Dünya; gezegen olarak mı tehlikede yoksa insanların yaşam biçimleri nedeniyle insanlığın hayatı mı tehlikede? Dünya gezegen olarak tehlikede şimdilik görünmüyor. Ancak insanların oluşturduğu sorunlardan dolayı insanlık ciddi anlamda tehlikede. Rus Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa bu kış donacak. Sanayisi mal üretemeyecek. Buda Avrupalının alım gücünü olumsuz yönde etkileyecek. Çin dahil Türkiye Avrupa’ya mal satamayınca ekonomisi ciddi yönde etkilenecektir.
Afrika’ya tahıl gidiyor ancak yakıt pahalı olduğundan, onlarda üretimde zorlanacak. Avrupa’nın sanayisinin gerilemesi nedeniyle bölgeye ilaç gitmeyecek. Ciddi ölümlerle karşılaşabiliriz.
Çin’de genel seçimler var. Krono Virüs nedeniyle bazı bölgeler tam kapanma durumunda. Ekonomisi ciddi anlamda zarar gördü. Afrika ülkelerine borç veremiyor. Çin üretemezse ABD dahil tüm dünya zarar görecek durumda.
Rusya Ukrayna bataklığından çıkamıyor. Dönse “neden girdin, bir sürü askeri kaybettin” diye içeride sorun yaşayacak. Devam erse savaşı kazanamıyor. Ekonomik düzeni allak-bullak oldu. Savaştıracak adam bulamıyor. Hapishaneden insan devşiriyor. Hatta Rusya adına Ukrayna’da savaşacak kişilere Rus vatandaşlığı vereceklerini vaat ediyorlar.
İran; Türkler tarafından kuşatılıyor. İsrail tarafından tehdit olarak görülüyor. Zengezur koridoruna karşı çıkıyor. Öncelikle kuzey Azerbeycanın güney Azerbeycan ile temasta olmasını istemiyor. Zira Zengezur koridoru Türklerin eline geçerse Türk gazları ve petrolleri Türkiye’den Avrupa’ya satılabilme ihtimalini düşünüyor. Bu da İran’ın fosil yakıt pazarlamasında etkisini kaybetmesine neden olacak.
Hindistan’ın nüfusu artıyor. Üretim sıkıntısı var. Pakistan ve Çin’le sınır sorunları yaşanıyor.
Dünya tam bir barut fıçısı. Şu anda ABD sorun yaşamıyor gibi görünüyor. Bu işin kazananı ABD gibi. Ama ABD ülke içinde ciddi terör eylemleriyle karşı karşıya. Halkı yönetemiyor. Sürdürülebilir bir rahatlığı yok. Bu süreçten en az etkilenecek ülke iyi yönetilmesi durumunda Türkiye’dir. Neden ve niçinleri bir başka makalenin konusu.
İklim krizi:
Allah’ın bir tokadı olsa gerek. Fosil yakıtları yasaklamaya çalışan küreselciler, yeşil enerjiden aradıklarını bulamadılar. Hava bulutlu geçti, çok yağmur yağdı. Güneş enerjisi istenilen enerjiyi üretemedi. Rüzgar esmedi, rüzgar gülleri dönmedi. Kimi yerler yandı kimi yerleri sel bastı. Yani iklimden dolayı bir türlü beklenen enerji üretilemedi. Oysa bağımsız iklim bilim adamları yaptıkları açıklamalarda, iklimi etkileyen sadece büyükbaş hayvanların çıkardığı Metan gazı ya da fosil yakıtların çıkardığı karbon dioksit gazları değil. Güneşte meydana gelen patlamalara bağlı olarak, bazı bölgelerde buzul çağı yaşanırken bazı bölgelerde kuraklıklar yaşanabilmektedir. Dolayısıyla iklim değişikliğine; eğer büyükbaş hayvanlar neden oluyorsa,uygun filitre üretsinler. Büyükbaş hayvanları itlaf edip yapay et üretimine geçmesinler.
Üçüncü dünya savaşı riski:
Çin, Rusya ve Türkiye ABD egemenliğini kabul edip teslim mi olacaklar, yoksa direnecekler mi? Diplomasiyi etkin kullanıp ABD’ye geri adım attıracaklar mı? Ruslar gazı kesip AB ülkelerin halklarını ayaklandırıp yönetimleri değiştirebilecek mi? Yoksa bir iç savaş çıkarabilecek mi? Batı Rusya’ya uyguladığı ambargolarla Rus halkını bunaltıp Putin’i düşürebilecek mi? Rusya’da bir iç savaş çıkarabilecekler mi? Çin’i kışkırtıp Tayvan’a sokabilecekler mi? Çin’e ambargo uygulamak isteyen Batı, Çin’in yükselişini durdurabilecekler mi? Vekil örgütlerinden ve vekil ülkelerle savaştan sonra, nükleer güçler arasında üçüncü dünya savaşı çıkar mı? ABD ve İngiltere savaş alanlarından uzak ve ada ülkesi olduklarından dolayı kendilerini güvende hissediyorlar. Henüz savaş grupları oluşmadı. İttifaklar kurulmadan üçüncü dünya savaşı çıkmaz. Ancak çok kutuplu bir dünya da kuruluyor. Savaşsız yeni dünya düzeni kurulamayacağından yakın zamanda dünya ölçekli bir savaşın olması ihtimal dahilinde.
Bu kış türkiyede nasıl geçecek:
Soğuk geçecek gibi görünüyor. Doğalgazı kesilen AB ülkeleri tekrardan katı yakıta dönecekler mi? Katı yakıtı ve Nükleer santralleri Almanlar tekrar çalıştırdılar. Hidrojen yakıtına geçmeye çalışıyorlar. Avrupa’da doğalgaz bulunamayacak gibi, bulunsa da çok pahalı olacak. Bundan dolayı yaşlıları Türkiye’ye yollama çabasında olan Avrupa’nın kafası oldukça karışık. Türkiyede doğal gaz olacak ancak, oldukça pahalı olacak gibi. Dolayısıyla bir kesim bu kışı pahalılık nedeniyle zor geçirecek. Bir kesim için sorun değil. O halde devlet desteğinin dışında zekat, sadaka sistemi en etkin bir şekilde değerlendirilmeli, temel gıda ve yakıt noktasında yardımlaşma en üst düzeyde olmalıdır. Komşusunun açlığında, kimse tok ve mutlu olamaz. Bunu unutmamak gerek.
Avrupa sanayisi çöküyor:
Avrupa sanayisinin enerjisi doğalgaza bağlı olduğundan ciddi risk altında. Avrupa sanayisi çökerse biz de etkileniriz. Örneğin araba konusunda ciddi sorumlar yaşarız. Her ne kadar yeni araba almayacağımızı varsaysakta, var olan araçların yedek parçalarında bile güçlük çekilebilir. Ayrıca var olan maaşlarıyla yakaladıkları yaşam standardını sürdüremeyen Avrupa halkı, yönetime karşı ayaklanabilir. Ayrıca harcamaları düşen vatandaşın, alışveriş yaptıkları küçük ve orta ölçekli iş yerleri iflas etmek riskiyle karşı karşıyalar. Bu da onların Avrupa’nın sosyal yaşam güvenliğini tehdit etmektedir.
Azerbaycan Rusya ve İran’a rağmen Batıya doğalgaz ve petrol satabilir mi?
Evet satacak gibi. Ama Rusya’nın şimdilik planını tehdit eder düzeyde değil. Eğer Kazak ve Türkmenistan gazı birleşir ve Ermenistan’dan geçerek Avrupa’ya ulaşırsa, hem İran’ın hem de Rusya’nın gaz satışlarında bir düşmeye neden olacağından Ermenistan’ın işgalinde olan Zengezur bölgesin azatlığı bu iki ülke tarafından istenmiyor. Rusya sadece kendi kontrolünde olursa kısmen sıcak bakıyor. Rusya Türklerle karlı karşıya gelmek istemiyor. Batı Rusya’yı Türklerle yıkmak istemektedir. Bunu bilen Putin Türkiye’yle iyi geçinmektedir.
Semerkanttan New Yorka giden yol:
Kısaca bu başlıklarla ilgili analizlerimi paylaşmak istiyorum. Semerkanttaki ŞANGAY iş Birliği toplantısı ve orada verilen Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafını Batının kolay hazmetmesini beklememek gerek. Bunun için de Türkiye’ye karşı operasyonları olacaktır. Nitekim ABD’nin Kıbrıs Rum kesimine 1974’den beri olan ambargosunu kaldırması ve Adalar denizindeki açıklamaları bu minvaldedir.
BM’nin Toplantısı sırasında New Yorktaki Türk Evi tam bir Türk ortağı gibi çakışmakta olduğunu gördük. İngilizler’den İsrail’e, Ruslardan Almanlar’a kadar bir çok ülkenin uğrak yeri haline geldi. Yani Türkiye’nin diplomatik ve sahadaki askeri başarıları, BM toplantısına böyle yansıdı. Başkan Erdoğan’ın BM Genel Kurulundaki konuşması oldukça ses getirdi. Türkiye’nin “dünya beşten büyüktür” sloganı ABD tarafından da benimsendi. Ancak tek farkla. Hedefledikleri ülkeleri Güney Afrika Karayipler gibi egemenliği kendi ellerindeki ülkelerin daimi üye olmalarını öneriyorlar. Halkı Müslüman olan ülkelerin adı zikredilmiyor. Yakın zamanda BM, ya konumunu kaybedecek, ya da yeniden yapılandırılacaktır.
Haftalık değerlendirmemiz böyle.
Selamünaleyküm kardeşlerim esen Kalın.