Prof. Dr. Mehmet Alagöz, Partililerine seslenerek; “ Cumhur ittifakı ve Millet İttifakının pandemi süreci ile birlikte Rusya Ukrayna savaşının getirdiği yükümlükler sonrasında Türkiye’de bir sorun varmış gibi gösteriliyor. Bugün Hükümet ve Muhalefet Türkiye çapında sanki sadece fiyat pahalılığı yönünde bir tek ekonomik sorun varmış gibi hareket ediyorlar “ dedi.
ÖTELEŞTİĞİNİZİN FARKINDA DEĞİLSİNİZ!
Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz; Ülke içerisinde 13 milyon yabancının ülke içerisine dâhil edildiğini savundu. Prof. Dr. Mehmet Alagöz; “Yabancı sayısı gittikçe daha da yükseliyor. Hala sınırlarımızda güvenliğin olmadığını açıkça görüyoruz! Doğudan insanların marşlar söyleyerek ellerini kollarını sağlayarak ülkemize giriş yapıyor. Yabancı uyruklular Türk insanından daha fazla doğdukları gözlenmektedir. Zafer Partisi olarak Türkiye’de 13 milyon tehlike olduğuna karar verdik. Türkiye 13 milyon yabancının getireceği tahribattan kolay kolay kurtulamaz. Siyasi tehlike olarak 13 Milyon yabancıyı 1. Tehdit olarak görmeliyiz. Bu 13 Milyon yabancı bizim demokratikliğimizi bozuyor. Suriyeliler 5.3 oranında doğuma sahipler. Türk insanı ise 1.7 doğum oranı var. Bunlar hızla çoğalıyorlar. Bunlar gelmeye başladıklarına bunlara mazlum deniyordu. 50 bin kişiye Türkiye bakamayacak mı diyorduk. 10 sene önce azınlıktaydılar. Şimdi bu rakam 13 milyon. 10 sene içerisinde 13 milyon oldular. Şimdi ise mağdur ve mazlum olan Türk insanıdır! Suriyelilere verilen hiçbir imkân Türk insanına verilmiyor. Bir 10 yıl sonra Türkiye’nin yüzde 40’na tekabül edecekler. Ne yapacaksınız o zaman? Çocuklarınızı torunlarınızı nasıl koruyacaksınız? Dünyadaki hiçbir ülke kendisine sığınan insanları kendi ülke nüfusunda daha çok hale getirmemiştir. Dünyada sığınan hiçbir sığınmacı o ülke vatandaşından daha fazla imkâna izin verilmemiş. 2. Sınıfa düştüğünüzün farkında değimlisiniz? Öteleştiğimizin farkında değimliyiz arkadaşlar? Adana’da oturuyorsunuz bunu sorun olarak görmüyorsunuz. Hadi Meydan Mahallesine, 19 Mahallesine, Obalar caddesine gidin, Kocavezir’e gidi, Hadi gidebiliyormusunuz? akşamları özellikle gidemiyorsunuz. Daha durun Adana’nın nasıl tehdit altında olduğunuz bilmiyorsunuz. Yakın zamanda göreceksiniz Ak Kapıya gidemeyeceksiniz! Solaklıya gidemeyeceksiniz! Yunusoğluna gidemeyeceksiniz! Millet bu şekilde sessiz kalmaya devam ederse Zafer Partisi olunca sessizlik devam edecekti. Cumhur İttifakı Millet İttifakı bu duruma hala izin veriyorlar” diye konuştu.
Zafer Partisi Genel Başkan yardımcısı bir konuştu, pir konuştu;
“Adana Suriyeliler tarafından İşgal altında!”
Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz; Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezinde İl Başkanlığınca düzenlenen panelde partililere Adana da birçok mahallelerde Suriyeliler tarafından işgal edildiği yönünde zehir zemberek açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Mehmet Alagöz, Partililerine seslenerek; “ Cumhur ittifakı ve Millet İttifakının pandemi süreci ile birlikte Rusya Ukrayna savaşının getirdiği yükümlükler sonrasında Türkiye’de bir sorun varmış gibi gösteriliyor. Bugün Hükümet ve Muhalefet Türkiye çapında sanki sadece fiyat pahalılığı yönünde bir tek ekonomik sorun varmış gibi hareket ediyorlar “ dedi.
ÖTELEŞTİĞİNİZİN FARKINDA DEĞİLSİNİZ!
Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz; Ülke içerisinde 13 milyon yabancının ülke içerisine dâhil edildiğini savundu. Prof. Dr. Mehmet Alagöz; “Yabancı sayısı gittikçe daha da yükseliyor. Hala sınırlarımızda güvenliğin olmadığını açıkça görüyoruz! Doğudan insanların marşlar söyleyerek ellerini kollarını sağlayarak ülkemize giriş yapıyor. Yabancı uyruklular Türk insanından daha fazla doğdukları gözlenmektedir. Zafer Partisi olarak Türkiye’de 13 milyon tehlike olduğuna karar verdik. Türkiye 13 milyon yabancının getireceği tahribattan kolay kolay kurtulamaz. Siyasi tehlike olarak 13 Milyon yabancıyı 1. Tehdit olarak görmeliyiz. Bu 13 Milyon yabancı bizim demokratikliğimizi bozuyor. Suriyeliler 5.3 oranında doğuma sahipler. Türk insanı ise 1.7 doğum oranı var. Bunlar hızla çoğalıyorlar. Bunlar gelmeye başladıklarına bunlara mazlum deniyordu. 50 bin kişiye Türkiye bakamayacak mı diyorduk. 10 sene önce azınlıktaydılar. Şimdi bu rakam 13 milyon. 10 sene içerisinde 13 milyon oldular. Şimdi ise mağdur ve mazlum olan Türk insanıdır! Suriyelilere verilen hiçbir imkân Türk insanına verilmiyor. Bir 10 yıl sonra Türkiye’nin yüzde 40’na tekabül edecekler. Ne yapacaksınız o zaman? Çocuklarınızı torunlarınızı nasıl koruyacaksınız? Dünyadaki hiçbir ülke kendisine sığınan insanları kendi ülke nüfusunda daha çok hale getirmemiştir. Dünyada sığınan hiçbir sığınmacı o ülke vatandaşından daha fazla imkâna izin verilmemiş. 2. Sınıfa düştüğünüzün farkında değimlisiniz? Öteleştiğimizin farkında değimliyiz arkadaşlar? Adana’da oturuyorsunuz bunu sorun olarak görmüyorsunuz. Hadi Meydan Mahallesine, 19 Mahallesine, Obalar caddesine gidin, Kocavezir’e gidi, Hadi gidebiliyormusunuz? akşamları özellikle gidemiyorsunuz. Daha durun Adana’nın nasıl tehdit altında olduğunuz bilmiyorsunuz. Yakın zamanda göreceksiniz Ak Kapıya gidemeyeceksiniz! Solaklıya gidemeyeceksiniz! Yunusoğluna gidemeyeceksiniz! Millet bu şekilde sessiz kalmaya devam ederse Zafer Partisi olunca sessizlik devam edecekti. Cumhur İttifakı Millet İttifakı bu duruma hala izin veriyorlar” diye konuştu.
VATAŞDAŞLIK ALMAK BU KADAR KOLAYMI?
Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz; “ Suriyeliler Yasalarımıza göre Vatandaşlık hakları olarak alamazlar. Ama vatandaşlık veriliyor. Cebinde parası olan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığını alabiliyor! Biz Türk Milleti olarak dedelerimiz kağnı arabaları ile bu topraklara kanlarını dökerek almadılar mı? Hepsi atalarımızın şehit olmadılar mı? Hala sınırlarda askerlerimiz şehit olmuyor mu? Bu kadar kolay mı vatandaşlık almak? Dünyanın hangi ülkesinde koy aldı diye arazi aldı diye vatandaşlık da verilen bir ülke var yahu? Türkiye dışında hiçbir ülke yok! Bunlar bizim için siyasi tehdittir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde bir oy kim fazla alır ise o kazanacak. Suriyelilere harcanan para ne kadar en fazla ülkede bu tartışılıyor. 144 milyar lira bizlerin cebinden Suriyeli mültecilere harcanmıştır. Adam başına Bin 700 dolar düşüyor. Bu paraları Avrupa Birliği vermedi. BM Vermedi bu parayı sizlerin bizlerin alın terimiz vergilerimizden verildi! Suriyelilere harcanan para ile ( tane Marmararay yapardınız. 36 tane Atatürk Barajı yapılırdı. 109 tane petrol rafinesi yapılırdı. !4 tane Osman Gazi Köprüsü yapılırdı. 44 Tane Yavuz Selim Köprüsü yapılırdı. 9 Tane İstanbul havalimanı yapılırdı. Türk çiftçisine harcansaydı Çiftçimizin 200 milyar dolar borcu sıfırlanırdı. 85 milyon kredi kartı borcu olan Türk Milletinin borcu kapanırdı. Bütçe açıklarını kapatsalardı son 10 yıldır bütçe açığı olmayan ülke Türkiye olurdu. Dış borç kapatılsaydı yüzde 60’ı kapanırdı. Tarımda Sanayide harcansaydı 3.5 milyon istihdam sağlanırdı. İşsizlik 0 olurdu. Ama siz ne yaptınız öteleştirdiniz, Yabancılaştırdınız!” değerlendirmelerinde bulundu.
Zafer Partisi Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Alagöz, Hazırladığı Geçici Korunan Suriyelilerin Nüfüs ce Ekonomik Maliyet Profili raporunu da paylaştı;
GEÇİCİ KORUNAN SURİYELİLERİN NÜFUS VE EKONOMİK MALİYET PROFİLİ
Türkiye 2012 yılından sonra önce Suriyeli, sonraki yıllarda ise Afgan, Pakistan ve siyah Afrikalı istilasına maruz kalmıştır.
2022 yılına geldiğimizde Suriyeli ve kaçak yabancıların sayısının 10 milyon ulaşması, son on yıldır gerçekleşen örtülü istilanın olumsuz sonuçlarının gözle görülür haline gelmesine neden olmuştur.
Bugün Türk Milleti, örtülü istila şeklinde gelen 10 milyona yakın yabancıdan dolayı; güvenlik, demografik, siyasi ve ekonomik tehdit altındadır.
Bunun Nesini Tehdit Görüyoruz?
Birincisi; 10 milyon Yabancı “Demografik olarak” Türk Milletini tehdit etmektedir. Çünkü Türk İnsanının doğurganlık oranı %1.3 iken, sadece sığınmacıların %5.3’tür. Basitçe hayal edin; bu doğurganlık oranları ile önümüzdeki on veya yirmi yıl sonra sığınmacı ve kaçakların sayısının nasıl artacağını ve bunun ortaya çıkaracağı sosyo-ekonomik sonuçları düşünün.
İkincisi, Suriyeli ve yabancılara verilen vatandaşlıklar “Siyasi bir tehdit”tir. Çünkü verilen vatandaşlıklar sonucunda, seçimlerde oy kullanabiliyor haline geleceklerdir.
Oy kullanmalarını neden tehdit olarak görüyoruz. Bakın 2019 Mahalli seçimlerinde Yalova’da, İstanbul ilk seçimlerinde, Giresun’da, Karaman’da az sayıda oylar belirledi kimin belediye başkanı olacağını. Veya değişik şekillerde vatandaşlık verilen yabancıların 50+1 seçim sistemi üzerine inşa edilmiş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullandıklarını hayal edin. Şimdi vatandaşlık verilen 1 milyon yabancı olduğunu düşünün, genel veya yerel seçimlerde oy kullandıklarında bölge veya ülkenin kaderini nasıl belirlediklerine şahit olacağız. Özellikle yoğunluklarının daha fazla olduğu bazı illerde, durumun daha da nasıl dramatik sonuçlar ortaya çıkardığına şahit olacağız.
Üçüncüsü; farklı kültürden gelmiş 10 milyon yabancının, Türkiye’de oluşturduğu güvenlik sorunudur. İçişleri Bakanı Soylu’nun Türkiye’deki Suriyelilerin suç oranının %1.5, Türk vatandaşlarının suç oranlarının ise %2.2 olarak açıklaması durumun ne kadar büyük olduğunu göstermektedir. Bu kıyaslama ile Suriyelilerin daha az oranda suç işlemesi bile kabul edilebilir hale gelmiştir.
Neredeyse her gün farklı illerden, aynı ilin farklı mahalle ve sokaklarından Suriyeli, Afganlı veya diğer yabancıların, Türk insanına karşı gerçekleştirmiş olduğu taciz, darp, hırsızlık, çeteleşme hatta sitelerimize girip özel alanlarımıza yaptıkları saldırıları duyuyoruz. Ancak bunlar olmasa idi, bu suçlar olmayacaktı. Daha az Türk insanı mağdur edilecekti, diye düşünmüyorlar. Durum bu kadar vahim.
Dördüncüsü; dünya gibi Türkiye’de Pandemi dönemi ile birlikte bir takım ekonomik sorunlar yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. Ancak hem pandemi öncesi ekonomik politikalardaki hatalar hemde Sıgınmacılara harcanan milyarlarca dolar, varolan ekonomik sorunları “Ekonomik Krize” ve “Ekonomik Krizin Derinleşerek” artmasına katkı yaptı. Hala harcamalar devam edildiğinden krizde derinleşmeye devam ediyor. Gelirin adaletli dağılımından gittikçe uzaklaşılıyor. Türk Milleti yoksullaşıyor ve fakirleşiyor. Her geçen gün sosyal yardımlara ihtiyaç hisseden Türk insanı sayısı artıyor.
Neden mi?
Bu zamana kadar Suriyelilere 144.8 milyar dolar harcandı.Türk Milletinin sadece ekonomik yönü değil, aynı zamanda Eğitim sistemini, sağlık sistemini ve hatta iç güvenlik sistemini çökme noktasına getirdi.
Sığınmacıların Türkiye’de sayılarının 2012 yılından sonra nasıl hızla arttığı Göç İdaresinin kayıtlarından da görülmektedir. Tabiki bu veriler sadece kayıt altına alınabilmiş Suriyeli sayısıdır. Bugün bu kayıtlı verilerin yanında kayıt altına alınmamış/alınamamış milyonlarca Suriyeli, Afgan, Pakistanlı, Siyah Afrikalı ve diğer yabancıların olduğu herkes tarafından bilinmektedir.”
Haber: Remzi Yıldırım/Gastepress/Adana
Yorumlar
Kalan Karakter: