Dolandırılmada hata ve hile olmak üzere dikkat edilmesi gereken 2 durumun olduğunu söyleyen Emir Akpınar, “Son dönemlerde evlilik vadiyle bireylerin dolandırıldığına yönelik basın ve kamuoyunda duyumlar almaktayız ve haberler görmekteyiz. Bu durumu hukuki boyutta değerlendirmek gerekirse, evlilik vaadi ile dolandırmada ki aslında evlilik vaadi ile doğrudan dolandırma şeklinde bir suç tanımı söz konusu değil. Ancak evlilik vadi ile dolandırma söz konusu olduğu zaman, karşı taraf evlilik vaadi ile kendisini dolandıran kimseye karşı yapmış olduğu tüm harcamaları talep edebilecek ve sonuç olarak da dolandıran kişi tarafından diğer tarafa yaptırmış olduğu tüm harcamalar iade edilmesi gerekecektir. Burada dikkat edilmesi gereken 2 unsur var. Hata ve hile durumu. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. Bilindiği üzere hile, yani aldatma genel olarak bir kimseye irade beyanında bulunmaya özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma, yahut devamlı saklamak şeklinde tanımlanır. Taraflardan biri, diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma, yani hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişi etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyleri geri isteyebilir” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: