“Özgür Özel’e Saldırı Sıradanlaştırılamaz”
Konuşmasına geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e taziye mesajı ile başlayan Arıkan, cenazede CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırıya dikkat çekti. Bu olayın bireysel bir cinnet hali olarak görülemeyeceğini vurgulayan Arıkan, güvenlik sisteminin ciddi zaaflar içinde olduğunu dile getirdi.
“Bu saldırı, ceza ve infaz sisteminin çürümüşlüğünün delilidir. Bu, iktidarın yalnızca kendi güvenliğini önemseyip milletin güvenliğini ihmal ettiğinin kanıtıdır,” dedi.
“Telef Ettiniz, Şimdi de Vakti Telef Etmeyin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefeti hedef alarak kullandığı “telef” ifadesine sert tepki gösteren Arıkan, bu dilin kutuplaşmayı ve şiddeti körüklediğini söyledi.
“52 milyar doları bir gecede telef ettiniz, liyakati torpille, şehirleri rantla, gençliği istismar ederek telef ettiniz,” diyen Arıkan, bu söylemin devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını savundu.
Çözüm Süreci: “Top Kimde?”
Hükümet ile DEM Parti arasında yeniden başlayan çözüm süreci görüşmelerini değerlendiren Arıkan, görüşmelerin şeffaf olmadığını ve Meclis’ten kaçırıldığını ifade etti.
“Bu mesele kimsenin vicdanına ve pazarlık masasına terk edilemez. Şeffaf olun, topun kimde olduğu belli değil ama yakında bu top elinizde patlar!” uyarısında bulundu.
Deprem Gerçeği ve Kanal İstanbul Eleştirisi
İktidarın deprem hazırlıkları yerine Kanal İstanbul projesine kaynak aktarmaya çalıştığını ifade eden Arıkan, hala konteynırlarda yaşayan binlerce depremzedenin olduğunu hatırlattı.
“Depremi yük, Kanal İstanbul’u tüy gibi gören bir teraziniz var. Bu vicdansızlıktır,” dedi.
Mera Yönetmeliği: "Köylüyü Kendi Köyünde Kiracı Yapacaklar"
3 Mayıs 2025’te yapılan Mera Yönetmeliği değişikliği üzerinden hükümeti sert dille eleştiren Arıkan, “Yatırım” bahanesiyle köylerin ve meraların sermayeye açıldığını söyledi.
“Mera artık yatırım alanı, yayla sanayi parseli oldu! Bu, kırsalın ve hayvancılığın tasfiyesidir,” diyerek köylülerin elindeki son müşterek varlıkların ellerinden alınmak istendiğini savundu.
Pestisit Skandalı: “Sofralar Zehirle Dolu”
Tarım ürünlerinde bulunan pestisit kalıntılarının halk sağlığına ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan Arıkan, iç piyasada denetimin yok denecek kadar az olduğunu belirtti.
“Pazardan aldığınız ıspanakta, çocuğunuzun yediği elmada, salataya koyduğunuz marulda zehir var,” diyerek tarım politikalarının iflas ettiğini açıkladı.
Vergi Politikaları: “Garibana Vergi, Rantçıya Muafiyet”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in organize sanayi bölgelerine vergi memurları göndereceğini açıklamasına tepki gösteren Arıkan, bu politikayı “tahsildar zihniyeti” olarak nitelendirdi.
“Yüreğiniz yetiyorsa beşli çetelerin kapısına maliyeci koyun. Kara para trafiğine bakın. Emekçinin bordrosu yerine zenginlerin banka hesaplarını inceleyin.”
Ayrıca, işçilerin yerini alacak otomasyon sistemleri için “robot vergisi” önerisinde bulunarak sosyal adalet vurgusu yaptı.
Asgari Ücret ve Emekliye Zam Çağrısı
Ekonomik zorluklara değinen Arıkan, yıl ortasında asgari ücret ve emekli maaşlarının yeniden artırılması gerektiğini söyledi. Kurban Bayramı öncesi emekliye bir maaş tutarında ikramiye verilmesini talep etti.
“Faiz lobilerine verilen 52 milyar dolarla 6,5 maaş ikramiye verilebilirdi. Emeklinin duasını alın, ahını değil!”
Gazze ve İsrail Tepkisi: “Dilin Filistin’de, Elin İsrail’de”
Malta açıklarında Gazze’ye yardım taşıyan gemiye İsrail tarafından düzenlenen saldırıya tepki gösteren Arıkan, Türkiye'nin ikircikli tutumunu eleştirdi.
“İsrail sadece güçten anlar. Mavi Marmara’da ‘bana mı sordunuz’ denmeseydi bugün bu yaşanmazdı.”
Erdoğan’ın “Dostum Trump” söylemine de sert çıkan Arıkan, Trump’ın Türkiye’ye yönelik aşağılayıcı tutumlarını hatırlatarak, “Bizi sizin dostlarınızdan Allah korusun” dedi.
Hindistan-Pakistan Gerilimi ve D-8 Çağrısı
Hindistan’ın Pakistan topraklarına yönelik saldırısını “bölgeyi kaosa sürükleyecek bir tehdit” olarak nitelendiren Arıkan, Türkiye’yi D-8 ülkelerini acil olarak bir araya getirmeye davet etti.
Kamu İşçilerine Destek: “Protokol Hemen İmzalanmalı”
5 aydır sözleşme bekleyen 626 bin kamu işçisinin mağdur edildiğini belirten Arıkan, eşel mobil sisteminin geri getirilmesi ve kadrolu istihdamın sağlanması çağrısında bulundu.
“Depremde, selde, yangında görev yapan kamu çalışanı hak ettiği değeri istiyor. Refah adilce paylaşılmalıdır.”
Kapanış: “Çözüm İçin Gönül Gerek, Ahlak Gerek”
Konuşmasının sonunda Yunus Emre’nin dizeleriyle halka seslenen Mahmut Arıkan, Saadet Partisi’nin yoksulun, çiftçinin, kamu emekçisinin sesi olduğunu vurguladı:
“Çözüm için can gerek, gönül gerek, ahlak gerek. O da bizde var, Elhamdülillah.”
Yorumlar
Kalan Karakter: