Açıklamasına “Burada özgürsün sözü gelen siyasi baskıya disiplin süsü” diyerek başlayan Çiçek, partide görev aldığı ilk günden itibaren sistematik bir dışlama süreciyle karşı karşıya kaldığını belirtti.
Çiçek’in iddiaları arasında, İl Başkanı Erdal Altun tarafından verilen sözlerin tutulmadığı, kendisine vaat edilen aktif görev ve yetkilerin uygulanmadığı, rozeti Genel Başkan’ın takacağı sözüne rağmen Ankara programına dahi çağrılmadığı yer alıyor. Ayrıca düzenlenen basın toplantılarından haberdar edilmediğini, divan toplantılarında yok sayıldığını ve teşkilat içinde misafir muamelesi gördüğünü vurguladı.
Parti içinde kendisine yönelik tutum değişikliğinin siyasi baskılarla bağlantılı olabileceğini belirten Çiçek, Kayseri’yi yöneten bazı çevrelerin bu süreçte etkisi olduğunu öne sürdü.
Açıklamasında, “Sorun benim disiplin anlayışım değil, verilen sözlerle uygulama arasındaki büyük tutarsızlıktır” diyen Çiçek, hiçbir makam veya protokol beklentisi olmadığını, tek amacının milletin sorunlarını duyurmak olduğunu ifade etti.
Serdar Gökhan Çiçek, açıklamasını “Bundan sonra da doğruları söylemeye, milletin derdini dile getirmeye devam edeceğim” sözleriyle tamamladı.
Çiçek’in yaptığı yazılı açıklamanın tam metni ise şöyle:
KAMUOYUNA AÇIKLAMAMDIR
“Burada özgürsün” sözü gelen siyasi baskıya “Disiplin” süsü.
Kayseri’yi Yöneten Bazı Çevrelerin Baskısı Ortada: Hakikati Gizleyemeyecekler!
Saadet Partisi Kayseri İl Başkanlığı tarafından şahsıma yönelik yapılan açıklamalar üzerine, kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve bazı gerçekleri paylaşmak zaruri hâle gelmiştir.
Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki; Saadet Partisi’ne katıldığım günden itibaren niyetim, bilgi ve birikimimle teşkilata katkı sunmak, milletimizin sorunlarını gündeme taşımak ve çözüm üretmek olmuştur. Ancak açıklamada yer alan birçok iddianın gerçeklerle uyuşmadığını belirtmek durumundayım.
1. Transfer sürecimde İl Başkanı tarafından verilen hiçbir söz tutulmamıştır.
Partiye davet edilirken il Başkanı Sayın Erdal Altun ile yaptığım birebir görüşmelerde şahsıma; aktif görev, yetki ve sorumluluk verileceği, Kayseri’de teşkilatın ikinci ismi gibi çalışacağım ifade edilmiştir. Ancak süreç tam tersine işlemiştir. Parti’nin bağnaz yapıdan ve insanlardan arındıralarak daha vizyonlu insanların yönetime alınacağı, sakallı, cübbeli ve geri kafalı partililerin partiden yavaş yavaş el çektirileceği, daveti cazip göstermek adına tarafıma bizzat Erdal Altun tarafından aktarılmıştır.
– Daha ilk günde tarafıma tevdi edilen Siyasi İşler Birim Başkanlığı görevim yine ilk günden elimden alınarak Sosyal İşler Birimi’ne kaydırıldım.
– “2. adam” olacağım söylenmesine rağmen, teşkilat sıralamasında sondan ikinci konuma yerleştirildim.
2. Ankara’da Genel Başkan tarafından rozet takılacağı sözü verildi; ancak Ankara’ya giden ekibe dahi davet edilmedim.
Ay sonunda İl Başkanı Erdal Altun ile birlikte Ankara’ya gidileceği, orada Genel Başkan Mahmut Arıkan’ın rozeti takacağı bizzat ifade edilmişti. Fakat bu sözün hiçbiri gerçekleşmediği gibi, Ankara programına dahil bile edilmedim.
3. Düzenlenen iki basın toplantısından da haberdar edilmedim.
Mesleğim gereği basınla koordinasyon kurmam gerekirken, yapılan basın toplantılarını kendi partimden değil, basın mensuplarından öğrenmek zorunda kaldım. Bu durum, ekip çalışmasından ziyade dışlayıcı bir tutumun göstergesidir.
4. Divan toplantılarında temsili değil, yok sayıcı bir yaklaşım sergilenmiştir.
Toplantılarda sürekli en arkaya oturtularak adeta “misafir” muamelesi gördüm. İl Başkanının yakınında yer almamın bile engellenmesi, verilen sözlerle pratikteki yaklaşım arasındaki uçurumu göstermektedir.
5. Genel Başkan’ın gelişinde yalnızca kalabalık görünmesi için çağrıldım.
Defalarca “Genel Başkan’ın huzurunda rozet takılacak” denmesine rağmen böyle bir program yapılmadı; buna karşılık sadece fotoğraf kalabalığı oluşturmak amacıyla davet edildiğim açıkça hissedildi.
Tüm bu yaşananların yanında, son dönemde özellikle muhalif seslere yönelik baskıların arttığı bir ortamda, şahsıma yönelik bu ani ve gerekçesiz tutum değişikliğinde, Kayseri’yi yöneten çevrelerinin oluşturduğu siyasi baskıların etkisinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Bütün bu süreç gösteriyor ki; sorun, benim disiplin anlayışım değil, verilen sözlerle uygulama arasındaki büyük tutarsızlıktır. Buna rağmen her zaman yapıcı olmaya çalıştım, partinin zarar görmemesi için açıklama yapmaktan kaçındım.
Şunu da önemle ifade ederim ki, benim hedefim hiçbir zaman makam, sıra veya protokol olmamıştır. Tek amacım milletimizin yaşadığı sorunları duyurmak, sessiz bırakılan vatandaşın sesi olmaktır. Bu uğurda doğruları söylemekten geri durmadım, durmam da.
Bugüne kadar ortaya koyduğum çalışmalarda şahsi bir menfaat arayışım olmamış, her açıklamamda “kişisel değerlendirmemdir” vurgusunu bizzat yapmışımdır. Ancak gelinen noktada İl Başkanlığı açıklaması, siyasi değil tamamen kişisel bir tavrın ürünüdür.
Bundan sonra da doğruları söylemeye, milletin derdini dile getirmeye ve Kayseri için çalışmaya devam edeceğim.
Kamuoyuna saygıyla duyururum.
Serdar Gökhan Çiçek
Yorumlar
Kalan Karakter: