Hepiniz bilirsiniz malum hikayeyi. Halkı yoksulluk ve sefalet içinde bir kral, kralın derdi ise gösterişli ve şatafatlı kıyafetler... Kral halkından vergiyi toplar ve hazinedeki tüm parayla kendisine yeni kıyafetler alır. Ta ki bir çocuk çıkıp “Kral Çıplak” diyebilene kadar.
...
Gelin baştan yazalım hikayeyi...
Bir gün cennet bir ülkede adı bilinmez bir adam varmış. Kendisi güçlü, dediğim dedik, ve ben ne dersem o olurdermiş. Her şeyin en iyisini de kendisi bilirmiş. Bu adam önce muhtar sonra da belediye başkanıolmuş. Gel zaman git zaman başbakanoluvermiş bizim eski muhtar. Başbakanolmuş olmasına ama gözü de gönlü de krallıktaymış.Hatta bu adam diploması olmamasına rağmen özgür bir kral olabilmek için anayasayı bile değiştirmiş. Günler gelmiş günler geçmiş, siyaseti yalamış yutmuş tecrübeli bir kral olmuş...
Bizim kral halktan aldığı vergilerle şatafatlı gösterişli kıyafetler almayı sevmezmiş kendisine. Sevmezmiş sevmesine ama tam bir saray düşkünüymüş bu kral. Ülkenin dört bir yanına yazlık,kışlık, günlük,aylık, gecelik,gündüzlük, mevsimlik, sezonluk saraylar diktirirmiş aldığı vergilerle. Bu kral o kadar zekiymiş ki kimse ona “eykralım, halktan aldığımız bunca vergi nereye gidiyor, bütçede açık var” diye soramasın diye ekonominin başına özdamadını getirmiş.
...
Bu ülkenin kralı hukuku da en iyi bilirmiş. Hatta bir günöylesine stratejik bir hamle yapmış ki; kendisinden çok güçlü, kendisi üreten, yaptırım uygulayabilecek güce sahip olan, güçlüolduğu kadar da kötü niyetli olan bir ülkenin papazını hapse attırmış bizim hukukçu kral.
...
Gel zaman git zaman bizim kral başta, papaz içeride, halk yoksul derken dolar almış gitmişbaşını. Dolar artarken bizim ekonomist kral bağımsız olan merkez bankasına baskı uygulamış. “Faizleri arttırın, faizler artarsa dolar düşer”demiş. Merkez bankası da yapmış bizim kralın dediğini: artırmış faizi, artırmış faizi. Ama düşmemiş dolar bir türlü. Baktı ki olmuyor bizim hukukçu kral salıvermiş papazı.
...
Aylar geçmiş üstünden. %15,72 olmuş enflasyon. Halk da yaptığı seçimlerde ceza kesmeye başlamış bizim krala. Hiç durur mu, hemen müdahale etmiş bizim ekonomist kral. “Faizleri düşürün faizler düşerse enflasyon da düşer” demiş. Ama hiç kimsenin ses çıkaramadığı krala, karşı gelebilen, ona hukuku hatırlatan ve “ Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası bağımsızdır, dışarıdan müdahaleye kesinlikle kapalıdır.” diyebilen Murat Çetinkaya adında bir delikanlı varmış kralın karşısında. Kral çok kızmış, çok öfkelenmiş; nasıl olurda herhangi bir kişi onun sözünün üstüne söz söyleyebilirmiş ki? Üstelik Merkez Bankası başkanını görevden alabilecek bir yasa da yokmuş, görev süresi dolmadan görevden hiç kimse alamazmış bizim delikanlıyı.
Ama bizim hukukçu kral rahat durur mu...
Yapıştırmış KHK’yı almış bizim bağımsız başkan Çetinkaya’yı görevden.
Sormuşlar krala: “ kralım kralım o bağımsızdı onu neden görevden aldınız? “
Bizim Pişkin Kral aynen şöyle demiş: “ Faizi indir dedik indirmedi, biz de gereğini yaptık.”
...
Yani sizin anlayacağınız değerli okurlarım, Kral açık açık söylüyor. Dediğimi yapmazsanız gereğini yaparım diyor.
...
Bizler ise Kral Çıplak diyebilecek bir çocuğun içindeki cesareti bulamadığımız sürece, kral sarayında sefasını sürerken, sonsuza dek “Kral Çıplak” diyebilecek bir çocuğun arayışında olacağız.
Ben bugün yüksek sesle haykırıyorum:
KRAL ÇIPLAK...
Tebrikler içinde bulunduğumuz durum ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi
Kalemine sağlık
Tesekkur ederim...