Yalçın, yüksek enflasyonun reel piyasalar üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, “Sanayicilerimiz, üretim ve ihracat yapmada büyük zorluklar yaşıyor. Enflasyon muhasebesi, bu dönemde ek mali yük getirmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır. Sanayicilerimiz, yeni yatırım yapılmasını bir kenara bırakın, mevcut yatırımların korunmasını, ihracattaki durağanlığın önüne geçilmesi için yeni adımlar atılmasını ve destekler sağlanmasını beklemektedir” şeklinde konuştu.
Son yıllarda Türkiye’de yüksek enflasyon nedeniyle reel piyasaların zorlandığını belirten Yalçın, bu sorunun mali ve siyasi politikalarla çözülmesi gerektiğini ifade etti. Enflasyon muhasebesinin teorik olarak yüksek enflasyon dönemlerinde mali tabloları gerçeğe uygun hale getirmeyi amaçladığını belirten Yalçın, uygulamanın her üç ayda bir bilanço ve gelir tablosu hazırlamayı gerektirdiğini ve bu sürecin firmalar açısından zorlu olduğunu belirtti.
Yalçın, enflasyon düzeltmesi farklarının vergilendirilmesiyle ilgili sorunların ortaya çıktığını, özellikle öz kaynağı güçlü ama parasal olmayan aktif varlıkları düşük olan firmaların zarar artırıcı, öz kaynağı zayıf ama aktif varlıkları yüksek olan firmaların ise kar artırıcı etkilerle karşılaşacağını ifade etti. Küçük ve orta ölçekli firmalar açısından büyük bir vergi yükü oluşturacak bu uygulamanın, öz kaynak ve finansman sıkıntısına yol açacağına işaret etti.
Yalçın, ülkenin bütçe açığını kapatmanın önemli olduğunu ancak sanayiciler ve küçük işletmelerin ağır vergi yükleri altında bırakılmaması gerektiğini belirtti. Vergi adaletinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Yalçın, enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde değil, yıllık bazda uygulanması gerektiğini ve mevzuattaki eksikliklerin yıl sonuna kadar düzeltilmesi gerektiğini ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: