Türk devlet teşkilatlanmasının ilk izlerini gördüğümüz Orhun Abideleri’ nde dönemin başarılı Hakan Bilge Kağan’ın abidesindeki doğu yüzünde yazan sözleri şöyledir:
“Halkı diriltip doyurdum. Çıplak halkı giyimli kıldım, fakir halkı zengin kıldım, az halkı çok kıldım, güçlü devleti olandan, güçlü hakanı olandan daha iyi kıldım.”
Buradan açık beyanla anlayacağımız gibi devlet sosyal devlet anlayışında inşa edilip, yönetilmektedir. Yazıtların diğer yüzlerini, noktalarını okuduğunuzda ise başarılı devlet için soluksuz çalışma ve azmin satır aralarını bulabilirsiniz.
Göktürkler zamanında yazılan bu yazıtlardan anlaşılan önceki tarihlerde var olmuş Hun Devletin’ in sıkıntılarına dem vurmakta ve sonrasında gelen Avarlar, Hazarlar, Uygurlar, Karahanlar, Gazneler, Selçuklu ve Osmanlı’ ya kadar, sonrasında kurulan Yeni Türkiye Devleti’ ne ışık ve ilham vermiştir. Öyle ki, bu yeni genç devletin anayasasına bu durum konu olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’sının 5. Maddesini sizinle paylaşacağım.
V. Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
Madde aynen böyle, bu maddeye göre;
- Halkın huzuru,
- Kişilerin temel ihtiyaçlarının giderilmesi,
- Kişilerin özgürlüğü,
- Adalet,
- Halkın ekonomik gücü,
- Onay, evlilik, alım-satım, üretim, ticaret ve mezuniyet gibi konularda kabul edilir net onaylar vermek,
- Güvenlik, iç ve dış saldırılarda huzuru kaçıracak her şeyde güvende kalmak,
- Fakirlik, anayasanın 5. Maddesindeki gibi insanın maddi ve manevi varlığını geliştirmesi için gerekli olan alım gücünü vermek,
Bu 3 temel üzerinedir. Bu 3 temelden herhangi birinde sorun varsa bilirsiniz üçlü saç ayak misali kırık yöne yıkılma gerçekleşir. Mühür devlet elindedir. Süleyman devlettir. Dünyanın en güzel coğrafyasına yerleşmiş millet için bu durum içler acısı bir durumdur. Ülkemiz o kalitede olmalıdır ki dünyanın en güçlü pasaportuna sahip olabilelim. O derece bir güç olmalıdır ki, dünyanın en güzel yerinde yaşadığımızı anlayabilmek için gerek cebimizdeki paranın markası gerek elimizdeki pasaportun gücü ve gerekse de gördüğümüz kalite dolu eğitim ile tüm dünya kapılarının, sınırların açıldığı bir süper güç olmamız lazımdır. Uçuk bir cümle kurdum. Ay sonunu daha ilk haftadan elinden kaçıran bir halk için ekonomimiz, diğer siyasi güçlerimiz bu cümleme çok uzak.
Ama eğer ki, halk dediğim gibi değilse, paran marka değil, pasaportun güçlü değilse, geçim derdinde isen, borç batağında isen başka bir açıklama yok benim vatandaş kardeşim; “kötü yönetiliyorsun” demektir. Halk devletten, “iyi yönetilmek” ister. Refah ister.