Bazı konularda uzun uzadıya köşe yazısı yazsak da anlatmak istediğimiz konuyu başlık fazlasıyla özetler. Bu köşe yazımda durum tamda bundan ibaret. Haksızlığa zulme sessiz kalmak aslında işlenen zulme ortak olmaktır.
Bazı adaletsizliklere her ne kadar elimizden bir şey gelmiyor diyerek susmak sorumluluğu atma, vicdanen rahatlama çabası olsa da insanlığın temel görevi en azından diliyle adaletsizliği haykırmaktır. Adaletsizliğe uğrayan kişi açısından öyle zamanlar vardır toplumda en azından haksızlık dillendirilsin ve herkes tarafından bilinsin ister.
Tabi kolaycı toplum yada insanlar elimizden bir şey gelmiyor diyerek sessiz kalmayı ki bazen çıkarlarından ötürü tercih ederler. Adaletsizliği yapanla adaletsizliğe sessiz kalan arasında fark var mıdır?
Oysa peygamber efendimiz S.A.V "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" diye söylemedi mi? Hani hep kendimize yontup işimize geldiği gibi davranıyoruz ya sessiz kalmanın konjonktür gereği olduğunu adaletsizliğe uğrayan bilmiyor mu?
Aslında susmak adaletsizliğe karşı olduğunuzdan değil aksine bananeciliten başka hiçbir şey değil. Dinlemesi vacip olan her Cuma hutbesinde ‘’Allah adaleti emreder’’ ayeti ortada iken yaşanılan adaletsizliklere sessiz kalmak kişiyi adalet savunucusu yapmaz bilakis adaletsizliklerin zulümlerin umrunda olmadığı insan yapar.
Gelelim masum insanların katledildiği Filistin meselesine…
Zulme her zaman bir kişi uğramaz, bir toplumda maruz kalabilir. Zalim İsrail’in çoluk çocuk yaşlı kadın dinlemeden gözü dönmüş bir şekilde insanları öldürmesinden daha vahim ne olabilir? Neredesiniz ey insanlık! İnsan olmamızın gereği nerede bir masum varsa yanında bulunmak, eğer mümkün değilse haksızlığı, zulmü dilimizle tüm dünyaya anlatmamız gerekmez mi? Yoksa yine ‘’ bize dokunmayan yılan bin yaşasın’’ gibi bencilce davranıp bu zulme sessiz mi kalacağız? Ey insanlık! Masumlar katledilirken biz Müslüman değiliz dert sadece onların derdi mi diyeceğiz? Oysa insan olmanın gerekleri vardı. Eğer ilkeler olmasa neye yarar insan olarak yaşamak…
Haksızlığında, zulmünde büyüğü küçüğü olmaz… Kimilerine küçük gelen haksızlık bir de haksızlığa uğrayan açısından bakılabilse ne büyük yaralar açmıştır belki anlaşılabilir.
Dinine, diline, ırkına bakmadan haksızlık kimden gelirse gelsin karşısında durmak en büyük insanlık vazifemiz olmalıdır. Kim bilir bu gün sessiz kalınan adaletsizlikler, zulümler gün gelir döner dolaşır sessiz kalanın da başına gelir. İşte o gün gözlerin arar; yanımda kim samimice durdu kim yalandan yanında duruyormuş gibi yaptı…
Allah razı olsun
Amin cümlemizden
Tebrik ediyorum ne kadar güzel akıcı bir üslupla yapılan doğru değerlendirmeler
Yengecim çok teşekkür ederim
Rabbim adaleti hakim kılmayı nasip eylesin.
Amin cümlemize inşallah
Mehmet kardeşim yüreğine sağlık
Turgut abi çok teşekkür ederim