Yiğidi öldür hakkını yeme; iyi durdu, dik durdu, eğilmedi, boyun eğmedi Sayın Cumhurbaşkanı...
Yaptırım tehditlerine hiçbir zaman taviz vermedi bu konuda.
AK Parti’nin 20 yıllık siyasetinin şahit olduğum kısmıyla arkasında durduğum, ve %100 doğru bulduğum tek politikası belki de bu.
S 400’ler...
Bugün teslimatına başlandı ve ilk parçaları Ankara’ya indi.
Gelin hep beraber inceleyelim S 400 sürecini...
*İlk savunma füzesi 2013 yılında dile getirildi.
2013 yılında Recep Tayyip Erdoğan, İran, Irak, ve Suriye’den gelebilecek herhangi bir tehdit konusunda Türkiye’nin hava menzilli savunma füzesi ihtiyacını dile getirdi.
Bir ihale açıldı.İhaleyi 3,4 milyar dolar ile Çin kazandı. Planlamaya göre 4 ay içinde ithal edilecek ve Çin bu anlaşmayla beraber teknoli ve teknolojiyi geliştirme konusunda da Türkiye’nin arkasında duracak ve destekçisi olacaktı. Ama NATO buna şiddetle karşı çıktı ve ihale apar topar iptal edildi. NATO, NATO üyesi ülkelerin sadece NATO üyesi ülkelerden silah alım/satım yapmasını istiyordu. Endişe ise NATO’nun sistemlerinin diğer NATO üyesi olmayan ülkelerin eline geçmesi idi. Erdoğan o zaman tehditlere boyun eğdiğini abul etmedi ve “Türkiye’nin yerli ve milli bir savunma füzesi olması gerekli” dedi.
*Daha sonra Patriot’lara yöneldik
Haklı bir endişe sayılabilirdi. Doğru bir politika izlenerek vaz geçildi ve Amerika’ya Patriot’lar için teklif götürüldü. (Ya da götürülmek zorunda bırakıldı, çünkü Obama da o zamanlar günümüz Trump’unu aratmayacak tehditlerle bunaltıyordu Türkiye’yi).
*Obama kendini çok akıllı zannetti
Çin’den füze alımına karşı çıkan Obama Türkiye’ye Patriotları da satmadı. İkili oynadı ve aklı sıra Türkiye’ye yaptırım uygulayacak, Türkiye’nin elini kolunu bağlayacaktı. Ama Sayın Erdoğan Rusya ile giden sıcak ilişkilere güvendi ve Rusya’dan S400 almaya karar verdi.
*S 400 süreci ve NATO/ABD tehditleri
Burada bir hayal kırıklığımı belirtmek isterim. Yerli ve milli bir füze yapacağız denmesine rağmen yıllar geçti ve Türkiye yerli ve milli bir füze yapmayı bırakın bu konuda tek bir adım bile atmadı. Suriye’de artan gerilim, savaş, iç karışıklık Türkiye’nin bir savunma füzesi alması konusunda acele etmesi gerektiğine işaret ediyordu. Rusya ile görüşmeler başlandı. Ve her şey pürüzsüz bir şekilde Türkiye’nin istediği şekilde ilerlemeye başladı.S 400’ler hazırlandı. Hazırlandı hazırlanmasına ama neredeyse her Allah’ın günü Trump tehdit yağdırıyordu. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda tek bir adım bile geri atmadı. Hiçbir şekilde taviz vermedi. (Doğrusu beni çok şaşırttı kendisi. )
Özetlersek Çin ihalesi, yerli füze vaadi, Patriot’lar derken nihayetinde bugün ilk parçaları Ankara’ya gelen S400 lerin alım süreci bu şekildeydi.
Süreç daha iyi yönetilebilir miydi, belki evet... Her şeye rağmen neresinden bakarsanız bakın S400’ler bugün Türkiye’nin egemenlik ve bağımsızlık meselesiydi. Eğer biz bugün bu konuda ABD’ye boyun eğseydik, vay Türkiye’nin haline...
*Bundan sonrası?
Bundan sonrası Allah Kerim.. Elbette bedel ödeyeceğiz. Büyük bedeller ödeyeceğiz hem de. Belki de bugüne kadar yaşamadığımız, ödemediğimiz kadar ağır bedeller ödeyeceğiz. ABD ağır bir ekonomik yaptırım uygulayacak ve ne yazık ki biz sadece tüketen-üretemeyen bir ülke olduğumuz için bu yaptırımlardan ağır bir şekilde etkileneceğiz.
Ama biz bu bedelleri öderken, bu ekonomik sıkıntıları çekerken bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve ülkemizin egemenliğini zedelememenin verdiği onurla hep birlikte bunun üstesinden geleceğiz.
Başarılarının devamı dilerim kardeşim, kalemine sağlık.
Değerli yorumun için teşekkür ederim, ben de başarılarının devamını dilerim kardeşim.