Gece pencereden dışarıyı izlerken soğuk bir rüzgar eşliğinde farkına vardım ki, Herkesin evlerinde ışıkları yanıyor, kim bilir kimler ne hayallerde. Yaşadığımız hayatı hayaller ile kıyaslarsak, hayaller daha ağır basıyor her an hayallerdeyiz sizce de öyle değil mi?
Kapını çalan bir rüzgar bir ses, kapıyı yavaş yavaş aralarken, rüzgarın sana getirdiği bir koku, Önce sersemliyorsun, sonra koku tanıdık gelmeye başlayınca kapıyı açıyorsun, Ama hayal ettiğin şeyi göremeyince içini hüzün sarıyor, tattığın bir kokuya esir oluyorsun.
Kimi zaman mutlu sonla bitse de, tesadüfleri seven aşk acıya dönüşe biliyor, Aşkın anlamanı yitirdiği zaman çizelgesi, Senin bütün yıllarına meydan okuyarak duygunu ele geçirip mahkum ediyor. bundan sonraki hayatında tesadüfler ile baş başa kalarak, hatıralar, anılar karşına çıka biliyor.
Tıpkı yoldan geçen birinin parfüm kokusu seni etkilerken, mazilere yolculuk yapman gibi, o kokuda ne yaşanmışlıklar vardı kim bilir, belki ilk aşkının kokusu belki de son.
Aşka karşı nutku tutulmayan, Dilsiz ve sağır kalmayan kim var, Aşık olunca, Yurt dışında eğitim de alsan, Dört dil bilip mastırda yapsan, Kitlenip kalıyorsun tarifi edilemez bu duygu için.
Kaç kere aşık oldun, kaç kere kırıldı kalbin, Asıl nokta burası ki, buradan sonrası senin bütün geleceğini etkileyen, Aşkın sana kurmuş olduğu bir strateji oyunudur, çünkü Aşkın tek kuralı vardır, sahiplenmek ve mücadele etmek.
Diğer türlü kırılmış ve yorgun olan bir kalp, Hiç olmadığı anda, istemediğin birisine ait ola bilir. Yılların sana vermiş olduğu tecrübe hiç bir işe yaramaz, Aşk hayatın boyunca unutamayacağın ızdıraba dönüşe bilir.
Bu nedenle AŞK önce sahiplenilmek ister, Bunun üzerine mücadele ister fedakarlık ister. Gururuna yenik düşüp aşkı incitirsen, Tesadüfler ile avunur istediğin o sevgiye asla ulaşamazsın. Tesadüfler ile keşkeler arasında kalıp kalmamak, senin kurduğun dünyada saklıdır.
Bütün bu karamsar duygulara rağmen dimdik durup hayatımızdan zevk alıyoruz. İnsanları hayat bağlayan şey nedir sizce?
İnsanları hayata bağlayan şey duygular değilimdir. neden duygularımızı bir göz yaşı ile soğuk iklimlere sokuyoruz.
İnsanın doğasında her şeyden zevk ala bilmesi için duygular verilmiştir, tam tersi duygulara yenik düşe biliyoruz da bazen.
Yem yeşil ağaçların Doğanın içinde dolaşırken, öten kuşların, sessizliğe bürünen gecenin, seni huzura doğru yolculuğa çıkarmasından zevk alırsın.
Denizin eşsiz güzelliği arasında, bir kaç mısra şarkı dökülür dillerinden, hiç olmadığın kadar iyi hissedersin kendini, yaptığın her şeyin zevkini çıkartmaya başlarsın.
Mutlu olmanın aslında zor olmadığı, hüznün ne kadar basit, insanlar arasında ki kavganın, savaşın, kinin ne kadar boş olduğunu görürsün, hayattan lezzet almaya başladığın zaman.
Etrafına bir bakın ve yanına bir kahve al, hiç bir şey düşünme, sadece o anı yaşa, o bir kaç dakikalık an bile sana iyi gelecektir. insanların ne kadar duygusuzca hareket ettiğini fark ettiğin zaman ban hak vereceksin.
Bizler en zor anımızda mutlu olmasını nasıl beceriyoruz sanıyorsunuz, çünkü duygularımızı kontrol altına aldığımız zaman o anın bile zevkini çıkara biliyoruz.
Sevmediğin şeylerden bile zevk aldığımızı söylesem nasıl bir cevap verirsin? Çünkü sevmediğin bir şeyi özgün iradenle reddederek ondan bile zevk alırsın.
Aşk kavramı sevgi cümlesi bizleri ne kadar da yorsa, hayatımıza devam ederek ve ders çıkartarak, yaptığımız yapmadığımız yada yarım kalan duygularımızı tozlu raflara bırakıp, Yaşadığımız o andan zevk almalıyız. çünkü bunun için değeriz, kötü günlerimizi hatırlamak yerine, yeni bir başlangıç ile, yeniden doğa biliriz.
Şimdi yaslan geriye tüm yaşanmışlık hikayelerini bırak, bir çerçevede hatıra olarak kalsın, kendini özgür bırak, ve hayatın tadını çıkar.