Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Selçuklu’nun son dönemi ve Osmanlı’nın ilk padişahlarının yaşadığı Bursa’ya hafta sonu bir dizi program ve ziyaret için gittim. Bursa ‘Yaşanabilir şehirler’ anketinde Dünya’da 28, ülkemizde ise ilk sırada gelen bir şehir unvanına sahip. Padişahlar şehri Bursa hakkında yaptığım gözlemleri ve yaşadığımız Kayseri ile müsaadenizle kıyaslamak istiyorum.
3 milyon aşkın nüfusun yaşadığı kentte Uludağ’ın eteklerinden başlayarak büyümüş bir şehir görüntüsüne sahip. Beklediğimden çok daha yeşil, çok daha düzgün oturuma sahip bir kent havası olduğunu gördüm. 3 günlük ziyaretimde dikkatimi en çok çeken şeyler, 3 milyon nüfusa sahip olmasına rağmen az sayıda ticari taksi, insanların mecbur kalmadıkça korna çalıyor olmaması, tramvay duraklarına ulaşımın yer altından olması ve çok sayıda iş merkezinin olması oldu. Osman Bey, Orhan Bey gibi Osmanlı’nın Kurucularının mezarlarının olduğu Tophane parkı ve çevresindeki tarihi nostaljik yapılar şehrin en çok turist çeken noktası. Otobüslerle tur firmaları yolcu getiriyor. Çevresindeki kestane şekeri satan işletmelerden başlayarak yaptığınız gezi turu sizi önce kale çevresine daha sonra da çarşı merkezine getiriyor. Coğrafi konumundaki engebelerin olduğu yerlere ise yürüyen merdiven ile çözüm bulunmuş. Çarşı merkezine doğru yaptığınız yürüyüşün devamı sizi Dünyanın en büyük mabetlerinden biri olan Ulu Cami’ye getiriyor. Manevi atmosferin en derin yaşandığı nokta yerli ve yabancı turist akınına uğruyor. Çevresinde konuşlandırılan Kapalı Çarşıda da keyifle alışveriş yapabiliyorsunuz. Burada şehrin manevi iklimini kapı önlerine konuşlandıran çığırtkanlar bozuyor. Şehirdeki ulaşım konusunda ise tek sıkıntı konumundan kaynaklı rampa ve yokuşlar. Trafik sorununa mesafeli toplu taşıma durakları, ışıksız ana yollar ile çözüm sağlanmış. Yeni ve Eski Bursa olarak ikiye ayrılan kentte Eski Bursa medeniyet, tarih ve kültür kokarken, Yeni Bursa’da ise ihtişamlı, gösterişli ve lüks yapılar bulunuyor. Eski ve Yeni Bursa’nın birbirlerine mesafeli olması nedeniyle görüntü kirliliğine neden olmuyor. Bursa’da dikkatimi çeken ve herkesin gitmesini istediğim noktalardan biri de Osmangazi Belediyesi tarafından yaptırılan 1326 Panorama müzesi.
Yapanın, düşünenin eline sağlık. Osmanlı Devleti’nin kuruluş hikayesinde Bursa’nın rolünün en iyi şekilde anlatıldığı müzede görsel şekilde hazırlanmış alan ise sizi adeta içine çekiyor. Sanki 1326 yılında yaşıyormuşsunuz gibi. 5 TL gibi sembolik ücretin alındığı müzede tarih dolu bir zaman geçirebiliyorsunuz. Şimdi bu kadar güzel bir şehri, doğduğumuz ve ekmek kazandığımız Kayseri ile kıyaslayalım.
Kayseri Ulema şehri olarak bilinir. Ancak ulema diyarı Kayseri’de Seyyid Burhaneddin Hazretlerini ziyaret için gelen ne bir kafile ne de bunun yapılması için organize bir çalışma yok. Bursa’da tramvay duraklarına son derece güvenli bir şekilde ulaşmak mümkün iken, Kayseri’de ise adeta ölümle dans ediyorsunuz. Trafik ışığını beklemek istemeyenler yola kendini atıp tramvaya binmeye çalışıyorlar. Kayseri’de iş merkezleri de ne yazık ki az. Çevreyolu üzerinde 2-3 tane merkez dışında başka bir şey yok. Yıllardır Ucube duran Eski Terminal arsası, keşmekeş merkezi Eski Sanayi, şehrin ortasında kalmış Sanayi alanları ve dahası… Bazı iller mavilikler, yeşilin merkezi olarak ifade edilirken Kayseri ne yazık ki Gri bir halde. Bursa’nın Kapalı çarşısında insanlar alışveriş keyfi yaşarken, Kayseri’de ise insanlar Kapalı Çarşı’ya girmeye korkuyor. Led ışıkların bezendiği Kapalı Çarşıda Ankara havaları çalıyor. Peynircinin yanında elbiseci, onun yanında kasetçi derken, tarihi bir çarşının dışında kapalı bit pazarı konumunda. Pastırmacıların tabelalarla çepeçevre sardığı Kapalı çarşısı bulmanız hatta görmeniz mümkün değil. En eski Kapalı Çarşı olma unvanına sahip Kayseri Kapalı Çarşı yıkılma tehlikesi yaşıyor. Kimsenin umurunda değil ama umarım acı olayla karşılaşmak durumunda kalmayız. Şehrin Ankara ve Sivas girişindeki köhne durum ise şehre ilk defa gelmiş kişilerde bir kötü bir intiba bıraktığı kesin. AVM’lerin en kıymetli alanlara kondurulduğu kentte şehrin en merkezi mahallelerinin durumu içler acısı. (Sahabiye- Gevhernesibe- Hunat- Düvenönü) Umarım her şey düzelecektir ama biz görür müyüz bilinmez!