FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın 'Çalar Saat' programına telefonla bağlanan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Türkiye'nin en önemli ihtiyacı; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıdır." ifadelerini kullandı. "Türkiye'yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor." diyen Babacan, "Bu iki faktör olmadan Anayasanın neresine ne değişiklik getirirseniz getirin, ülkenin sorunlarına çözüm getiremezsiniz." düşüncesini dile getirdi.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı
"Türkiye'yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor"
“Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili ilk adımı atmamızın hemen arkasından sayın Cumhurbaşkanı'ndan Anayasa’yla ilgili bir açıklamanın gelmesi gerçekten düşündürücü” diyen Babacan, “Ya bizim girişimimizden sonra aklına geldi ya da ön almak istedi. Biz her türlü çalışmaya, her türlü çağrıya açık fikirlilikle bakarız. Kategorik olarak önyargı oluşturmayız. Henüz detaylarını ve ne amaçladıklarını bilmiyoruz. Türkiye'yi yöneten zihniyet güçler ayrımına, yargı bağımsızlığına inanmıyor. Bu iki faktör olmadan Anayasanın neresine ne değişiklik getirirseniz getirin, ülkenin sorunlarına çözüm getiremezsiniz. Ülkenin sadece yönetim sistemi sorunu yok, aynı zamanda yönetenlerin zihniyetiyle ilgili ciddi bir sorunu var” ifadelerini kullandı.
Ötekileştirme üzerinden üretilen iç siyaset ülkeye büyük zarar vermeye başladı.
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki gelişmelerin herkesi kaygılandırdığını söyleyen Babacan, “Hükümetin kutuplaştırma ve ötekileştirme üzerinden ürettiği iç siyaset artık ülkeye büyük zarar vermeye başladı. Ülkenin hiçbir sorununu çözemeyen yönetim, tamamen düşmanlıklar üzerinden kamuoyunu meşgul ediyor. Hükümet ve yandaş basın, toplumun farlı kesimlerinin birbirine karşı tutum alacak, adeta nefret besleyecek bir atmosferi kendi eliyle oluşturuyor. Bu son derece tehlikeli bir durum. Ülkeyi yönetenlerin bunun farkında olması ve herkesin sağduyuyla davranması lazım” açıklamasında bulundu.
"Boğaziçi öğrencileri tamamen anayasal haklarını kullanıyor"
Babacan sözlerine şu şekilde devam etti: Öğrenciler haklı bir şekilde, Anayasanın kendilerine verdiği hak çerçevesinde protestolar yaptı. Demokratik bir toplumda herkes şiddet içermedikçe toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyebilir. Dün 159 gencecik arkadaşımız gözaltına alındı. Öğrencilere şiddet uygulandı.
Yazıktır, günahtır. Burası Türkiye'nin en güzide üniversitelerinden birisi. Hiçbir kurumda öğrencilere karşı böyle bir uygulama kabul edilemez.
Oradaki öğrenciler tamamen anayasal haklarını kullanarak, ‘rektörümüzü kendimiz seçmek istiyoruz' diyorlar. Boğaziçililerin bunun ötesinde bir talebi yok.
"Hükümetin kötü bir alışkanlığı haline geldi"
Dinin kutsallarına kimsenin dokunamayacağını ve saldıramayacağını belirten Babacan, “Türkiye'de inanç özgürlüğüne müdahale etmeye kimse cüret edemez. Ancak münferit olaylardan hareket ederek halkımızın dini duygularını istismar edecek bir şekilde ötekileştirme ve kutuplaştırma, hükümetin ve elindeki propaganda makinasının maalesef kötü bir alışkanlığı haline geldi” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: