Ülkemiz 6 Şubat’ta 7,7 ve 7,6 şiddetinden iki depremle asrın felaketini yaşadı. 11 ilde büyük yıkıma neden olan ve 40 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremde binlerce bina enkaza döndü. On binlerce insan evleri yıkıldığı için sokakta kaldı. Artçı depremlerin hiddetlenerek arttığı günlerden geçerek 6 Şubat’tan bugüne kadar birçok tartışma gündeme geldi.
Ülkemizde bazı siyasi gruplar, insanlar devleti geç kaldığı konusunda suçlarken, bazı siyasi partiler de devletin zamanında müdahale ettiğini savundu.
Bir grup AFAD derken bir grup AHBAP dedi
Bir grup İHH derken bir grup ANDA dedi
Bir grup kalacağım çadır yok derken bir grup yaptığı yayınla insanların çadırlarının antresinin olduğu göstermeye çalıştılar…
Bir grup ‘Nerede Bu Devlet Derken’ bir grupta ‘Devlet Burada Sen Neredesin’ dedi…
Bir grup her şeyin sorumlusu müteahhitler derken, bir grup tüm sorumluluğun belediye başkanlarına ait olduğu söyledi.
Aslında tüm siyasiler birbirlerini suçlarken, halk ise üzerine düşeni çoktan yaptı.
Kumbarasındaki paralarını getiren çocuklardan, ineğini bağışlayana…
Hac parasını verenlerden, evladının çeyizini getirenlere kadar…
Toplanan bu paraların birçoğu o kadar anlamlı ki,
Canlı yayınlarda telaffuz edilen milyonlardan daha çok…
Oysa ekranlarda 50 milyon bağışladığını söyleyenler çalıştığı işçinin hakkını vermiyor…
Milletin geçmediği köprüden para alanlar, Milletin parasını yine bu millete nimetmiş açıkladılar. Buna da utanmadan alkış tutanlar oldu.
Bir grup enkaz altında ve çevresinde inim inim inlerken, birileri AVM’lerin lüks cafelerinde kahve yudumluyor.
Bir grup yemek seçerken, bir grup ekmeği çorbaya banarak karnını doyuruyor…
Birilerin lüks markalarını pahalı kostümlerini denerken, birileri yardım çuvalında gelen olmayan ayakkabıyı ayağına oldurmaya çalışıyor.
Birilerin başımın üstünde bir çatı olsun derken birileri, lüks villasındaki kanepesinin yerini kendine dert ediyor…
Aslında unuttukları tek şey Müslüm babanın dediği gibi
‘Yakarsa bu dünyayı garipler yakar’
Gariplerin bedduası yakar
Bırakın bizleri ayrıştırmayı…
Bırakın bizleri başkaları ile kıyaslamayı…
Millet değil midir, devleti var eden…
O halde
Şimdi birlik olma zamanı değil mi?
O zaman halk gereğini yaptı…
Sıra sizde…
Not: Bu arada deprem için koordinasyon görevinde bulunan Sayın Valimizi ziyaret eden şehrin güç yetmezleri… Bırakın şekilciliği, zor günün insanın lüks arabasında, pahalı paltolarla poz vermek değil… Sarı çizmeleri çekip, eldiven giyerek enkaz kazmak, yardım dağıtmaktır…