Güler, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2026 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı.
Kural temelli uluslararası düzenin zayıfladığı, güç ve nüfuz mücadelelerinin arttığı, bölgenin ise ateş çemberine döndüğü dönemde Türkiye'nin ilkeli ve çok boyutlu diplomasisiyle yol aldığını ifade eden Güler, bu süreçte bir yandan sınırların güvenliği ve milletin huzuru için askeri caydırıcılığı artırırken, uluslararası meselelerin çözümü ile barışın tesisinde de etkin ve yapıcı bir tutum sergilediklerini belirtti.
Hudutların sürekli geliştirilen teknoloji yoğunluklu sistemlerle korunduğunu bildiren Güler, "Aldığımız bu tedbirlerin etkinliği sayesinde geçen yıla oranla yasadışı geçişlerde engellenen ve yakalanan şahıs sayılarında düşüş yaşanmıştır." diye konuştu.
Yakın çevrede yaşanan jeopolitik gerginliklerin tüm bölgeyi tehdit ettiği bir süreçte, birlik ve beraberliği güçlendirmek, iç cepheyi tahkim etmek için yeni bir dönemin kapılarının aralandığını dile getiren Güler, "40 yılı aşkın süredir ülkemizin huzurunu ve güvenliğini tehdit eden terör belasından kurtulmak, milletimizin önüne konulan engelleri ortadan kaldırmak ve evlatlarımızın geleceğini teminat altına almak için 'Terörsüz Türkiye' hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içindeyiz." ifadelerini kullandı.
''Şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecek''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyoner liderliğinde ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin güçlü desteğiyle başlatılan tarihi sürecin, kardeşliği pekiştirme, milleti güvenli ve müreffeh dolu yarınlara ulaştırma iradesinin en açık göstergesi olduğunu vurgulayan Güler, şunları söyledi:
"Bu süreçte atılacak tüm adımlar şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecek, gazilerimizin onuruna, asaletine ve verdikleri emeklere zarar vermeyecektir. Zira terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılarda ve 'Terörsüz Türkiye' hedefimize doğru ilerlememizde en büyük pay başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz ile onların fedakar ailelerine aittir. Bu yüzden şehit ve gazilerimizin kıymetli hatırasına sahip çıkıyor, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız olmak üzere devletimizin tüm kurumlarıyla eş güdüm içinde şehit ve gazilerimizin emaneti değerli aileleri ile kahraman gazilerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz. Yegane amacımız şehit ve gazilerimizin mirasını korumak, onların emsalsiz gayretleriyle elde edilen huzur iklimini kalıcı kılmak, böylelikle çocuklarımızın barış ve refah ortamında büyüdüğü bir geleceği inşa etmektir."
Terör örgütünün "Türkiye'den tamamen çekilme kararını" önemli bir adım olarak nitelendiren Güler, bu durumun sürecin işlerliği ve hızlanması adına memnuniyet verici olduğunu söyledi.
''Hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına izin vermeyeceğiz''
Sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için PKK ve iltisaklı tüm grupların fesih kararı kapsamında başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde tüm terör faaliyetlerine son vermesi gerektiğini, terör örgütünün koşulsuz olarak silahlarını teslim etmesi gerektiğini ifade eden Güler, şöyle konuştu:
"Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim. Yakın zamanda taraflar arasında ABD'de yapılan görüşme ve koordinasyonlarda Suriye ve SDG arasındaki entegrasyon sürecinin de hızlı bir şekilde tamamlanmasını bekliyor, halihazırda sahadaki gelişmeleri yakından takip ediyor, her zamanki hassasiyetimizle tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Bu çerçevede komşumuz Suriye ile yakın bir diyalog halindeyiz. Terörle mücadele konusunda komşumuz Irak ve Bölgesel Yönetim ile de son dönemde tesis ettiğimiz işbirliğini yakın bir koordinasyon içerisinde sürdürüyoruz. Sonuç olarak 'Terörsüz Türkiye' hedeflerimize ulaşmaya yönelik gayretlerimiz sürerken, terörle mücadelemiz ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir."
"Ada'da adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yol..."
Mavi ve gök vatandaki hak ve menfaatlerin korunması için de her türlü çabayı gösterdiklerini belirten Güler, Ege ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri milli çıkarlar doğrultusunda etkin şekilde yaptıklarını bildirdi.
Yunanistan ile sorunların çözümünü, mevcut olumlu diyalog ortamının geliştirilmesini ve Ege Denizi'nin barış ile istikrar bölgesi olmasını arzuladıklarını ifade eden Güler, "Yunanistan tarafından bölgede tek taraflı yürütülmeye çalışılan her türlü projeye ve teşebbüse karşı da uluslararası hukuk çerçevesinde diplomatik girişimlerde bulunuyor, mütekabiliyet kapsamında gerekli her türlü tedbiri kararlılıkla uyguluyoruz." dedi.
Ege ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayan veya haklarını gasbetme niyeti taşıyan hiçbir projenin gerçekleşemeyeceğini vurgulayan Güler, şunları kaydetti:
"Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini savunmaya devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki Ada'da adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yol, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulüdür. Bunların yanı sıra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bölge içinden ve dışından ülkelerle askeri ve siyasi ilişkilerini geliştirme ve silahlanma hevesi gerginliği artıracak ve istikrara zarar verecek mahiyette ilerlemektedir. Dolayısıyla bu çabalara karşı proaktif savunma ve güvenlik politikamız doğrultusunda gerekli tedbirleri alırken her koşulda Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu da bir kez daha hatırlatmak isterim."
''Savunma sanayii işbirliğinde büyük gelişmeler kaydettik''
Türkiye'nin pek çok coğrafyada uluslararası güvenlik, barış ve istikrara önemli katkılar sunduğunu belirten Güler, "Bu kapsamda en başta can kardeşimiz Azerbaycan ile ikili ilişkilerimizi daha da derinleştiriyoruz. Nitekim Azerbaycan'ın Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması kapsamında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimiz ile savunma sanayii işbirliğinde büyük gelişmeler kaydettik, kaydediyoruz." dedi.
Barışın tesisi kapsamında Azerbaycan ve Ermenistan arasında ABD'de kayda geçirilen iradeden duydukları memnuniyeti ifade eden Güler, "Kapsamlı bir barış metninin de bir an önce imzalanmasını temenni ediyoruz." diye konuştu.
Güler, Suriye'nin egemenliğine, birlik ve beraberliğine olan destek çerçevesinde ülkenin yeniden inşası ve imarı ile Suriyelilerin geri dönüşlerinin sağlanması, uluslararası arenadaki kısıtlılıkların kaldırılması gibi pek çok başlıkta desteklerin devam edeceğini belirterek, Suriye ile imzalanan Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası kapsamında, başta terörle mücadele olmak üzere Suriye ordusunun savunma ve güvenlik kapasitesinin geliştirilmesi, modernizasyonu, teşkilatlanması ile personelinin eğitilmesine katkılarda bulunduklarını anlattı.
''Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde çok yönlü girişimlerimizi sürdürmekteyiz''
Katar, Bosna Hersek ve Kosova ile NATO kapsamında yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Güler, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Karadeniz’deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurguladı.
Türkiye'nin hak ve menfaatleri doğrultusunda Montrö dahil tüm tedbirleri kararlılıkla uyguladıklarını, Karadeniz'deki savaştan kaynaklı mayın tehdidine çözüm üretmek ve seyir emniyetini idame etmek maksadıyla "Mayın Karşı Tedbirler Harekatı"nı icra ettiklerini bildiren Güler, "Geçen yıl Romanya ve Bulgaristan ile birlikte oluşturduğumuz Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu da çalışmalarına başarıyla devam etmektedir. Karadeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip ülkelerden biri olarak bölgede istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi için Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde çok yönlü girişimlerimizi sürdürmekteyiz." ifadelerini kullandı.
''Üzerimize düşen sorumluluklara hazır olduğumuzu vurguluyoruz"
Türkiye'nin ilk andan itibaren İsrail'in Filistin halkına uyguladığı işgal, ilhak ve imha politikasının son bulması için uluslararası toplumu sorumluluk almaya davet ettiğini, geçen ay da Türkiye'nin yoğun çaba ve aktif katkısıyla İsrail ile Filistin arasında ateşkese varıldığını hatırlatan Güler, şu açıklamalarda bulundu:
"Özellikle belirtmeliyim ki Gazze’deki ateşkesin sürdürülmesi ve ilgili planın uygulanabilirliği sahada ve masada adil güvence mekanizmalarının etkinlik ve kararlılığı ile İsrail’in ateşkese eksiksiz riayet etmesine bağlıdır. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Gazze Barış Kurulu’nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücünün görev yapmasına dair tasarının kabul edilmesini önemli buluyoruz. Türkiye olarak tarihi misyonumuz çerçevesinde ihtiyaç duyulabilecek her konuda üzerimize düşen sorumluluklara hazır olduğumuzu vurguluyoruz."
Personel konusuna büyük önem verdiklerini, yeni personel teminini mevzuatlara uygun ve objektif kriterlerle gerçekleştirdiklerini belirten Güler, "Görevde olan ve emekli personelimizin yaşamlarını daha iyi şartlarda sürdürebilmeleri için özlük haklarına dair çalışmalar, ülkemizin imkan ve şartları ile çağdaş uygulamalar dikkate alınarak yapılmakta, gerekli teklifler ilgili makamlara sürekli iletilmektedir." diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: