Tatar: "Paramız ile İngiliz televizyonuna verdiğimiz reklama bile Rumlar tepki gösteriyor"

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Kayseri'ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kayseri Ticaret Odası'nda basın mensupları ile buluştu. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tatar, hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altında yaşamadıklarını dile getirerek, "Biz Kıbrıs Türkleri olarak 1571’den sonra hiçbir zaman Rumların boyunduruğu altında yaşamadık. Böyle bir şeyi düşünemeyiz. Çünkü bizim yakınımızda bir anavatanımız var. Şu anda bize düşen görev, KKTC'yi daha da fazla güçlendirmektir. İsteğiniz kadar bize haksızlık yapın, istediğiniz kadar bize baskı yapın, istediğiniz kadar bize engellemeler yapın. Biz hiçbir zaman dayatma, empozelerle Rumlara yama olacak bir halk değiliz. Çünkü biz Kıbrıs Türk halkıyız. Bizimde şerefimiz, onurumuz, haysiyetimiz var. Her türlü egemenlik hakkımız var. En büyük erdemlik olan şehit vererek kurduğumuz devletimiz var. Bu devleti yaşatmak ve dolayısı ile güçlendirmemiz lazım. Güçlendire güçlendire en son o tanınmada gelecektir. Çünkü bu gerçeği dünya görmezden gelemez. Mutlaka bu gerçek daha da fazla saygı görecektir. Zaten şimdiden saygı duyuyorlar" ifadelerini kullandı.

Tatar, Kıbrıs'a uygulanan ambargolarla alakalı sorulan bir soruya ise "Ambargo konusunda bizim çıkış yolumuz Türkiye Cumhuriyetidir. Çünkü ihracatımızın önemli bir bölümünü Türkiye’nin limanlarından yapıyoruz. Dünyada bunu kabul etmiştir. Dünya’nın bizimle bir derdi yok. Dünya bizim önümüzü açmaya çalışıyor. Her bir adım atıldığında Rum Cumhuriyeti orada. ‘Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’nin işgalindedir’ diyorlar. Bugün İngiltere’nin bir televizyonunda KKTC turizmini bir reklamı vardı. Rumlar ‘Bu işgal bölgesinin reklamı televizyonda oynayamaz bunu durdurun’ diye televizyona başvurmuşlar. Bizim insanlarımızın hepsi ayağa kalktı. ‘Bize hayat şansı vermiyorsunuz. Bizi yaşatmak istemiyorsunuz. Biz sizinle nasıl anlaşma yapacağız? Sizinle birlikte nasıl yaşayacağız’ diye Rumlara sosyal medyadan muazzam bir tepki gösterdiler. Düşünebiliyor musunuz? Bizim paramızla televizyona bizim otellerimizi, bizim turizmimizi tanıtacak bir reklam vermemizde dahi gidip televizyonları protesto ediyorlar. Gidip televizyona dava açacaklarmış. Şimdi biz bu zihniyetle nasıl anlaşacağız. Adamların niyeti bizi yok etmek. Adamların niyeti bizim yaşam hakkımızı elimizden almak. Bizim bunlarla anlaşmamız mümkün değil" diye cevap verdi.