Günümüzde internetin yaygınlaşmasıyla birlikte, alışveriş alışkanlıklarımızda da önemli değişiklikler meydana geldi. Artık, bir ürün veya hizmet satın almak için mağazalara gitmek yerine, online platformları tercih ediyoruz. Bu durum, mesafeli sözleşmelerin yaygınlaşmasına yol açmıştır. Mesafeli sözleşmeler, tüketicilerin satın alma işlemlerini uzaktan gerçekleştirdiği ve taraflar arasındaki iletişimin fiziksel olmadığı sözleşmelerdir. Tüketici açısından özellikle zaman tasarrufu sağlaması ve aynı ürüne ilişkin daha avantajlı fiyatları görebilme imkanı sunması açısından tüketim alışkanlıklarımızda büyük kolaylıklar sağladığı su götürmez bir gerçektir.
Sağladığı bu kolaylıklara rağmen mesafeli sözleşmelerinde kendi içerisinde bir risk barındırdığı unutulmamalıdır. Bu yazımda kısaca mesafeli sözleşmeler açısından tüketicilerin yaşamış olduğu sorunlara, bu sorunlar karşısında sahip oldukları yasal haklarına ve tüketicilerin dikkat etmesi gereken önemli noktalara değinmek isterim.
Güvenilir satıcı veya platform seçimi: Öncelikle tüketicilerin alışveriş yaptıkları online mağazaların güvenilir olup olmadığına ilişkin araştırma yapması gerekmektedir. Bu konuda örnek olarak satıcı veya sağlayıcının ETBİS veya Mersis kaydının bulunup bulunmadığı araştırılabilir. Çeşitli sosyal medya platformları üzerinden alışveriş yapılmaması hususunda tüketicileri uyarmak isterim. Çünkü bu alışveriş sonrası üründe bir ayıp olması ihtimalinde yasal yollardan haklarınızı arayabilmek için elinizde en azından bir fatura,adres vb. bilgiler bulunması gerekmektedir. Üzülerek belirtmeliyim ki sosyal medya platformları üzerinden yapılan alışverişlerin çoğunda ürünün gönderilmediği, gönderilse bile ayıplı ürün gönderildiği ve günün sonunda tüketicinin ödemiş olduğu ücretin iade edilmediği durumlarla sıklıkla karşılaşmaktayız.
İptal ve iade hakkı: Mesafeli sözleşmelerde tüketicilere iptal ve iade hakkı tanınması önemlidir. Tüketiciler, satın aldıkları ürün veya hizmetten memnun kalmazlarsa, 6502 sayılı Kanunun 48.maddesi kapsamında herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Yine satıcı veya sağlayıcı tüketicinin siparişinin kendisine ulaştığı andan itibaren 30 gün içinde edimini ifa etmezse tüketici sözleşmeyi feshedebilir.
Bu konuda da tüketicilerin sahip oldukları haklara ilişkin olarak yanlış bir bilgiye değinmek isterim. Tüketiciler, bu 14 günlük iade hakkını geniş anlamda yorumlayıp genel olarak böyle bir haklarının olduğunu düşünmekteler. Fakat kanunda belirtilen 14 günlük süre sadece mesafeli sözleşmeler için geçerlidir. Tüketicilerin mağazaya giderek satın almış olduğu ürünlerin iadesine ilişkin olarak 14 günlük bir cayma hakkı söz konusu değildir. Mağazadan satın alınan mal ya da hizmette herhangi bir ayıp olmaması durumunda, satıcı veya sağlayıcının ürünün iadesini kabul etmek gibi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Son olarak tüketicilerin gerek mesafeli satış yoluyla gerekse mağazadan yapmış oldukları alışverişlerde ürünün ayıplı olması durumunda yasal haklarını arayabilecekleri Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerine değinmek gerekmektedir.
Tüketici Hakem Heyetleri önüne gelen uyuşmazlıkları 6502 Sayılı Kanun kapsamında ele alıp tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasındaki anlaşmazlıkları çözmek amacıyla oluşturulmuş alternatif bir çözüm yoludur. Tüketici Hakem Heyetleri, tüketici ile satıcı veya sağlayıcı arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için teknik veya uzmanlık gerektiren bazı durumlarda bilirkişi incelemesi yapma yoluna da gidebilirler. Bu hususta da hakem heyetlerinin bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, hiçbir hukuki veya teknik gerekçesi olmayan yada uyuşmazlık miktarının bilirkişiye ödenecek masraftan az olması gibi mesnetsiz yaklaşımlarla bilirkişi atamadan vermiş olduğu karaların çoğunun, itiraz sonucu mahkemede bozulduğu, bu durumun da tüketici aleyhine mağduriyet doğurduğu noktasında gerek hakem heyetlerine gerekse Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğüne eleştirilerimi dile getirmek isterim.
Tüketicilerin satın almış olduğu mal veya hizmetin ayıplı olması durumunda 2023 yılı için tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu 66.000TL olarak belirlenmiştir. 66.000TL’nin altında kalan tüketici uyuşmazlıkları için bulunduğunuz il yada ilçe hakem heyetlerine başvurma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sınırın altında kalan uyuşmazlıklarla ilgili doğrudan mahkemeye dava açılması durumunda ise tüketici mahkemeleri uyuşmazlığın hakem heyeti sınırında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verecektir. Bu sınırın üzerinde kalan uyuşmazlıklar için mahkemeye dava açılmadan önce dava şartı arabulucuya başvuru zorunluluğu da unutulmamalıdır.
Unutmayalım ki, tüketici olarak haklarımızı bilmek ve bu hakları kullanmak önemlidir. Bu sayede güvenilir ve adil ticari ilişkiler kurabiliriz.