ESKİŞEHİR Beylikova ilçesinde 1950'lerden itibaren bir çok kez maden araması yapıldı ancak bir türlü sonuç elde edilemedi.2011 yılında eti maden yeniden aramalara başladı ve 2022 yılında aramalar sonuç verdi. Beylikova'da dünyanın en büyük nadir element rezervleri keşfedildi.

NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ
Türkiye'nin kaderini değiştirecek olan keşif dünyanın da ilgisini çekti. Eskişehir Beylikova'da bulunan nadir toprak elementleri Çin'den sonra dünyanın en büyük ikinci rezerv alanıydı. Çin 800 milyon tonluk rezerve sahipken, Türkiye'nin de 694 milyon ton nadir toprak elementine sahip olduğu ortaya çıktı.
ETİ MADEN DENEME ÜRETİMİNE BAŞLADI
Türkiye'nin 2022 yılındaki bu keşfi sonrasında bölgeye hemen bir deneme tesisi kuruldu. Eti Maden tarafından kurulan bu tesisin açılışı 18 Nisan 2023 tarihinde açıldı. Pilot tesis ilk aşamada yılda bin 200 ton cevher işleyecek şekilde tasarlandı.
YILDA 220 MİLYON DOLAR
Pilot tesisin ardından endüstriyel üretime geçilmesiyle birlikte yıllık 570 bin ton üretim hedeflenirken, ülkenin bu projeden yıllık yaklaşık 220 milyon dolar gelir elde etmesi planlanıyor.
NADİR ELEMENTLER
Dünyada bilinen 17 nadir toprak elementlerinden (NTE) tamamının Eskişehir Beylikova'daki rezervde yer aldığı ortaya çıktı. NTE çok kıymetli. Zira nadir toprak elementleri, fiber optikten uydu haberleşmesine, akıllı füzelerden yakıt hücrelerine ve robotlara kadar, çağın teknolojik ürünlerinde kullanılıyor.
NEDEN ÖNEMLİ?
Türkiye’nin enerji dönüşümünde stratejik bir fırsat olarak değerlendirilen nadir toprak elementleri (NTE) bu dönüşümün sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynuyor. Nadir toprak elementlerinin özellikle rüzgar türbinleri ve elektrikli araçlarda kullanımı, bu elementleri yenilenebilir enerji dönüşümünün vazgeçilmez bir unsuru yapıyor. Türkiye, yaklaşık 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezerviyle, Çin’in ardından dünyanın en büyük ikinci rezervine sahip ülkesi konumundadır. Bu durum, Türkiye’nin hem enerji güvenliği hem de ekonomik kalkınması açısından stratejik bir avantaja sahip olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin sahip olduğu NTE yenilenebilir enerji teknolojilerinde kritik rol oynayan elementlerden oluşuyor. Bu elementler, rüzgar türbinleri ve elektrikli araç motorları için gerekli olan kalıcı mıknatısların üretiminde kullanılıyor. Beylikova sahasındaki rezervler ve işleme tesisleri, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini daha da güçlendiriyor. Beylikova sahasında Eti Maden tarafından kurulan pilot işleme tesisinin, yıllık 10 bin ton nadir toprak oksit üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor. Bu üretim kapasitesinin artması, Türkiye’nin NTE maliyetlerinde bağımsız bir yapı kazanmasına ve uluslararası pazarda rekabet avantajı elde etmesine olanak sağlayacaktır.
Uluslararası Enerji Ajansına göre küresel ölçekte Çin’in yüzde 62 üretim ve yüzde 90 işleme payıyla hakim olduğu NTE pazarında, Türkiye’nin sahip olduğu rezervler hem küresel tedarik zincirine çeşitlilik sağlama hem de stratejik bir alternatif olma potansiyeli taşıyor. Türkiye, bu potansiyelini NTE katkılı ürünler yoluyla yüksek katma değer yaratma fırsatına dönüştürebilir. Özellikle kalıcı mıknatıslar, enerji depolama sistemleri ve yüksek teknoloji gerektiren diğer ürünlerin yerli üretimi bu kaynakların ekonomik getirisini oldukça artıracaktır.
RÜZGAR ENERJİSİ İÇİN KRİTİK ÖNEMDE
Rüzgar enerjisi, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları arasında en hızlı büyüyen sektörlerden biridir. 2024'ün sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücü yaklaşık yüzde 11'llik payla 12,6 gigavat seviyesine ulaştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar 2035'e kadar toplam güneş ve rüzgar enerjisi kurulu güç hedefini 120 gigavat olarak açıkladı. Bu büyüme hedefi, rüzgar türbinlerinde kullanılacak olan kalıcı mıknatısların üretimi için büyük bir NTE talebi yaratıyor. Türkiye’nin 2035'e kadar rüzgar türbinleri için yaklaşık 11,7 kilo ton kalıcı mıknatıs ihtiyacı olacağı öngörülüyor. Bu mıknatısların maliyeti, kullanılan nadir toprak elementlerinin küresel piyasalardaki fiyatlarına bağlıdır. Mevcut fiyat tahminlerine göre rüzgar türbinlerinde kullanılacak nadir toprak elementlerinin toplam maliyetinin 2035'e kadar 627 milyon dolar ile 882 milyon dolar arasında olacağı düşünülüyor. Türkiye’nin Beylikova gibi büyük rezervlere sahip sahalarını etkin bir şekilde kullanarak yerli üretim kapasitesini artırması, bu maliyetleri önemli ölçüde azaltacaktır. Yerli üretim, yalnızca ekonomik avantaj sağlamakla kalmayıp aynı zamanda enerji güvenliğini destekleyerek Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektöründe bağımsız bir konum kazanmasına katkı sunacaktır.
ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA KULLANILIYOR
Elektrikli araçlar, düşük karbonlu ulaşım çözümlerinin öncüsü olarak hızla büyüyen bir sektör haline geldi. Türkiye'de 2024'te yaklaşık 100 bin elektrikli araç satışı gerçekleştirildi ve bu sayının 2035'e kadar 1,8 ile 4,2 milyon arasında bir seviyeye ulaşması bekleniyor. Elektrikli araç motorlarında kullanılan kalıcı mıknatıslar, NTE talebinin en önemli kaynaklarından biridir. Elektrikli araçların büyük bir kısmı için araç başına yaklaşık 2 kilogram kalıcı mıknatıs kullanıldığı göz önüne alındığında, bu sektörün gelecekteki NTE talebi oldukça yüksektir.
Bu doğrultuda, düşük talep ve fiyat senaryosuna göre Türkiye’nin elektrikli araç sektöründe yaklaşık 2,85 kiloton kalıcı mıknatıs ihtiyacı oluşacak ve bu ihtiyacın maliyeti yaklaşık 461 milyon dolar olacaktır. Öte yandan, yüksek talep ve fiyat senaryosunda, elektrikli araç sayısındaki hızlı artışa bağlı olarak 6,74 kiloton kalıcı mıknatıs talebinin ortaya çıkması ve bu talebin toplam maliyetinin yaklaşık 1,5 milyar doları bulması bekleniyor. Türkiye’nin kendi rezervlerini işleyerek bu elementlerin üretiminde kendi kapasitesini artırması, elektrikli araç üretiminde maliyet avantajı sağlayacaktır. Ayrıca bu durum, Türkiye’nin elektrikli araç sektöründe daha rekabetçi bir konuma gelmesine olanak tanıyacaktır.

Dünya genelinde nadir toprak elementlerinin tedariki büyük ölçüde Çin’e bağımlıdır. Çin, küresel NTE üretiminin yaklaşık yüzde 62'sini gerçekleştiriyor ve işleme kapasitelerinde daha da yüksek bir paya sahip. Bu durum, dünya genelinde enerji teknolojileri ve yüksek teknoloji sektörlerinde önemli bir tedarik riski oluşturuyor. Türkiye’nin sahip olduğu NTE rezervleri, Çin'e bağımlılığa karşı alternatif bir kaynak sunma potansiyeli taşıyor. Özellikle Beylikova sahasındaki işleme tesisleriyle Türkiye’nin, Çin’in bu alandaki hakimiyetine karşı dengeleyici bir rol üstlenmesi bekleniyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: