Aslı olmayanı gerçek,
Yaşanmamışları yaşanmış,
Olmayan kişileriyse varmış gibi fotoğraflayıp servis ediyorlar.
Karşıt görüşleri eleştiriyor,
Sevmediklerini kınıyor,
Kınadıklarıyla imtihan oluyor,
İmtihanlarıyla da günaha boğuluyorlar.
Evet, bu ülkede iktidarından muhalefetine herhangi bir siyasi düşünce fark etmeksizin, memlekete hizmet etmesi gerekenlerin memleketi kendilerine hizmet ettirmesi, milletin efendisi vatandaş olması gerekirken makamı sahiplenenlerin vatandaşa efelenmesi, bununla da yetinmeyip pergel misali ‘’ Ayağının bir ucunu bulunduğu noktada sabit tutup diğer ayağının ucunuysa açılabildiğince açarak ‘’
Doğruluktan bahsederken yalanı,
Adaletten bahsederken haksızlığı,
Maneviyattan bahsederken ahlaksızlığı,
Her şey milletimiz için derken de aslında her şeyi mübahlaştırarak fitne dağıttıklarını ne zaman fark edeceğiz?
İşte bizler kimi zaman yetiştiğimiz ortamın kültürü, kimi zaman birlikte olduğumuz insanların etkisi, kimi zamansa kalıplaşmış düşünce yapısı ve değerlerimizle olması gerektiği gibi davranamıyoruz.
İşte bu yüzden bu coğrafyada bir olmamız gerekirken birlik ve beraberliği sağlayamıyoruz.
İşte bu yüzden bu toprakların zenginliğinden faydalanıp, fikri manada üretip huzuru, refahı ve başarıyı elde edemiyoruz.
İşte bu yüzden inancımız, geleneklerimiz, örf ve adetlerimize göre değil onların belirledikleri kural ve kaidelere göre hareket ederek birbirimize düşman gözüyle bakıyoruz.
Peki; tüm bu olumsuzluklara rağmen ne zaman sihirbazların illüzyonundan kurtulup gerçekleri görmeyi düşünüyoruz?
Yoksa yine mi akdetmek yerine her şeyi Allah’a bırakmayı planlıyoruz?