yıl önce

Yönetenlerin, sistemi kendi koşulları ile değiştirmesi halâ da, kabul edilebilir - hazmedilebilir bir durum değil...Saygıyla... Kuralları kim koyacak? Hocam, iyi ki Var sınız...Güç, neye ve kime karşı veya ne için kullanılmalıdır? Ne kadar güzel açıklamalar ve bilgilendirmeler yapmışsınız...Her kelime, görüşleriniz, tespitleriniz ve yorumlarınız çok değerli...Lütfen yazmayı sürdürünüz..

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Koray topçu
1 yıl önce

Meryem hanım teşekkür ederim

Beğen (0)
Beğenme (0)
Ersin Bulun
1 yıl önce

Koray Enver hocayı hatırlattın bana. 5 yıl kadar önce gördüm daha kilolu idi...

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Selçuk sözeri
1 yıl önce

Ağzına sağlık Korayım.O yılları tekrar hatırlattığın için

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)
Koray topçu
1 yıl önce

Teşekkür ederim

Beğen (0)
Beğenme (0)

Yazarın Diğer Yazıları

  • Herkes için düş mutlaka vardır, Hayat ta herkes için. - 01 Nisan 2022
  • Pencere Kar, Hüzün ve Hayal,Televizyonda Orhan Gencebay Oryantal Eski Bir Yılbaşı! - 31 Aralık 2021
  • Herkes İçin Bir Düş Mutlaka Vardır. Hayat ta Herkes İçin! - 01 Aralık 2021
  • BİR GÜZEL ADAM, BİR GÜZEL ARKADAŞ GÜZEL BİR GEÇMİŞ, HÜZÜNLÜ BİR HİKAYE 4. BÖLÜM - 06 Kasım 2021
  • Bir Güzel Adam, Bir Güzel Arkadaş Güzel Bir Geçmiş, Hüzünlü Bir Hikaye 3.BÖLÜM - 09 Ekim 2021
  • Bir Güzel Adam, Bir Güzel Arkadaş Güzel Bir Geçmiş, Hüzünlü Bir Hikaye (2.bölüm) - 18 Eylül 2021
  • Bir Güzel Adam : Babam! - 28 Ağustos 2021
  • Çocukluk Kadardır Kış. Kış Kadar Hayal, Birazda Cesaret! - 06 Ağustos 2021
  • Leblebi Tozu, Atlı Karınca, Bayram... - 17 Temmuz 2021
  • Tarih bazen sadece iki şehirdir. Belki de sadece içinden geçen nehir! - 24 Haziran 2021
  • Bu sefer biraz uzak, biraz hüzünlü bir hikaye! - 06 Haziran 2021
  • Bir Bağ Evinde Başlayan İlkbahar Dostluğu - 28 Mayıs 2021
  • İlk Kez Doğru Yazdı Akşam Gazetesi, Keşke Yazmasaydı - 12 Eylül 2020
  • Kıskanmakta haksız mıyım Gülizar? - 10 Mayıs 2020
  • Ne Mutlu Türküm Diyene - 03 Mayıs 2020
  • Hayati Amca... - 26 Şubat 2020
  • Bizden Öncesi Vardı Mutlaka. Bizden Sonrası da Olacak. Önemli Olan Bu Topraklarda Hekim Olabilmek - 16 Şubat 2020
  • Bir Yıldırım Görücü Vardı! (4) - 25 Ocak 2020
  • Bir Yıldırım Görücü Vardı! (3) - 11 Ocak 2020
  • Bir Yıldırım Görücü Vardı. Bir Yıldırımdı O Adı Gibi Hızı İle Geldi, Geçti, Gitti, Bu Dünyadan (2) - 28 Aralık 2019
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
Köşe Yazarları
Yusuf AĞAŞE
Yusuf AĞAŞE
Cumhur ittifakına ihanet değil mi?
Ersin ÖZDEN
Ersin ÖZDEN
Aslında çok güzel bir oyundu futbol…
Sistemik Kutuplaşma
Ahmet BACANAK
Sistemik Kutuplaşma
Koray Ülger
Koray Ülger
Geçmiş "O" dur ki...
Vazgeçmek...
Dr. Halil ULUTABANCA
Vazgeçmek...
Sinan AKTAŞ
Sinan AKTAŞ
Hokus Pokus
Enes ÜNLÜ
Enes ÜNLÜ
Sabır...
Erdoğan'ın Ajanları
Metehan Aykut KARTALKAYASI
Erdoğan'ın Ajanları
Gelecek Karanlık
Özgür KALYONCU
Gelecek Karanlık
Yalancının Mumu!
Selda Avcı
Yalancının Mumu!
Medya Nereye gidiyor!
Kurşun Kalem
Medya Nereye gidiyor!
Gayrimenkul Sektörüne Bir Bakış
Yasin ÇELİK
Gayrimenkul Sektörüne Bir Bakış
İnsan Sevdiğine Şekerpare Derse
Özlem ÖZGEN
İnsan Sevdiğine Şekerpare Derse
Beyhan ASMA
Beyhan ASMA
Rusya ve Dış Ticaret
Koray TOPÇU
Koray TOPÇU
Herkes için düş mutlaka vardır, Hayat ta herkes için.
Oktay YELLİKAYA
Oktay YELLİKAYA
Küreselcilerin 2023'de Seçim Stratejisi
Mehmet Mücahit YILDIZ
Mehmet Mücahit YILDIZ
Siyaset ve Başarı
Hayat Sigortacılığı
Fuat ÇİFÇİ
Hayat Sigortacılığı
Mikail SÖNMEZ
Mikail SÖNMEZ
Bir koku
Bırakın Beni Zamanın Çocuğu Kalayım
Mehmet AKGÜN
Bırakın Beni Zamanın Çocuğu Kalayım
Köpek Kalbi
Gizem ENGÜZEL KETEN
Köpek Kalbi
Güvenilir misin?
Mehtap Kaplan
Güvenilir misin?
Kimsenin Gücü Yetmeyecek...
Esma Özboz BAKIR
Kimsenin Gücü Yetmeyecek...
Bir Bilmecem Var Çocuklar...
Savaş Somuncu
Bir Bilmecem Var Çocuklar...
Süper Lig'de 12. Haftanın Ardından...
Sadece Futbol
Süper Lig'de 12. Haftanın Ardından...
Digital Silah Pegasus
Hakan SEVİMOĞLU
Digital Silah Pegasus
Hangi Magnezyum?
Ecz. Lütfiye Filiz TEPELİ
Hangi Magnezyum?
Bir kavşak açılışı 2 Fiyasko..!
Remzi YILDIRIM
Bir kavşak açılışı 2 Fiyasko..!
Hoş Gel 2023
Sultan ÖZ
Hoş Gel 2023
İşverenin İş Kazalarındaki Sorumluluğu
Mehmet KAVAFOĞLU
İşverenin İş Kazalarındaki Sorumluluğu
1-2-3-4-5 Ardışık G
Ayşegül SÜNBÜL
1-2-3-4-5 Ardışık G
Çok Okunan Haberler
Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Kayseri Şeker'de
Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Kayseri Şeker'de
Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Ayhan Teltik görevden alındı!
Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Ayhan Teltik görevden alındı!
Ukrayna'da Türk gemisi vuruldu!
Ukrayna'da Türk gemisi vuruldu!
Ana Sayfa
GÜNDEM
ASAYİŞ
SİYASET
EKONOMİ
SAĞLIK
DÜNYA
SPOR
MAGAZİN
TEKNOLOJİ
OTOMOBİL
KÜLTÜR-SANAT
KADIN - YAŞAM
ŞİRKET HABERLERİ
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • GÜNDEM
  • KADIN - YAŞAM
  • KÜLTÜR-SANAT
  • MAGAZİN
  • OTOMOBİL
  • SAĞLIK
  • ŞİRKET HABERLERİ
  • SİYASET
  • SPOR
  • TEKNOLOJİ
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
Google Play
ücretsiz indirin
App Store
ücretsiz indirin

  • Rss
  • Sitene Ekle
  • Yayın İlkelerimiz
  • İş Birliği
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz.