Covid-19 salgınından tam 8 yıl önce 2012 yılında Almanya Başbakanı Angele Merkel’e sunulan rapor birebir bugünleri anlatıyor. Söz konusu raporda yer alan ifadelerden bazıları ise;
Bu salgına neden olan virüs Güneydoğu Asya'dan hayvan satılan pazarlardan yayılacak ve insanlara geçecek. Hayvanlar bu virüse karşı bağışık olacak çünkü zaten kendi bağışıklık sistemleri bunu tanıyor. Ancak insanlar arasında çok hızlı bir şekilde yayılacak. Virüsün belirtileri ise : yüksek ateş, öksürük ve hastaların çoğunda nefes darlığı...
Söz konusu rapoda virüsün yaşı büyük ve kronik hastalığı olanları daha fazla etkileyeceği ise şu cümlelerle açıklanmış :
Yaşlı insanlarda ölüm oranı, yüde 50'yi bulabilir. Üç dalga, 7.5 milyon Almanın hayatına mal olabilir. Bunun için koruyucu önlemler alınmalıdır.
Raporun sonuç kısmında ise virüsin gündelik yaşamda bir çok alışkanlığı ve yaşamı değiştireceği aynı zamanda sürecin uzun süreceği belirtilmiş.Gerçektende Türkiye dahil virüsün yayıldığı ülkelerde eğitim öğretimden, sosyal yaşama, spor müsabakalarından iş yaşamına, hatta en basit gündelik şeyler bile değişikliğe uğramış. Üniversiteler dahil okullar eğitime ara vermiş, bir çok avm ve iş yeri kapatılmış. Futbol başta olmak üzere spor müsabakaları tamamen durmuş. Hayatın akışı tamamen sekteye uğramış. Türkiye'nin sağlık alanında uzun yıllardır yaptığı ciddi yatırımlar, sürecin iyi yönetilmesi, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bir çok kişinin emekleri sayesinde vaka sayısı azalmış ve virüs kontrol altına alınmıştır. Bu noktada en çok merak edilenlerden birisi salgının tamamen ne zaman biteceği ve normal hayata ne zaman dönüleceği hususudur. Gerek uzman görüşleri, gerekse yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkan sonuç ise eskisi gibi bir yaşama uzun süre dönülemeyeceği yönündedir. Çünkü bir çok üniversite gelecek yıl için de eğitimini uzaktan vereceğini açıklayıp bununla ilgili alt yapı çalışmalarına başlamış.
Ligler haziran ayında açılacak ve maçlar oynanacak ama maçlar eskisi gibi değil seyircisiz oynanacak. Alışveriş merkezlerinin büyük bir çoğunluğu açılmış olsa bile halen uzun bir süre yemek yenen kısımları kapalı olacak, giriş ve çıkışlar maskesiz yapılmayacak gibi duruyor. Maske ve dezenfakten hayatımızdan uzun bir süre çıkmayacak.
Park, bahçe, piknik alanı vb. yerlerde uzun bir süre daha toplu olarak durulmayacak.
Temassız kredi ve bankamatik kartlarının yaygınlaşması muhtemel olacak.
Mevcut durum içerisinde dahi kağıt medya dediğimiz gazete ve dergilerin oranı azken, bundan sonra ki süreçte de online medyanın payı dahada artacak.
Yine uzun bir süre insanlar birbirleriyle yakın temastan kaçınması olasıyken, aynı zamanda salgın sonrası da online alışveriş ve sanal paralar ciddi bir yükseliş gösterebilir.
Eskiden basit bir aktivite gibi görünen ve pek bir anlam yüklenmeyen bir kafede içilen kahve, yenilen bir yemek dönem sonrasında anlam kazanacaktır.
İşte salgın sonrasıda bizi bekleyecek olan muhtemel tablo özetlediğimiz gibi olacaktır. İkinci bir dalganın yaşanma ihtimalinin önüne geçmek için o eski özlediğimiz yaşam şimdilik uzak görünüyor.
Merhaba Sultan hanım. Yazılarınızın takipcisiyim. Yine bizi kaleminiz ile aydınlatmışsınız. Teşekkür ederiz.
Tebrik ederim. Elinize sağlık
Elinize sağlık Sultan Hanım. Eski hayatımızı gerçekten çok özledik. Dışarıda hava almak, yürümek ne büyük nimetmiş meğer. Umarım çok can yanmadan normal hayatımıza dönebiliriz.
Çok doğru bir yazı olmuş. Eski normal hayatımıza dönmemiz zor görünüyor. Sayın Sağlık Bakanımızın da dediği gibi yeni normalimizi oluşturacağız. Kaleminize sağlık
Kameminize saglik sultan hanim. Cok bilgilendirici bir yazi olmuş.
Ağzına sağlık cnmm aynen öyle olacağı gözüküyor gbi sonumuz hayırlı olsun ins