Gün ağardı.Kar yağışı duralı çok olmuştu. Hava soğumuş kar donmaya başlamıştı. Donmaktan korktuğum için sabaha kadar peş peşe sigara içmiş, hayaller kurmuş ve ara ara ağlamıştım. Kar ve soğuk keskindir ama temiz kokar. Şehrin üzerindeki sis ve duman temizlenmişti. Uyuyup, uyumadığımı bilmiyordum. Ayaklarımı ovuşturdum. İzmirde apartman komşumuz Ahmet amcanın benim için özel olarak diktiği altı köpüklü kağuçuk ayakkabı su almıştı. Ayak parmaklarımı hissetmiyordum. Yerimden kalktım üstümdeki karları silkeledim yürümeye başladım. Bir mahallenin içinden geçiyordum. İnsanlar yavaş yavaş sokaklara çıkmaya başlamışlardı. Dalgı ve üşümüş karı botlarımla iteleyip yürürken birisi sırtıma dokundu. Döndüm başında papağı ellerini ovuşturan orta yaşlı bir adam. Adamın bakışını unutamayacağım öyle yürekten bakıyordu ki bana. “oğlum bu ne hal sen sokaktamı sabahladın?” dedi. Şaşırmıştım utandım da biraz kafamı öne eğdim. “yok amca olurmu öyle şey “dedim. Koluma girdi.
Dr.Koray TOPÇU'nun Buhaftaki yazısının tamamını yazarlar bölümünden okuyabilirsiniz....
Yorumlar
Kalan Karakter: