Kayseri’de kışın sonuna yaklaşıyorduk artık. Kış boyunca sınıflarımıza alışmış, yeni arkadaşlıklar edinmiştik. Yalnızlıklar artık geride kalmıştı. Şehre ilk ayak bastığımız eylül ayından bu yana hayat şehirde değişmeden akıyor ama biz hızla değişiyorduk. O yıllarda yabancı dil hazırlık sınıfları yirmi otuz öğrenciden oluşan sınıflardan oluşurdu. İngilizce okutmanları genellikle tek bir sınıfın sınıf öğretmeni gibi olurlar, ara sıra yapılan laboratuvar çalışması dışında sabah başlayan dersler akşamüstü biterdi. Her hafta sonu küçük her ay bir ay sonu sınavı ve her iki dönem sonunda bir genel sınav olurdu.
O yıllarda 12 Eylül üniversiteler üzerine bütün ağırlığı ile çökmüştü. Biz eğitime başladığımızda generaller bir çok akademisyeni üniversitelerden uzaklaştırmışlar, YÖK başkanı ceberrüt bir saldırganlıkla üniversiteleri yönetiyordu. Biz hep bir kaybedilmiş kuşak olarak tanımlarız kendimizi.
Yazının devamını okumuak için yazarlar bölümüne gidiniz.
Yorumlar
Kalan Karakter: