Organize Sanayi Bölgesi (OSB) eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, mevcut Başkan Tahir Nursaçan’ın kendisine yönelik iddialarına çok sert cümlelerle karşılık verdi. Nursaçan’ın, bağımsız denetçilere hazırlattığını iddia ettiği raporlardan oluşan dosya ile kamuoyunda algı yaratmaya çalıştığını ifade ederek, “O dosya Organize Sanayi’ni bağlamaz. OSB’yi bağlayan Sanayi Bakanlığı’nın Teftiş Kurulu’dur ve bu kurulun müfettişleri vardır. Bizim görev yaptığımız dönemdeki raporlarımız da OSB kayıtlarında mevcuttur. Hesaplardan dolayı da teşekkür aldığımız da bir gerçek. Amaç sadece hedef şaşırttırmak, algı oluşturmak, şahsımı hedef almaktır” şeklinde konuştu.
“TESPİHLER HAPİSHANEDE LAZIM OLACAK”
OSB Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın döneminde yapılan ve Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya konu olan Osmanlı Odası konusunda da konuşan Hasyüncü, “Bunların hepsine zimmet çıkacak. Şu gördüğümüz tespih, Osmanlı Odası filan dediklerimiz var ya bunlar aslında çerez parası. Bunlar vitrinde gördüğümüz. Asıl kilerden öyle büyük kokular geliyor ki, onun üzerine gidilecek. Bunların zimmeti çıkacak. O tespihler de bunları kurtarmayacak. Bu vesileyle de onu da söyleyeyim. Tespihten birer ikişer tane alsın, hapishanede lazım olacak” dedi.
“BABAM HOCA DEĞİLDİ AMA HARAMDA DA HELALDE DE ÇOK DAHA DİKKATLİYDİK”
Nursaçan’a ağır göndermeler yapan Hasyüncü, babasının hoca olmadığına vurgu yaparak, “Zaten psikolojisi de Ağır Ceza’da yargılanmanın suçluluk ifadesi. Kime çamur atsam derdinde. Biz de bir tabir vardır. Teşekkür etmesini bilmeyen şükretmeyi bilmez. Allah’tan kork. Teşekkür etmeyi bilmiyorsan hiç olmazsa iftira etme. Kasada o kadar parayı hizmet edin diye sizlere bırakmışız. Ben Ankara’ya giderken bile elhamdülillah şoförüme yemek parasını cebimden veririm ki, sanayicimizin parası harcanmasın diye. Biz bu hassasiyetleri bilen insanlarız. Benim babam hoca değildi ama haramda-helalde çok daha dikkatliydik” diye konuştu.
Nursaçan’ın kendisine iftira attığını söyleyen Hasyüncü, ETV Kayseri’ye yaptığı özel açıklamada, “Şahsıma yönelik iftiralara maruz kalmamak adına yıllar önce zaten ben kendimi Bakanlığa ihbar ettim ve benim dönemimi yeniden sorgulayın, araştırın, denetleyin dedim. Kendi iradem ile istediğim bu denetimden de alnımın akıyla çıktım” dedi. Hasyüncü, açıklamasının devamında şunları söyledi:
“ Benim asıl kızgınlığım da budur. Yalan, iftira, gıybet, sindirme, gözdağı verme, tehdit, şantaj. Elinde kitap sallıyor. Ne zaman sallıyor? 6 sene sonra. 6 senedir kış uykusunda olsan bile baharın uyanman lazım. Bunların ilk günden beri 50 sayfalık bağımsız denetim raporu demesine rağmen avukatım vasıtasıyla yazı yazmışım. Demişim ki, OSB’ye bunca yıl hizmet etmişim. Bu iftirayı ben hak etmiyorum. Bu konuda hakkımda suç duyurusunda bulun ve örneğini de bana ver. Fakat karşı taraftan hiçbir cevap yok. Nursaçan’ın cevap vermemesi üzerine avukatım vasıtasıyla Sanayi Bakanlığı’na kendimi şikâyet ettim. Bakanlığa da dedim ki, ben bu kadar hizmet ettim ve bana iftira ediliyor. Ben şu tarihlerde denetim geçirdim. Tekrar denetim yapılarak varsa suçum cezamın çekeceğim. Kendimi ihbar ettim ve müfettiş geldi. O gelen müfettiş raporunda da hiçbir şey çıkmadı. Bu terbiyesizlik, bu yalancılık, bu iftiracılık. Asıl beddua edilecekse bu iftira edenlere beddua edilecek. Elinde iki sefer Bakanlık Teftiş Kurulu raporunun olmasına rağmen herhangi bir şey olmamasına rağmen sadece Boydaklar’a arsa verildi diye. Boydaklar kimdi? Bizim arsa verdiğimiz dönemde Boydaklar kimdi? Kayseri’nin en fazla yatırım yapan, en fazla istihdam yapan, en fazla ihracat yapan, en fazla vergi ödeyen bir kurumuydu. O zaman bir FETÖ yoktu ki. Sadece bir algı. O dönemde FETÖ de yoktu. Sadece ellerinde bir iftira var. Bir iftira fırçası var. Ama bunun hesabı hem bu hem de öbür dünyada sorulacak. Peki, çok dürüsttün (Bunların arasını bulalım diye) niye haber saldın ortağıma? Madem benim hakkımda bir problem vardı neden savcılığa suç duyurusunda bulunmadın da ortağım ile arabulucuğa kalkıştın? Ben seninle pazarlığa mı oturacaktım? O zaman millet bize (Demek ki bunun da ne eksiği var ki vazgeçti) demeyecek miydi? Tüm bunlar biz dava açınca ortaya çıktı.”
GES İDDİALARINI DA YANITLADI…
OSB eski Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü, mevcut Başkan Tahir Nursaçan’ın kendisine yönelik “Eski yönetim, OSB’nin parası ola ola GES’in 11 megawat projesini 15 yıllığına yap-işlet-devret modeliyle vererek, OSB’yi zarara uğratmış” iddialarına da yanıt verdi.
Hasyüncü, kendisine yönelik iddialara, “Güneş Enerji Sistemi olan GES’i kuracak firma ile anlaştık ve 1 metre tapu vermedik. Gel sen buraya GES’i kur, ürettiğinin ya yüzde 10’unu bize elektrik olarak ver. Veyahut ürettiğinin yüzde 10’unun parasını ver dedik. 15 senenin sonunda da 10 megawatı OSB’ye bedelsiz olarak ver dedik. Şimdi soruyorum. Bir lira para vermemişiniz. 1 metre tapu vermemişiniz. Yap-işlet-devret modeliyle vermişsiniz. 5 yılın içerisinde de o verdiğiniz yerden 8 milyon 850 bin lira OSB’nin cebine para girmiş. Peki, nerede zarar? Deseler ki bize bu kadar tapuyu verdin, hayır, mülkiyeti Organize’de. Gel şunu kur da yarısını ben yereyim diye OSB’nin kasasından bir lira da para vermemişsin. Bunlar hesap mı bilmiyor? Bu parayı ben mi alıyorum? Bu parayı OSB aldı. Peki, bu para nerede? Şimdi ben onu soracağım. Ben 1 metre yer vermeden yap-işlet-devret ile bir anlaşma yaptım doğrudur. Peki, sen oradan elde edilen 8 milyon 850 bin lirayı nereye koydun? Nerede o para? Sonra kasada 40 milyon dolar var. GES yapmaya karar verdin.
Neden parayı kasadan kullanmadın da bankadan kredi aldın? Niye? Sebep şu, banka gelir getiren yere kredi verir. Buradaki niyet belli. GES için kredi alacağım. Hazır parayı da tüketeceğim. Har vurup harman savuracağım. Yasal yollardan Organize Sanayi Bölgesi soyulmuştur. Soyguna uğramıştır” sözleriyle karşılık verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: