Son günlerde adını sıkça duyduğumuz Corona virüs nedir? Aslında yeni çıkan bir virüs değil. 1960 ‘lı yıllardan beri var olan bir virüstür. Solunum , sindirim ve boşaltım organlarını etkilemektedir. Hayvanlarda sıklıkla görülen bu virüsün yol açtığı hastalığı , hayvanlar kolaylıkla atlatabilmektedir. Peki bu virüs yıllardır var olmasına rağmen neden şu anda bu kadar tehlikeli bir boyuta geldi ? Sorun Corona virüsün mutasyona uğramasından kaynaklanıyor. Bir hayvanda bulunurken hastalık oluşturmayan virüs kendisini tanımayan insan organizmasına girince tehlikeli hale gelebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 31 Aralık 2019 da Çin ‘ in Wuhan şehrinde ilk olarak ortaya çıkan Corona virüse 2019n CoV veya daha bilinen şekliyle Covid-19 olarak spesifik bir ad vermiştir. Bu görülen ilk Corona virüs salgını değil aslında. Bunlardan ilki SARS-Cov adıyla 2003 yılında yine Çin de ilk olarak yarasalardan misk kedisine ve buradan da insanlara bulaştığı düşünülen virüstür. Yaklaşık 8000 kişi bu virüsten etkilenmiş ve 774 kişi hayatını kaybetmiştir. Bir diğer Corona virüs salgını MERS-Cov adıyla bilinen salgındır. İlk defa 2012 yılında Suudi Arabistan da başlamıştır. Deveden insana bulaştığı tahmin edilmektedir. Bu salgında da 791 kişi hayatını kaybetmiştir.
Gelelim hepimizi korkutan Covid-19 isimli virüse. Bu virüsünde SARS ve MERS gibi zootonik kaynaklı olduğu, yani hayvanlardan insanlara geçtiği düşünülmektedir. Bu virüsün büyük ihtimalle, deniz ürünleri ve vahşi hayvan ürünlerinin satıldığı bir pazardan insanlara bulaştığı sanılmaktadır. Ortalama inkübasyon süresi ve dış ortamda ne kadar süre canlı kalabileceği ile ilgili yeterli bilgi maalesef yok.
Şu an için, Covid-19 vakası Çin haricinde 21 ülkede daha görülmüştür. Etkilenen kişi sayısı ben bu yazıyı yazarken 80 bin civarındaydı. Ancak hızla yayıldığı için rakamlarla konuşmak yanıltıcı olabilir. Türkiye’ de bilinen bir vaka yoktur. Ancak salgının İran sınırına kadar dayanmış olması haliyle tedirgin ediyor.
Peki bu hastalığın belirtileri nelerdir?
Ateş , halsizlik , baş ağrısı ,boğaz ağrısı , iştahsızlık , öksürük , nezle , bulantı , kusma , ishal. Daha ciddi vakalarda pnömoni ( zatürre) ve böbrek yetmezliği gelişebilir. Yani normal gribal enfeksiyondan farklı bir belirti göstermiyor. Bu nedenle hemen paniye kapılmamak ama bir taraftan da riske atmadan bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Şu an bu hastalığı tedavi edecek bir antiviral bir ilaç bulunmuyor. Diğer Corona virüs vakalarında kullanılan antiviral ilaçlar denenmiş ancak olumlu sonuç alınamamıştır. Şu anki tedavi tamamen semptomlara yöneliktir. Viral bir enfeksiyon olduğu için antibiyotik kullanımı etkisizdir. Ancak viral duruma ek olarak gelişen ikincil bir enfeksiyon varsa doktorunuzun önerisi ile antibiyotik kullanabilirsiniz.
Peki korunmak için ne gibi tedbirler alınabilir?
Mümkün olduğunca kalabalık ortamlarda bulunmamak ilk önlem. Ama iş ve sosyal hayat dahilinde pek kolay bir şey değil. O nedenle uygulanabilir en önemli tedbir elleri sık sık ve çok iyi bir şekilde alkol bazlı dezenfektan veya sabun ile temizlemektir . Elleri yıkamadan ağız, burun ve göz ile temastan kaçınmalıyız. Öksürürken , hapşırırken ağız ve burun dirseğin iç kısmı veya mendil ile sıkıca kapatılmalı ve kullanılan mendil atılmalıdır. Kalabalık ortamlarda maske takmak bir önlem olabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı , dengeli beslenmek bol miktarda sıvı tüketmek bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak zorundayız.
Daha keyifli bir konu hakkında yazarak başlamak isterdim . Ancak gündem bu kadar önemli bir salgınla doluyken başka bir konuda yazmak mantıklı gelmedi. Bir sonraki yazımda bağışıklık sistemimizi güçlendirecek bitkisel desteklerden , aromaterapötik yağlardan bahsetmek istiyorum.
Modern tıbbın tek başına yeterli gelmediği zamanlarda geleneksel ve tamamlayıcı tedavileri göz ardı etmemek gereklidir diye düşünüyorum. Sağlıklı günler diliyorum.
Cok guzel.bir yazi tebrikler
Bu konuda yeterli bilgilere sahip olduk. Çok çok teşekkürler. Canım kızım. Ellerine sağlık..