Birden kayboldum aydınlık ışığımın kuytu köşe başında. Her yer nasılda çölleşti? Nasıl olur da birden zifiri karanlık alır beni kendine. Beşik keltmesi gibi hissediyorum kendimi, çok yalnız hissediyorum. Burada da bir şey yok ne bir ışık var ne bir kuş sesi. Tilkilerin, şeytanların meskeni gibi tertemiz bir sayfanın tozlanmış hali. Benim kendimi bulmam için bir şey var burda. Korku nam salmış bütün kan akışlarıma, sanki ürkek bir ceylan gibi, pusmuş bir köşede ölümü bekleyen aciz gibi. Çıkmam lazım bu dipsizlikten, aydınlığın verdiği huzuru tekrar tatmak için. Hissetmem gerek korkusuzluğun verdiği cesurluğu. Ya bulmam gerek kaybolan kimliğimi ya da baştan yaratmam lazım beni, azmin verdigi gurur gibi...
Bana yıllar evvel ki hayallerimi verebilecekler mi?Kaybolan gençliğim nerede sahi? Zaman akarken bir hayli, bakamaz olmuşum yıllara. Saçlarıma yavaş yavaş düşen bu aklara ne demeli? Bu yaşlanmanın sembolü müydü? Neyi ne kadar kabullenmeliyim şimdi? Daha ne kadar ömrüm var ki benim? Bilmiyorum herkes gibi. Umut ışıktı, aydınlıktı, kim söndürdü her yeri? karanlıktan göremez oldum hiçbir şeyi. Hayallerimin önü kapalı, olmayışını kabullendiğim mutlu tablolar çiziyorum artık. Beni bu bataklığa iten kimdi? Kimdi benim ışığımı elimden alan? kimdi gençliğimi bana zehir eden? Şimdi Ferhat göçer'in dediği yerdeyim 'gençliğimi geri verseler bu kez en çok kendimi severim.'
Nehir hanımcım çok teşekkür ederim ellimden geldikçe siz degerli okuyucularımızla beraber olmaya daha çok gayret göstermeyi temeni ediyorum ☺️????
Neslihan hanim , özlettiniz kendinizi kaleminize sağlık.