Sayın Bahçeli Meclis açılışında DEM Parti sıralarına giderek tokalaşma ile başlattığı süreci, Meclis Grup Toplantısında toplumun büyük bölümünün beklemediği terörist başı, bebek katili için tecrit ve Gazi Meclis ’de gelsin konuşsun çıkışı ve daha sonra yaptığı açıklamalarda söylediğinin arkasında olduğunu yenilemesi, Ufuk Uras ile görüşmesi, Ahmet TÜRK için söylemleri ve DEM’in İmralı ile zaman geçirmeden görüşmesi söylemleri, Partili Cumhurreisi’nin temkinli ve fakat süreci destekleyici açıklamaları, DEM’in tecrit altındaki APO ile görüşmesine onay verilmesi…
Süreç, önceden planlandığı şekilde adım adım götürülüyor. Herhangi bir siyasi parti başkanının söyleyemeyeceği ya da söylediğinde linç edileceği söylemler Cumhur ittifakı bileşenlerince çok rahat söyleniyor…
Aslında AKP’nin 22 yıldır yaptığı Gobels’i bile kıskandıracak propaganda taktiği uygulanıyor.
Evet aslında Devlet beyin kendisinin de gerçekleşmesinin asla mümkün olmadığını bildiği APO’nun Meclis’e gelsin çıkışı aslında ölümü gösterip sıtmaya razı etme taktiği…
Devlet beyin halkın karşı geleceğini, asla kabul etmeyeceğini, tepkiler olacağını bile bile terörist başının Meclis’e bir nevi daveti düşünülmeden, planlanmadan yapılmış bir çıkış olmadığı gibi, tepkiler sonrası DEM gitsin APO ile İmralı da görüşsün çıkışı da bir geri vites değil, aslında planın bir parçası…
Şimdi halkımız sokakta, kahvede, camide, sohbetlerinde, bak tepki verdik, APO meclise gelmez dedik gelemeyecek, hiçbir kuvvet getiremez dedik, nasıl geri adım attılar diyecek…
Oysa bu istenen sonuca ulaşmanın, iki adım atıp tepkiler üzerine bir adım geri çekilip aslında bir adım ilerlemenin yani planın devam ettiğinin göstergesi…
Amiyane tabirle; milletin gazı alınarak, istenen sonuca ulaşmak…
Nasıl açılım sürecinde bebek katili, terörist başına, sayın demeyi biz serbest bıraktık dediler, Barzani AKP kongresinde onur konuğu oldu ve Türkiye seninle gurur duyuyor tezahüratları atıldı, operasyon yetkisi valilerin onayına bırakıldı ve silahlı kuvvetler kıpırdayamaz hale getirildi, Oslo’da, Dolmabahçe’de görüşmeler yapıldı, kadim Türk şehri Diyarbakır’a Amed dendi, selam olsun Kobani’ye dendi, peşmerge milli bayramda topraklarımızdan geçirildi, çadır mahkemeleri kuruldu, akil adamlar ortaya çıkarıldı, APO’ nun mektubu meydanlarda okutuldu, Osman Öcalan TRT’ye çıkarıldı, Şivan Pervez ile megri megri diye şarkı söylendi ve toplum alıştırıldıysa, şimdi de alıştırma ve ısındırma faaliyetleri devam ediyor, göreceksiniz yandaş medya ve iktidar yanlısı sözde gazeteci ve TV yorumcularının devreye girmesi ile çok sık kullanılan “normalleşme” aldatmacası sonucunda yine halkı hipnoz edecekler ve tepkiler her geçen gün azalacak…
Nasıl mı?
Evet 40 bin kişinin katili ama pişman olmuş, devlete yardım etmek istiyor, o da gördü dış güçlerin kendini kullandığını, gerçeklerle yüzleşti…
Evet analarımız ağladı ama bundan sonra analar, babalar ağlamasın, gençlerimiz ölmesin, bu bir fırsat, kim karşı gelirse vebali boynuna…
Teröre milyar dolarlar harcandı sonuç; 40 yıldır bu sorun ülkenin ekonomik olarak da belini büktü, bu kaynak hepimizin cebinde kalacak, insanlarımız daha iyi şartlarda yaşayacak, bölge kalkınacak, turizm canlanacak, silahla çözülmüyor işte bu bir fırsat denilecek ve bu sık sık tekrarlanacak, yandaş medya ve iktidar kalemleri, uçak gazetecileri her gün her kanalda bunları anlatacak, bunları yazacak ve zaman içerisinde toplum hipnoz olmuş gibi kabullenmeye, alışmaya başlayacak, ha İmralı da ha evde hapis kalmış ne fark eder, bak meclise de gelmedi, getirmediler zaten, kan duracak, analar ağlamayacak, cebimize para girecek, ekonomi düzelecek demeye başlayacak…
Yeni planın adı “Normalleşme”, plan sürece uygun devam ettiriliyor ve sonucunda planın adı gibi millet zaman içerisinde yaşanan ve yapılanları normal görecek…
Propagandanın altın kuralı sık sık tekrar et, sonuçta herkesi inandırırsın…
Yaşayacak ve göreceğiz…
SON SÖZ;
Aslında şu soru hiç gündeme gelmiyor, neden APO denilen ve terör örgütü üzerinde etkisi hemen hemen yok denecek kadar az olan ve adeta unutulmaya yüz tutmuş kişiye seslenip, ondan medet ummak yerine, sözde siyasi çözüm istediğini söyleyen, normalleşme isteyen DEM’e seslenip, önce siz Meclis ‘de terörü lanetleyin, PKK’yı terör örgütü olarak ilan edin, terör örgütünün siyasal uzantısı değiliz, hiçbir dış güç birlik ve bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi bozamayacak açıklaması yapın, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik ve üniter yapısını tanıyın, PKK’ya seslenip yeter artık, devlete teslim olun silahlarınızı teslim edin demesi istenmiyor?..