Kayseri Şeker’de yaşananları belgeleriyle aylardır yazıyorum. Yazdıklarımın hepsinin karşılığı olması hasebiyle de köşe yazılarımın tamamının arkasındayım.
Daha önceki yazılarımda kapalı kapılar ardında yaşanan ve söylenenleri açık açık yazdım bu yazdıklarımın doğruluğu da benimle hiç alakası olmayan bir şekilde gün yüzüne çıktı.
Biliyorsunuz 2 yıl kadar önce Sayın Başkan Hüseyin Akay’ın yanında çalışan biri, Başkan Hüseyin Akay’ın kendisini sinirlendiren bazı kişiler için ortam dinlemesi yapmasını istediğini sosyal medya hesaplarından canlı yayınlar yaparak itiraf etmiş ve kendisinin Hüseyin beyle yaptığı tüm Whatsapp yazışmalarını yayınlamıştı. Bunun üzerine ben iki kişilik konuşmaları yazarak Sayın Hüseyin Akay beye sormuştum. Ama kendisi bunlara cevap vermedi değil, cevap veremedi.
Ayrıca Kayseri Şeker Fabrikası’nın nasıl borç batağına sokulduğunu yine belgeleriyle anlatmaya çalıştım hala da anlatmaya devam ediyorum.
Şimdi gelelim yazımızın başlığına, bu yazım bu sefer Hüseyin Akay ve onun yönetim kuruluna değil. Kayseri Şeker ve yönetiminin yaptıklarını bildiği halde susan, gördüğü halde görmezlikten gelen, içinde olduğu halde yokmuş gibi davranan bu şehri yönetenlerimize.
Hatırlar mısınız bilmem 2012 yılında Boğazlıyan Şeker Fabrikası Pancar Bölge Müdürlüğü’nde çalışan Gökhan Önder’in ön bulgularında başına tek el ateş edilmek suretiyle öldüğü belirlenmişti.
Kayseri’yi yöneten büyüklerimize soruyorum; bu konunun üzerine hiç gidildi mi?
Sebebi araştırıldı mı?
Kayseri Şeker ve Boğazlıyan Şeker Yöneticilerine bu konu soruldu mu?
Acaba son zamanlarda sürekli dillendirdiğimiz 75 Kayseri Şeker çalışanının neden işlerinden çıkarıldıklarını ve işten çıkarıldıktan sonra ne durumda olduklarını biliyor musunuz?
Peki, dışarıdan biriyle eskiden gelen bir dostluğu olan ve Kayseri Şekerle alakası olmayan konuları konuşmasına rağmen işten uzaklaştırılan insanlardan haberiniz var mı? Ya bu uzaklaştırılan kişi veya kişilerin nasıl bir bunalıma sürüklendiğini düşünebilir misiniz?
Ölümlerin bile yaşanmaya başladığı bu duruma ne zaman dur diyeceksiniz?
Son yazdığım uzaklaştırmalar konusunda bununla alakalı elimde bir belge var mı diye merak ediyorsunuzdur? Ben hemen merakınızı gidereyim o zaman tabiî ki de çok çok önemli belgeler var hem de tam kitabın ortasından belgeler.
Yeri gelmişken yine ne zaman yetkili merciler benden bu belgeleri talep eder bende seve seve bunları paylaşırım. Birebir yaşadıklarım ve şahit olduklarım var. O yüzden de çok rahatım.
Mesela, yıllardır FETÖ ile anılan ve anılmaya devam eden Kayseri Şeker’de şu an hala soruşturma dosyaları devam eden yöneticiler var mı? Yok mu?
Evet, bu soruların bende sonu yok!
Bu şehrin büyükleri bir an önce Kayseri Şeker’e el atılmazsa ve yukarıda çizdiğim vahim tablo artarsa çıkıp ‘BEN SÖYLEMİŞTİM’ der vicdanen rahat bir şekilde kenara çekilirim. Ya siz? Ya Kayseri Şeker’i ve orada çalışanları bu durumlara sürükleyenler nasıl hesap verir? İşte orasını bilemem.
O yüzden ne diyorduk sayın devlet büyüklerimiz. Umudum odur ki bu kadar aşikâr kirliliklere bu ülkenin yargısı ve gerekli kurumları er ya da geç el koyacaktır ancak ‘GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR’ sözünü hatırlatmak isterim..
Kalın sağlıcakla…