Gazetesi’nde yazılarına devam eden, Leylâ Emeç Tavşanoğlu katılımcılara "Kadın
Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı"nı anlattı. Gazete sahibi ve milletvekili bir baba Selim
söyleşisinde katılımcıları yalnızca şahsi anılarında değil, Bâb-ı Alinin, Türk diplomasi ve
siyasi tarihinin bilinmeyen koridorlarında adeta kısa bir gezintiye götürdü. Genç yaşta
Türk Haberler Ajansı’nda mesleğe ilk adımını atan Leylâ Emeç Tavşanoğlu, ağabeyleri
Çetin ve Aydın Emeç’in ve babası Selim Ragıp Emeç’in de gazetecilik mesleğine
başlamasına pek sıcak bakmadıklarını, yalnızca Aydın ağabeyinden az da olsa destek
gördüğünü anlattı.

“En büyük engelim soyadımdı” diyen Tavşanoğlu ailesinin soyadıyla bir yerlere
geldiği düşünülmesin ve Emeç ailesinin erkekleri de rahatsız olmasın diye o yıllarda
çevirilerini bile Leyla Ragıp ismiyle yaptığını, lâkin artık meslek hayatında kendini ispat
ettiği 50 yılın ardından ve 70 yaşını geçtikten sonra artık gönül rahatlığı ile Emeç
soyadını kullanabileceğini sözlerine ekledi. Genellikle kahkahalarla kesilen
konuşmasının en hüzünlü anı 7 Mart’ta ölüm yıldönümü olan ağabeyi basın şehidi Çetin
Emeç'i andığı anlardı. Konukların interaktif katılımı ile daha da zenginleşen etkinliğin
gelecek program konuğu Prof. Dr. Mithat Melen de katılımcılar arasındaydı. Prof. Dr.
Mithat Melen, Leyla Emeç Tavşanoğlu’na meslekte 50 yıllık hizmetlerine atfen AN
Düşünce ve Sanat Platformu kurucusu Fütürist yazar Janserey Nalan Yıldız adına bir
plâket takdim etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: