1990’lı yılların Kayseri’sini yaşı müsait olan herkes biliyordur. Bir yandan şehir merkezine çok yakın mahalleler de asfalt yok, diğer yandan fuar alanı içinde barlar pavyonlar vardı. Belediye hizmetleri de işin doğrusu çok iyi değildi. Halkta bugün ki kadar siyasetin içinde değildi. O dönemin belediye başkanı CHP kökenli idi. CHP yaptıkları ve yapmadıklarıyla siyasi yaşamına devam ediyor ancak çokta bir iddiası görünmüyor. 1994 yılı mart ayında Sayın Şükrü Karatepe Refah Partisinden Belediye Başkanı oluyor ve Kayseri’de çok kısa sürelerde büyük değişimler başlıyor. Öyle ki Refah Partisi yapmış olduğu belediyecilik hizmetleri ile halkın gönlünde taht kuruyor 1995 Genel Seçimlerini 1. Parti olarak kazanıyor. Yerelden genele giden bir yolculuk ardından 28 Şubat vs. vs…. Sevelim yada sevmeyelim bu ülkeye Belediyeciliği öğretenler ‘’Milli Görüşçü’’lerdir. İktidar da gömleğini çıkarsa bile bu gelenekten gelen bir siyasi figür olduğu için belediyeler üzerinde ki etkinlikleri bir şekilde devam ediyor… Ancak nereye kadar… Faizle de olsa yaşam standartları değişiyor, insan evini arabası tarlasını tapanını alabiliyor. Gelişen teknoloji ile iletişim kanalları çoğaldıkça algı operasyonları ile algılar değişiyor. Eskiden siyasetin içine girmeyen işi ile evi arasında gidip gelen halk siyasetin en önemli aktörü olduğunu artık biliyor. Bunu ülkede bir tek Sayın Cumhurbaşkanı görüyor ve… Halkın içinde olmayan vatandaşa dokunamayan belediye başkanlarını aday göstermeyeceğini beyan ediyor. Peki bunu Sayın Cumhurbaşkanı görüyor da Belediye Başkanları görmüyor mu elbette bazılarını görüyor, ancak ne hikmetse halktan kopukluk giderilemiyor. Halkın elini sıkmak halkın içinde olmak olarak anlaşılıyorsa eyvahlar olsun….
Ekip Ruhu mu? Tuz Ruhu mu?
Belediyeler devlete bağlı kamu kurumlarından farklı olarak arafta kalan devlete bağlı ama özerkliği bulunan kuruluşlardır. Buna istinaden kendi bütçesini kendisi oluştururken devletten de iktidara yakınlığı nispetinde destek alır ve halkla iç içe olurlar ki bu hem iyi hem kötüdür. Halk yerelde Belediyeleri tabir-i caizse Devlet görürler. Belediyelerin yaptıkları iktidarı direkt ilgilendirir bundan dolayı Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezi kurulmuştur… Çünkü sayın Cumhurbaşkanı siyaseti bilen ve en dipten gelen kişidir inisiyatifi elinden bırakamazdı ve bırakmadı da. Ancak yerelin de kendi içinde dinamikleri var bunları uzun uzun detaylı bir şekilde yazmak istemiyorum kısaca düşüncemi aktarıp bitirmek istiyorum. Malumunuz üzere Belediye Başkanları kendi ekibini kendisi kurar ki ekibine güvenerek inisiyatifler alır. Kurduğu ekibin başarısını veya başarısızlığını yüklenir. Bu sadece Belediye Başkanını ilgilendirmez iktidarı da ilgilendirir çünkü yerelden genele bir sempati ve güven oluşturur. Son Cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlarsak yerelin iyi işler yapmadığını görmüş oluruz… Bir diğer deyişle yerel yöneticilerin halkla kopukluk yaşadığını anlarız. Bunu seçim sonucuna yansıyan %51 civarında alınan oy oranlarından anlarız . Yahu %51 oy almışız yetmez mi denilebilir. Yetmez çünkü Kayseri gibi muhafazakar bir kesimden Ak Partinin alması gereken oy oranı %80 olmalı… Eğer hedef bu olsa idi %51 başarı olarak görülmezdi. Sayın Cumhurbaşkanı bunu bir yerlere not etmiştir. Kurt bir lider halkın nabzını iyi tutan bir lider bu detayı kaçırmaz ilerleyen günlerde göreceğiz. Gelelim ekip ruhuna sadece bir tanesinden örnek verelim mesela en çok şikayet edilen ulaşım sisteminden… Sıkıntımız şurada akşam mesai bitiminde evine lüks arabasıyla giden kişi veya kişiler otobüsle evine gitmeye çalışan vatandaşın halini ne kadar anlar. Acaba hiç belediye otobüsüne bindi mi? Acaba en son bir belediye otobüsünde kadın erkek genç yaşlı çoluk çocuk 80 kişi ile beraber ne zaman yolculuk yaptı. Oturduğu yerden otobüs seferlerini ayarlayan kişiler neye göre ayarlama yapıyor bakmak lazım, bunların kaçı akşam evine otobüs ile gidiyor araştırmak lazım halkın içine girip halden anlamak lazım. Ulaşım Aş.’ye edilen şikayetlere cevap olarak bu bizim ulaşım planlama anlayışımıza ters denilerek ya saçma sapan cevaplar veriliyor veya cevap verilmiyor. Bunları görmek lazım bu ve buna benzer küçük dokunuşlar başarı ve başarısızlığı getirir.
Sonuç olarak yargısız infaz etmemeye çalışıyorum halktan edindiğimiz bilgiler doğrultusunda bunları yazıyorum … Evet size de hak veriyorum işiniz zor koskoca bir şehrin ulaşım koordinasyonunu yapmak kolay değil… en azından şikayetlere kulak tıkamayın ki doğruyu bulalım. Derdimiz bağcıyı dövmek değil üzüm yemek ama birlikte… Kayserimizin ülkemizin en iyi yönetilen şehir olması en içten arzumuz…