Nesiller boyu tartışılan bir konudur Ankara…
İçinde yaşayanlar kadar, iş ya da bir yakınını ziyaret edenler de bu konuda fikir beyan ederler. Ankara nasıl bir şehirdir, eğlenmek için ne yapılır, nerede ne yenir ya da nerede gezilir diye. İstanbul’dan gelenlerin meşhur sözüdür; “Ankara’ya yolculuğun en güzel yanı İstanbul’a geri dönüşüdür” derler. Müşkülpesent İstanbulluları ve sermest İzmirlileri saymazsak, denizi olmasa da bilen için güzel bir şehirdir aslında.
Hem yazımın başında belirttiğim nedenlerden dolayı Ankara’yı ziyaret edeceklere üç, beş satır tavsiyede bulunmak hem de web tarihine not düşmek için geçtim klavyemin başına.
Ankara’nın en kadim semti Ulus!
Evet yaşlı bir bilge gibi pek çok bilgiyi ve manzarayı dağarcığında barındırır Ulus. Cumhuriyetin ilk yıllarında önemli devlet kurumlarının binalarına ev sahipliği yapmıştır. En önemlisi ise sembol yapı olan ilk meclistir. Devlet Tiyatroları hala Ulus’tadır, dokusu biraz bozulmuş olsa da hala aynı bütünlüğe sahiptir Ulus. Biraz Elizabeth, biraz Fransız barok mimarisini andıran apartmanların karşısında dikilmek bile zamanda yolculuğa çıkartır beni. Hava durumu makyaj yapar bu kadim yapılara, örneğin Evkaf apartmanı. Kar yağdığında sanki ilk kez gördüğümü sanırım.
Eskinin merkezidir Ulus, kendine has bir rayihası vardır. Resmi adı ile ‘İtfaiye Meydanı’ halk arasındaki adıyla ‘Bit Pazarı’ 70 yaş üstünün hafızasındaki adıyla ‘Her Gelen Meydanı’ buradadır. Kenan Evren’in, seçimler öncesinde Süleyman Demirel’i yermek için söylediği “Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” sözündeki bitpazarıdır burası. Yüzlerce insan gelir buraya, kimi eskilerini satmak kimi de eskilerini tekrar bulmak için.
Bu arada il kez keşfedecek ziyaretçiler için önemli bir hatırlatmada bulunalım, Ulus’u aracınız ile gezmeye kalkmayın sakın. Kadim dediysek her anlamda kadim bir semttir Ulus, aracınızı park ettiğiniz halin arkasındaki otopark bile yarım yüzyıllıktır. Aracınızı park ettikten sonra yürüyerek önünden geçeceğiniz yazıhanenin içindeki deri kaplı sumenden, metal çalışma masasından anlayacaksınız zaten. Eski adliye, eski Sümerbank, eski Merkez Bankası, 60 yıldır aynı yerde hizmet veren Boğaziçi Lokantası, Kovit ile adı tekrar anılan Eyüp Sabri Tuncer’in ilk mağazası hala Ulus’tadır. Küçücük bir dükkânın önünde elinde boş kolonya şişesi ile kuyruk olmuş onlarca kişiyi gördüğünüzde şaşırmayın sakın. Bu arada Boğaziçi Lokantası İstanbul’daki Kanaat Lokantası ile yarışır sulu yemek konusunda. Damak çatlatan İskenderci Uludağ Kebap hemen yanı başındadır. Şık ve sade bir iç tasarıma sahip bu restoranlarda yemek molası vermek bir Ankaralı ritüelidir mesela. Ya da daha salaş bir ortam arzu eden otuz yıldır (ya da ben o kadarına şahidim) aynı barakada hizmet veren ‘Kokoreççi Hacı’yı tercih edebilir. Hacıyı tercih edeceklere ufak bir uyarıda bulunalım öğlen 2’den sonra yolunuz düşerse hiç şansınız yok.
Hala ticaretin merkezidir Ulus… Tarihi Çıkrıkçılar Yokuşunda yer alan ev tekstili ve dekorasyon mağazalarında binlerce kişi çeyiz alışverişi yapar. Ankara Kalesi Ulus’tadır, eski ama zarif kafelerinde okkalı kahve içmek keyifli ve nostaljiktir. Yakın dönemde restorasyon ve çevre düzenlemesi yapılan kale çevresinde pek çok sanatçı dekorasyon mağazası açtı.
500 Yıllık Suluhan
Ulus deyince akla ilk gelen Hal ve Sulahan’dır pek çok Ankaralı için. Hesaplı sebze, meyve, balık alışverişi için binlerce kişi akın eder sebze meyve haline. Yaklaşık 500 yıl önce inşa edilen Suluhan şimdilerde incik boncuk işi ile ilgilenen müteşebbislere hizmet veriyor. Burada faaliyet gösteren işletmelerde nazar boncuğundan, suni çiçeğe pek çok ürün satılır. Suluhan çarşısının bitişiğindeki yokuşta ise yetmiş liraya Nike ayakkabı, yüz liraya outdoor mont satan onlarca dükkân yer alır. :)
X ve Y kuşağının en gözde mekânı lunapark yani Gençlik Parkı Ulus’tadır. Nostaljik dönme dolapları, havalı tüfek poligonları, atari salonları ve çay bahçeleri ile bundan 20 yıl öncesine kadar kapısında kuyruk olan bir yerdi kendisi. Lunapark olmadan önce bir sayfiye yeri olarak konumlandırılan Gençlik Parkı’nda yer alan aile gazinolarında Zeki Müren, Bülent Ersoy, Nilüfer gibi pek çok ünlü sanatçının sahne aldığı anlatılırdı aile meclislerinde.
Artık, alışveriş merkezleri sebebiyle eski günlerinden eser yok. Ayrıca pandemi sebebiyle faal olmadığını da hatırlatalım.
Müze denince akla Ulus gelir
Ülkemizin en önemli müzeleri Ulus’tadır. Etnoğrafya Müzesi, Resim heykel Müzesi, Rahmi Koç Müzesi, Roma Hamamı ve Ören Yeri, Anadolu Medeniyetleri Müzesi kısacası en önemli müzeler Ulus’tadır. Meraklıları linkimize tıklayarak detaylı bilgi alabilirler.
https://ankara.ktb.gov.tr/TR-152965/muzeler.html
Yazdıkça fark ediyorum ki, devlet kurumları, meydanları, hastaneleri, özel işletmeleri ile bir semtten ziyade tek başına bir şehir gibi Ulus. Her mekânını her sembolünü yazıya koymak da bir günde Ulus’u idrak etmek de mümkün değil diyerek nokta koyalım Ulus anekdotlarımıza.