"Çocuk haklarına aykırı bir davranış"
“Cezalar caydırıcı değil"
Çocuk hakları ihlalleri ve çocuk istismarı suçuyla ilgili detaylı bilgiler veren Av. Gülay Deveci, “Bu suçlarda cezanın geri bırakılması, uzlaşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılması söz konusu değil. Kesinlikle cezayı alan çekiyor. Bunun dışında da 15 yıllık zaman aşımı süresi var. Yani bu fiili işledikten 15 yıla kadar fail tespit edilirse aynı cezayı alacaktır. Sarkıntılık suçu Asliye Ceza Mahkemesi’nde bunun dışındaki tüm cinsel istismar suçları Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülür. Bizim ülkemizde her ne kadar cezaların artırılması yoluna gidiliyorsa da bana göre yapılması gereken en temel şey eğitim. Ailenin, toplumun bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Çünkü cezaları ne kadar artırırsanız artırın bu suçlarda yukarı doğru bir ivme var, demek ki cezalar caydırıcı değil. Evet, cezaların etkin biçimde uygulanması lazım ama aynı zamanda toplumun da bu konuda çocukluktan, hatta anne karnındayken anne ve babaya verilen eğitim sağlanmalı. Toplumu topyekun olarak dönüştürmemiz gerekiyor” diye konuştu.
"Susmayın ihbar edin"
Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi, UCİM Bilim Kurulu Başkanı Saime Şule Aksakal, UCİM’in Türkiye’de gerçekleştirdiği çalışmaları ve takip ettiği davalardan örnekler vererek yaptığı konuşmasında, “Sivil toplum kuruluşlarının bu konudaki misyonu çok önemli. Bizler aslında devletin karşısında veya devlete muhalefet olsun diye çalışmalar yapmıyoruz. Devleti desteklemek ve yaptıkları faaliyetleri tamamlayabilmek adına çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz, cinsel istismarın en sık yaşandığı yerlere gidip okullardaki çocuklara beden güvenliklerini nasıl sağlatacaklarını anlatıyoruz. Tek bir çocuğun istismardan kurtulması için dağ dağ, köy köy geziyoruz. Eğer istismar varsa çocuk ipucu verebiliyor. Hemen rehabilitasyona, psikoloğa yönlendirip o çocuğun yetişkinliğe sağlıklı bir şekilde ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz. Sizler de lütfen susmayın, ihbar edin. Çünkü çocuklar çok hızlı reaksiyon veren, istismara uğradıklarını davranışları ve hareketleriyle çok hızlı yansıtan varlıklardır. Tek bir çocuğun bile kurtuluşuna vesile olursak bir Türkiye’yi kurtarmış kadar güzel olur” şeklinde konuştu.
"İstismar, intihara sürükleyebiliyor"
"Çocuk İstismarının Psikolojik Sonuçları’’ konusunda önemli bilgiler paylaşan Psikolog Gamze Sırmalı Karabulut, "Çocuk istismarı ihlali gün geçtikçe artan bir toplumsal sorun ama aynı zamanda çocuğun hem beden hem de ruh sağlığına zarar verdiği için bir sağlık sorunu olmaya başladı. Çocuklar istismar açısından çok kolay hedef haline gelebilmekte, her yaştan her cinsiyette çocuk istismara uğramakta. Yapılan araştırmalar kız çocuklarının erkek çocuklarına oranla 2 ila 9 kat daha fazla istismara uğradığını gösteriyor. Çocuklar istismarı söyleyemiyor olabilir. Yaşı küçük olduğu için anlatamıyor olabilir, kimsenin kendisine inanmayacağını ve önemsemeyeceğini düşünebilir, herkesin başına gelen bir şey olduğunu düşünebilir ya da başına bir bela geleceğini düşünebilir, insanların tepkilerinden korkabilir, tehdit edilebilir, utanç duyabilir, ailenin sevgisini kaybedeceğini düşünebilir. Peki biz nasıl anlayacağız? 10 yaş altındaki çocukların oyunlarında cinsel içerikler, sık ve ortalık yerde mastürbasyon yapma, altını ıslatma, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü görülebilir. 10 yaş üstü çocuklarda cinsel davranış gözlemlenmeyebiliyor ama yeme bozuklukları, ani davranış değişiklikleri, içe kapanma, akran ilişkilerinde zorlanmalar, depresyon ve hatta intihara kadar gidebiliyor bu süreç” ifadelerini kullandı.
“Özgür çocuklar kenti oluşturmalıyız"
’’Belediyelerin Çocuk Hakları Konusunda Çalışmaları’’ ile ilgili konuşan Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Şeref Aydın, Atakum Belediyesi’nin çocuklar için yaptığı çalışmaları anlatarak, “Son yıllarda ‘Çocuk Dostu Kent’ler kavramı var. Yani çocuğun geleceğinde yaşayacağı kente dair söz sahibi olduğu, fiziksel ve psikososyal gelişimini destekleyen bir kentten bahsediyoruz. Çocuğun ilişki kurması, sosyalleşmesi, kendisini iyi ifade edebilmesi, yaşadıkları çevreyle bağ kurabilmesidir çocuk dostu kentler. Dünyanın temeli çocuk, her şeyin odağında çocuk var. Sadece ülkemizde değil dünyada vahim bir tablo var. Biz çok şey yapmalıyız. Bedeli biz ödeyelim, bunu göze alalım ama çocuklarımıza yeni bir dünya oluşturalım. Toplumsal duyarlılığa ihtiyacımız var bu da kent kültürüyle kendisini ifade eder. Kent yaşamını çocukları düşünerek planlamak zorundayız. Özgür çocuklar kenti oluşturmalıyız, derdimiz bu olmalı. Bunu yapabilmek için çocuklara sokaklarını geri vermeliyiz. Atakum, Samsun’un en çok gelişen, mimari yapıya sahip kenti ve hızlı büyüyor. Biz buna modern kent diyoruz ama doğru değil. Betonlaşıyoruz aslında, yeşil alanlar elimizden gidiyor. Parklara, sokaklara ihtiyacımız var. Çocuklar sokağa indiğinde herkese güvenerek özgürce oynayabilmeliler” açıklamasında bulundu.

Yorumlar
Kalan Karakter: