Yıl 2016... Mecliste şaşalı bir çalışma var. AKP vekilleri yine memleket(!) derdinde. Bilirsiniz “durmak yok, hizmete devam” masallarını. Dışarıdan bakıldığında “bu telaş bu kargaşa niye?” diye merak ediyor insan. Detaya iniyoruz elbet. Böylesine telaşlı bir çalışma görünce insanın aklına bin bir türlü senaryo geliyor haliyle. Ülke de hain bir darbe girişimini savuşturmuş. Hafif sallanmadan sonra toparlanma evresinde. Düşünülebilecek en iyi senaryolar 3600 ek gösterge, EYT’ ye verilmeyen hakları, memur maaşları gibi senaryolar. Kulislerde çok konuşuluyor.
Ha, söylemeden edemeyeceğim: Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. Göreve geleli yaklaşık 1 sene olmuş. OHAL’ler, yargı bağımsızlığına karşı güven endeksinin düşüşü; hakimlerin savcıların duyduğu baskı derken yargı epey dillerde anlayacağınız. Dönemin Adalet Bakanı Bozdağ da bu hümmalı çalışmaların içinde ve bizzat takipçisi. Bu enerjiyi görünce yine en iyi senaryolar geliyor elbet akla: Adalet Bakanı çıkacak, ve “siz ne saçmalıyorsunuz kardeşim, yargı bağımsızdır ve hiçbir siyasi baskıya boyun eğemez.” diyecek ve bu tartışmalara son verecek.
Mehmet Muş...Dönemin Ak Parti Grup Başkanvekili kendisi. Tıpkı Bekir Bozdağ gibi o da bu çalışmaların başını çekiyor. O kadar memleket yararına bir konu ki bu, mecliste seferberlik ilan edilmiş adeta... Kendisi günümüz Ticaret Bakanı...
Bekir Bozdağ... Kendisi, her şeye rağmen “Yargı bağımsızdır, kimse müdahale edemez, yargı dokunulamaz” diyen ve Soylu’ya rağmen bu sözlerinin arkasında dim dik durabilen ve bir gece yarısı “görevden affı” verilen Abdulhamid Gül’ün koltuğuna, yani yine Adalet Bakanlığı’na” getirildi. Yarım kalmış işleri bitirebilmek için miydi bilmiyorum açıkçası.
O gün, yani bundan 6 yıl önce, gece gündüz demeden üzerinde mesai harcanan bu memleket (!) meselesi neydi biliyor musunuz?
Çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarımızın sözde kocalarının affedilmesiydi konu. Hatta Adalet Bakanı Bozdağ, ‘Burada bir dram var’ diyerek özetlemişti konuyu. Dram var derken, Sayın Bozdağ daha 18 ine basmamış, 14-15 inde kız çocuklarımızdan bahsediyor dersek çok iyimser yaklaşmış oluruz konuya. Bozdağ'a göre 14-15'inde evlendirilen, hayatları ve çocuklukları çalınan kız çocuklarımız değil, sözde eşlerinin ceza almasıydı dram.
Artık Yeter! Hangi insafla, hangi edebple, hangi inanç ve cürretle yapıldığı bilinmeyen; içerisinde mantık, ahlak, haysiyet zerresi bulunmayan bu aşağılık zihniyetin ürettiği politikalar dün gencecik, daha 16’sında bir ÇOCUK olan Sıla’yı da aldı bizden.
Ahlaksızlık canilik doğurur. Ahlaksızlığa dur diyemeyen politikalar dün caniliğe de dur diyemedi.
Unutmayın diye, hafızalarınızı tazeleyin diye anlattım... Hayal kuracak, oyunlar oynayacak, şarkı söyleyecek, koşacak, coşacak, sevecek yaşta zorla nişanlandıran Sıla bugün aramızda değil.
Çok üzgünüm. Çok öfkeliyim. İsyan ediyorum...
Zihniyet aynı... O dönem bu yasa çıksın diye canını dişine takan 2 isim de hala bürokrasi zincirleri altında paslanmaya devam ediyor. Aynı zihniyetle, aynı politikalarla “Adalet” getirilmeye çalışılıyor.
Şimdi ‘Yeliz’ çıkar bunun sorumlusu CHP der mi?
Bahçeli ne der mesela?
HER GECE YARISI YAYIMLANAN KARARNAMELERLE İSTEDİĞİNİ ÇIKARTABİLEN İKTİDARA SORUYORUM: “NE ZAMAN YANACAK İÇİNİZ, NE ZAMAN DUR DİYECEKSİNİZ BU CANİLİĞE?”