Teşhisin konulması için yaşanılan atakların tekrarlayıcı olması önemli olduğunu belirten Hande Taştekin, "Çünkü insanların yaşamları boyunca tekli panik atak yaşaması olağandır. Kişilerin yaşadıkları toplum, çevre ve iş gibi stres yapan etkenler atakları arttırıcı olabilmektedir. Genellikle yaşanan ve tekrarlanmasından endişe duyulan ataklara karşı kişi, kaçma yöntemine başvurur. Bunlar, kişinin günlük yaptığı fakat atakların o anlarda yaşanacağından duyduğu endişeden dolayı yaptığı rutin işleri yavaş yavaş bıraktığı durumlardır. Atakların tekrarlanmasına karşı duyulan endişe sonucunda kişi; işe gitme, ev işi yapma, daha önce devam ettiği kurs ve spor gibi etkinliklerini bırakma, yemek yememe, kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmama gibi davranışlar sergiler. Bu tür atakları yaşayan kişilerin etrafında sürekli onu teselli edecek veya koruyacak birilerinin olmasına dair beklenti de artar. Ataklar sırasında birilerine zarar verebilme endişesinden dolayı yalnızlaşma da seçilebilir. Özellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan kaçma davranışının sonunda panik atakla birlikte agorafobi de ortaya çıkabilir" ifadelerinde bulundu.
Panik atak, tedavisi mümkün ve kontrol edilebilecek bir hastalık olduğunu altını çizen Uzman Klinik psikolog Hande Taştekin, Panik atak tedavisinde bilişsel davranışçı terapilerin tedavide olumlu sonuç verdiğin, uzman bir psikolog tarafından yapılacak bu terapilerin, bir psikiyatri uzmanı tarafından ilaçla da desteklenebileceğini ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: