Sabah ezanı ile birlikte kalktığımda, ilk işim olarak bilgisayarımı açtım.
Bu arada televizyonu açıp ‘Ne var, ne yok?’ diyerek televizyonda bir gezintiye çıktım.
Biliyorsunuz..?
Amerikalılar ya da Almanlar bir bilgisayar yapmışlar, her soruya anında yanıt veriyormuş…
Uluslararası alanda her ülkeden bir kişi, istediği soruyu soruyor ve anında yanıtını alıyormuş…
Sıra bizim Türk’e gelmiş…
Sorusu şuymuş;
‘ Ne var, ne yok..? ’
İnsanlar nasıl sıkıntılı bir durumla karşılaşınca ıkınır sıkınır morarır ya, bu makine de o hale gelmiş, titrer bir hale gelmiş, sonunda patlamış..!
Bir soru ile makineyi de işlemez hale getirmişiz…
Haberlere bakıyorum;
İşsizler, Mağdurlar, Garibanlar…
Beş müteahhit almış başını yürümüş…
Dünyanın sayılı zenginleri arasına girmiş...
Ülkenin nabzını televizyondan tutum…
Tıpkı Usta Kalem Yaşar Eyice, abim gibi.
Dağ tepesinde bir çam olamazsan vadide bir çalı ol…
Fakat oradaki en iyi çalı sen olmalısın…
Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver…
Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol…
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın…
Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz…
Dünyada hepimiz için bir şey var…
Yapılacak büyük işler var, küçük işler var…
Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir…
Cadde olamazsan patika ol…
Güneş olamazsan yıldız ol…
Kazanmak yahut kaybetmek ölçü değildir…
Sen her neysen onun en iyisi ol…
Douglos MALLOCH
Hayatı bu kadar güzel yorumluyor…
Ya İşsizler, Mağdurlar, Garibanları ahvalleri..!
Beş müteahhit almış başını yürümüş olanlar…
Üstünde durduğunuz toprağın altıda var..!
Nasıl yürüdünüz diye soran melekler var..!
Mesele zengin olmak ise alın teri dökülmeyen
zenginlik kime mutluluk yaşatır ki..?
Gönül zengini olmak, İşsizler, Mağdurlar, Garibanlar’ı görmez zenginden ülkesi için bir şey talep edilmez…
Hadi yürüyen müteahhitler zenginliğiniz virüse çare olsa ya..!
Zor dostum zor, sevilmeden sevmek, onu garibanın, yetimin yoksulun yanında görmek…
Organize diyorlar iş adamlarının üretenlerin dünyasına…
Sanayici diyorlar, üreten eller diyorlar…
İŞ adamı üretiyor, Katma değer sağlıyor…
Organizeyi idare eden ise iş adamlarının emanetine gölgeler düşürüyor, belgeler havalarda uçuyorsa;
Çarklar boşa dönüyor üretim heder oluyor, kentin adı kötü anılıyor…
Vaziyetin rotası çıkmazlara demir atıyorsa, OSB hizmetlerini mercek altına almak lazım.
Kim ne yapmış ise net şekilde değerlendirilmesi lazım…
Mağduru oynamak yerine cesur olup yanlış yapıldı ise bunu kamuoyu ile paylaşıp deglara edilmesi lazım…
Erdemli bir harekâtın yolu budur vesselam.