“Bu hedefe çok yaklaştık”
“Diplomasinin de, siyasetin de, ekonominin de dilini çözeli çok oldu”
“Büyük ve güçlü Türkiye’nin siluetinin şekillenmeye başladığı şu dönemde ülkemizi 2023’te yeniden eski düzene, yani siyasi kaos, ekonomik yıkım, sosyal çatışma iklimine döndürmek isteyenler var” ifadelerini kullanan ve bunların CHP’liler olduğunu söyleyen Erdoğan, “CHP deyince çılgına dönüyorlar. Dışarıda ve içeride tek bir koro halinde yürütülen kampanyanın amacı bizden kurtulmak değil, bizim ülkemizin hanesine yazdırdığımız demokrasi ve kalkınma yatırımlarını yok etmektir, dertleri bu. Bayraklar farklı, lisanlar farklı, çehreler farklı, ifadeler farklı olabilir ama amaç aynı. O da büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önünü kesmektir. Onların bilmediği bir şey var, milletimizle birlikte diplomasinin de, siyasetin de, ekonominin de dilini çözeli çok oldu. Başaramayacaksınız. Ya bu ülkenin bağımsızlığını, bu ülkenin vakarını, bu devletin büyüklüğünü kabul edeceksiniz, ya da nefesiniz tükenene kadar içinde çırpındığınız kibir ve nefret çukurunda debelenmeye devam edeceksiniz” dedi.
“Terörle mücadele ile işsizlikle mücadele bizim için aynı mesafededir”
Dünyayı ve Türkiye’yi okurken vatandaşların yaşadığı sıkıntıları asla görmezden gelmediklerini, sıkıntıların çözümü için çalışmaktan geri durmadıklarını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu:
“Ülkemizin güvenliği ve hedefleri için yedi düvel ile mücadele ederken, insanımızın sofrasındaki ekmeğinin, aşının evindeki elektriğinin, doğal gazının, suyunun, kapısındaki aracın yakıtının, içindeki kazancının, kendisi ve ailesi için kurduğu hayallerin de derdi ile dertleniyoruz. Utanmadan, sıkılmadan ‘aşı yok, evine götürecek ekmeği yok’ diyor. Kim bunu diyen? CHP’lisi İP’lisi. Bunlar korkulması gereken yüceler yücesinden de korkmuyorlar ki. Bunlarda edep haya yok.”
Erdoğan, “Şu anda her evde araba var, kapıcısında araba var, şu anda ikinci el araba yetişmiyor. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz. Ama bunu televizyon ekranlarından vatandaşa anlatıp, vatandaşı kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Biz hepsinin istatistiklerini tutuyoruz. Korona virüs salgınından iklim değişikliğine kadar nice küresel krizin ülkemize etkileri ile uğraşırken kadınlarımızın, gençlerimizin, yaşlılarımızı, işçilerimizin, işverenlerimizin, garip gurebanın seslerine de kulağımızı ve kalbimizi açık tutuyoruz. Büyük vizyonlara ve hedeflere odaklanırken gözümüzün önündeki, burnumuzun dibindeki meselelere sırtımızı dönmüyoruz. Terörle mücadele ile işsizlikle mücadele bizim için aynı mesafededir. Küresel krizlerin üstesinden gelmekle içerideki pahalılığın, yoksulluğun, haksızlığın, adaletsizliğin önüne geçmek bizim için aynı derece mühimdir. Bunların hepsi de aynı makinenin farklı parçaları gibi birbiri ile yakından ilişkilidir. Hepsini birden hal yoluna koymazsak yolumuza devam edemeyiz. Bu dönemdeki talihsizliğimiz küresel kriz ile ülkemize yönelik saldırıların aynı dönemde zirve yapmış olmasıdır. Salgınla birlikte bozulan küresel ekonomik dengeler yaygın kullanımı olan pek çok ürünün hammaddesinde, üretiminde, dağıtımında çok ciddi fiyat artışlarının yaşanmasına yol açtı. Türkiye bu fiyat artışlarını halkına en az yansıtan ülkelerin başında geliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda durum çok daha vahimdir. Bu sıkıntılı sürecin olumsuz etkilerini dünyada önümüzdeki dönemlerde daha fazla göreceğiz. Türkiye olarak artan üretim ve lojistik gücümüzle yaşanan sıkıntıları kendimiz için ir fırsata dönüştürme yolunda emin adımlarla yürüyoruz. Tabi bu arada yaşanan fiyat artışları ve diğer sıkıntıların insanlarımızı bunaltmaması için gereken tedbirleri alıyoruz. Tarım ürünlerinde belirlediğimiz oldukça yüksek alım fiyatları bu tedbirlerden biridir. Kamu işçi ve memurlarının ücretlerinde yaptığımız artışlarda da bu durumu dikkate alarak çıtayı bir hayli yüksek tuttuk. Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki maliyet satış oranlarında devlet olarak ciddi seviyede sübvansiyon yapıyoruz. Sosyal yardım sistemimizi etkin şekilde işleterek geliri olmayan ve çok düşük gelirli vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda atacağımız ilave adımlarımız olacak. Salgın döneminde zaten fedakarlık yapan vatandaşlarımızın üzerlerine daha fazla yük binmemesi için gereken tedbirleri almakta kararlıyız. Maliyetlerdeki yükselişin ötesinde fırsatçılık yapanlara da kusura bakmasınlar göz açtırmayacağız. Bu konudaki denetimleri ve müeyyideleri sıkılaştırıyoruz. Geçtiğimiz hafta Meclise sunduğumuz, yarın Plan Bütçe Komisyonunda müzakereleri başlayacak 2022 bütçemizi de bu anlayışla hazırladık” dedi.
Erdoğan, konuşmasının sonunda şu ifadeleri kullandı:
“Bugünkü Kabine gündemimizde talimatımızla ülkemizin 58 ilindeki bin 585 cemevi ziyaret edilerek hazırlanan kapsamlı bir çalışmayı da görüştük. İnsan Hakları Eylem Planı'nda yer alan azınlık vakıflarının seçim usulü ile ilgili hususu da değerlendirdik. Hangi kökene, hangi inanca, hangi meşrebe sahip olursa olsun Türkiye’nin 84 milyon vatandaşımızın her birinin meselesi bizim meselemizdir. Bu anlayışla milli birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek her adımı atmayı sürdüreceğiz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: